Mutlu mu Yıllar
30 is loadingi hissederken mutlu olan var mı acaba, neyse ki kabre koşar adım gidiyoruz artık bundan sonrası. Artık düzeltemediğim şeyler için daha erken vakit var hallolur gibi cümleler kuramayacağım lügatten birden çıktı. 26 yılda yirmi altı şey öğrenmiş miyimdir acaba, sanmam. Sadece tek bir şey farkettim sanırım 6 yaşımdaki benle 26 olan ben
Annabel Lee şiirinden esinlenip kendi yazdığım hikayem
"Artık ömrünün son anlarında olan bir adamım ben. Bu satırları yazıyorum ki bu evde yarım kalan aşk hikayem unutulmasın. Benim adım Ozan. 68 yaşındayım. Sonunda sevdiğimle kavuşmama az kaldı. Sıcak bir haziran gününde, sevdiğimle aynı anda doğdum. Aynı anda inletti göğü ağlamalarımız. Sevdiğim, Sevda'm yan komşumuzdu. O da benim gibi
Reklam
Şiir Sanatı, Mutlu olma Sanatı, Komedi Sanatı
_Lord Byron_ _Ey güzel okur! Bir kez burnunu uzattığın bu sayfaların içinden bir daha çıkamayacağına ant içerim! _Tabuttaki ceset gibi yalnızdım. Yalnızdım bir bulut gibi. Yalnızlık dediğim haremindeki sultanınkidir. Mağarasındaki bir münzevinin değil. Hava saydam, gök mavi ve toprak kıvançlıyken, görünmekten hoşlanmayan, çatık kaşlı bulut gibi
Kanada'da mercimek yoktu, 1972 yılında üniversitelerinde mahsül üretim merkezi kurdular, mercimek araştırmalarına başladılar, hatta ürün çeşitliliği için Türkiye'den mercimek örneği aldılar. Bizim çok da umrumuzda olmadığı için, bugün Kanada'dan mercimek ithal ediyoruz, mercimek ithalatımızın yüzde 80'i
Beklemekten vazgeç
Müzik girer(Seksendört – gecelik aşk) Mert in evi gece yarısı.mert i uyku tutmaz ve yatağında döner durur.yatağından kalkar ve aşağı iner.buz dolabının kapağını acar.soğuk suyu sisiden içer.köpeği rex yanında oturuyordur ona bakar.bir yudum daha alır.o sırada kapı çalar.suyu koyar kapıya doğru yonlenır.kapıyı açtığında meltem üstüne
Ne yola geldik, ne yolu terk ettik. İşte şimdi buradayız. Yol bizi bekler. Yol, hiç bitmez Yola devam. Yolu hiç bırakmadık, özgürlük savaşımız hep sürdü. Uğruna ölecek bir fikir bulamadım demişti bir şair. Daha çok şiire ihtiyacımız var, daha çok sevmeye, yolda olmaya… Hey sen, hiçbir zaman umut olmadığını söyleme bana, çünkü umut asla
Reklam
Kalibresiz Düşünmek
Düşünce dünyamızın daralması sebebiyetiyle düşülen çukurdan kelimeler ve okumalarla çıkılabilir. Nasıl okumalar? Elbette doğru okumalar. Analiz yeteneğimizin körlenmesine sebebiyet vermemek için sürekli düşüncelerimizi bilevli tutmamamız gerek. Keskin olmalı öyle ki karşı cepheden bir hücum başladığı zaman geri püskürtme kabiliyetinde ve gücünde olsun. Doğru değerlendirme ve doğru okuma yapmak için çözüm yolu; yedirerek, kalbe dokundurarak, ruha yerleştirerek okumak. Zaman değişiyor,düşünceler de zamanla birlikte evrim geçiriyor ama bu evrim; kötü, çift başlı bir yaratığa dönüşüyor gittikçe. Çünkü insanımız aciz, okumayı doğru yapmıyoruz ne hayatı doğru okuyabiliyoruz ne olayları ne kitapları. Gözümüzü diktiğimiz şey eleştirmek,kötülemek,sürekli aşağıya çekmek. Bu,insanların başarısızlıklarını kamufle etmek için kullandıkları yöntem, örtü ve gizlenmeyi bu şekilde yapıp iyi olan şeyleri pusuya düşürmek derdindeler. Kimsenin iyiye,başarıya tahammülü yok! Bu da yine doğru okuyamamaktan geliyor, nereden gidersek gidelim hangi yolu kullanırsak kullanalım çıkacağımız yer burası olacak. Kapıları açmak gibi bir derdimiz yok,geliyoruz kapının önüne,kapıyı çalıyoruz ve sonra gidiyoruz ama kapıyı zorlamadın ki, icabında kapı olmalısın,kapının da görevinin farkına varmalısın işte bu farkındalıktan doğacak doğru okuma. Velhasıl çok kalibresiz yetişiyoruz,çok fazla dolu olmamız gerekirken fazla ses çıkarıyoruz, boş teneke misali.
Yumurta / Andy Weir
Öldüğünde evine gidiyordun. Bir araba kazasıydı. Özellikle dikkat edilecek bir şey yok ama ölümcüldü. Arkanda eşini ve iki çocuğunu bıraktın. Acısız bir ölümdü. İlk yardım görevlileri seni kurtarmak için ellerinden geleni yaptılar ama faydasızdı. İnan bana, vücudun tamamen parçalanmıştı. Ve işte benimle tanıştın. “Ne… Ne oldu?” diye sordun.
119 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.