Dünya tarihinin görmüş olduğu en büyük yazarlardan olan Tolstoy ortodoks bir aileden doğup vaftiz edilmiş eğitimlerini de bu dinin esaslarına göre almıştır. Fakat pek dindar biri olmamakla beraber kendisine anlatılan şeylere de inanmakta güçlük çekmekte aklına bir türlü yatmamaktadır. İçinde bir “Allah” inancı vardır ama nasıl bir Allah olduğunu kendisi de bilememektedir. Hayatı boyunca çeşitli sorgulamalara girmiş,çıkılması güç buhranların içine düşmüş,Yaşamıma bir kurşunla mı yoksa ilmekle mi son vereyim ikilemlerinde boğulmuş,dünyaya geliş sebeplerini derinlemesine araştırmış,yaşamın amacını tespit için bütün düşünce ve bilgi birikimini kullanmıştır. Ve en sonunda insanın inanç olmadan yaşayamayacağını kavramış ve tüm bilinciyle hissetmiştir. Ve bu inancında Hz Muhammed’in getirmiş olduğu Yüce İslam dini olması gerektiğini belirtmiştir. Yine kendi ifadeleriyle “aklı başında” her insanın İslamiyeti tercih edeceğini belirtmiştir. Onun İslamiyeti kabul etmiş olması Rusya halkı üzerinde derin etkiler yapacağı Rus KGB ajanları tarafından çok iyi bir şekilde bilindiği için onun Efendimizin hadislerinden derlediği bu kitapçığın basımını çok uzun bir süre(1978’e kadar)engellemiş,insanların haber almamalarını sağlamıştır. Denilebilir ki eğer bu engellerle ile karşılaşmamış olsaydı belki de o zamanın Rus toplumunun en azından önemli bir kısmı İslamiyeti seçecek ve bu da sonrasında meydana gelen olayların seyrini daha farklı kılabilirdi. Büyük yazar Tolstoy ruhun şâd olsun.