Kişi,ilişkilerde görür sivri yanlarını,
En zor dönemeçlerini, nereden çıkıp nereden çıkamayacağını..
Tek başınalığında zordur sızıntının yerini tespit etmek ruhunun.
Kişi,bir ötekiyle yaşar öfkesini,üzüntüsünü.Ve bir ötekiyle fark eder neye çok susadığını,
Neyinse onu tıkadığını.. Ve bir ötekiyle tekrar ederek iyileşmeye çalışır tüm zorlantılarını.
Trafikte onu sıkıştıran kişiye öfkelenerek,yarışarak yatıştırmaya çalışır ona parmak sallayanlarla mücadelesini. Parkta çocuğunun diğerlerinden ne kadar da farklı olduğunu içinden geçirerek güçlü hisseder bir ebeveyn,yetersiz kalmışsa bir yanı. Bir arkadaşına nazlanarak bakım almak ister birisi,ya hiç böyle nazlanamadığından ya da nazlanmanın bildiği tek yol olduğundan. Her şey bir ötekiyle anlamlıdır aslında. Mağdurluğunu,hayal kırıklığını,küskünlüğünü hiç kimseye gösteremeyecek olsaydı bir kişi yine de o kadar yüksek yaşar mıydı duygularını mesela? Kimseyle temas etmeseydi, hırs , kıskançlık,rekabet gibi duygular aktif kalır mıydı insanın içinde? Belki de karantina bazılarımıza bu yüzden iyi geliyor aslında.. Biraz uzak...Biraz mesafe.. Daha az tetiklenme..Ötekinin getirdiği daha az yüzleşme..Daha az zor duygu..Bir nevi kaçma belki ya da yok sayma.. Ama belki de bu yüzden iyi geliyor bazılarımıza karantina.. Tetiklenmelerden uzak,kendi kontrolümüzde bir dünyanın varlığını daha çok deneyimlediğimiz için..