Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Siz olsaydınız ne yapardınız?
Kendisini karşılayan sekretere; Nazif Beyle görüşmek istediğini söyledi. Bunun üzerine sekreter birden ciddileşti: 'Nazif Bey mi?'dedi. 'Evet, Nazif Bey!' diye cevap alınca, hüzünlü bir ses tonuyla 'Nazif Bey sizlere ömür efendim, onu kaybedeli dört yıl oldu.' dedi. Hiç beklemediği bu haberle bir acı saplandı
392 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Kürşat ve 40 çeri
Zaman esaretin soğuk yüzünü gösterdiği Bumin ve istemi kağan'ın yokluğunda geçmeye devam ederken; aralarında Birliği bozulan budun ve boyların isyanlarıyla Çin Türkistan'a hakim olmuştu. Kah satın aldığı Türk beyleri ve komutanlar kah esaret altında hizmete meçhul bıraktığı Türk bey ve komutanları esaretin en acı yüzünü Çeltik
Kürşad
KürşadOrhan Yeniaras · Panama Yayıncılık · 2016359 okunma
Reklam
Enes b. Malik'in kendisi rivayet ediyor, diyor ki: "Annemin beni Resulullah'a (sas) verdiği ilk günlerdi. Ben sokakta çocuklar ile oynarken Efendimiz (sas) geldi ve kulağıma bir iş yapmam için bir şeyler söyledi. Ben hemen koşa koşa o işi yapmaya gittim. Yaptım, geri dönüp geldim. Annem benim o halimi görmüş, çok meraklanmıştı. Beni hemen yanına çağırdı ve merakla sordu: 'Resûlullah! Senin kulağına ne söyledi ve seni nereye gönderdi?' Anneme 'Anneciğim! O bir sır, Efendimiz (sas) bana kimsele re söyleme dedi. Ben de kimselere söylemeyeceğim' dedim." Şimdi, böyle bir tablo ile biz karşılaşsak 10 yaşındaki oğlumuz veya kızımız, bize böyle bir söz söyleseydi, gerçekten tavrımız ne olurdu? Hemen "Ya oğlum! Söyle ben senin babanım, annenim, benden mi saklayacaksın?" derdik değil mi? Bakın eti de senin, kemiği de senin diyen Ümmü Süleym ne diyor: "Afferin benim Enesime! Sakın oğlum, ben dahil hiç kimseye Resulullah'ın sirrini anlatma!" Işte anne terbiyesi, işte Ümmü Süleym farkı...
“Yeni listemde tek bir madde var.” “Kulağa oldukça tehlikeli bir listeymiş gibi geliyor.” Mutlulukla, “Ah, öyle,” diye katıldı Callie. “Çok tehli­keli. Özellikle de ünün için.” Ralston meraklanmıştı. “Nedir o madde?” “Bir çapkını sadık bir kocaya dönüştürmek.” Ralston duraksadı, sözcüklerdeki anlamı kavradığında Callie’yi kendine doğru çekti ve ona bir öpücük verdi. Geri çekildiğinde alnını alnına dayadı ve fısıldadı. “Üs­tünü çizebilirsin.”
Sayfa 473Kitabı okudu
Uzun yazıları okumayı pek sevmeyiz
Kendisini karşılayan sekretere; Nazif Beyle görüşmek istediğini söyledi. Bunun üzerine sekreter birden ciddileşti: 'Nazif Bey mi?'dedi. 'Evet, Nazif Bey!' diye cevap alınca, hüzünlü bir ses tonuyla 'Nazif Bey sizlere ömür efendim, onu kaybedeli dört yıl oldu.' dedi. Hiç beklemediği bu haberle bir acı saplandı
GECE YARISI YOLCULARI | 9
Yarım saattir bekleyen Candan hem sıkılmış, hem de meraklanmıştı. Kapıya doğru ilerledi ve akan su sesini duydu. Bu kanlı oda onu iyice boğmuştu ve aşağı inip, bir sigara içmeye karar verdi. Tam o sırada Duygu seslendi, "Candan!" "Efendim!"
Reklam
Genç adam, biraz meraklanmıştı. Zira M, ona numarası olan 007 diye hitap edecek yerde ''James'' demişti. İş saatlerinde ise bu normal değildi. bu işte şahsi bir mesele vardı galiba. M, bunu bir emir saymayacaktı. Daha ziyade bir rica olacaktı bu.
Sayfa 41 - Başak YayıneviKitabı okudu
#Beklentiler
"Olabilir," dedi tilki, "dünyada neler olmuyor ki?" "Ama bu dediğim Dünya'da olmadı!" Tilki şaşırmıştı, meraklanmıştı: "Yoksa başka bir gezegende mi?" "Evet." "O gezegende avcı var mıdır?" "Yok." "Bak bu çok ilginç. Peki, ya piliç?" "Yok." "Hiçbir şey tam istediğin gibi olmuyor," dedi tilki içini çekerek.
Sayfa 79 - CanKitabı okudu
“Bağlar kurmak mı?” “Evet. Sözgelimi sen benim için şimdi yüz binlerce oğlan çocuğundan birisin. Ne senin bana bir gereksinmen var ne de benim sana. Ben de senin için yüz binlerce tilkiden biriyim. Ama beni evcilleştirirsen birbirimize gereksinme duyarız. Sen benim için dünyada bir tane olursun, ben de senin için.” “Biraz biraz anlıyorum,” dedi Küçük Prens, “bir çiçek var... Galiba beni evcilleştirdi.” “Olabilir,” dedi tilki, “dünyada neler olmuyor ki?” “Ama bu dediğim Dünya’da olmadı!” Tilki şaşırmış, meraklanmıştı: “Yoksa başka bir gezegende mi?” “Evet.” “O gezegende avcı var mıdır?” “Yok.” “Bak bu çok ilginç. Peki, ya piliç?” “Yok.” “Hiçbir şey tam istendiği gibi olmuyor,” dedi tilki içini çekerek: Ama hemen konuya döndü: “Hayatımda hiç değişiklik yoktur. Ben piliçleri avlarım, insanlar beni avlar. Bütün piliçler birbirine benzer, bütün insanlar da. Doğrusu epey sıkıcı. Ama beni bir evcilleştirsen hayatım günlük güneşlik oluverir. Öteki ayak seslerinden apayrı bir ayak sesi tanırım. O sesler korkuyla kovuğuma kaçırtır beni, seninkiyse tatlı bir ezgi gibi yeraltından çağıracaktır. Bak, öteki buğday tarlalarını görüyor musun? Ben ekmek yemem. Buğdayın önemi yok benim için. Buğday tarlaları bana bir şey demiyor. Bu çok acı ama senin saçın altın renginde. Beni evcilleştirsen ne iyi olurdu, bir düşün! Altın rengindeki başaklar seni anımsatacak artık. Başaklardaki rüzgârı dinlemeye can atacağım.”
Sayfa 109 - Can Çocuk
Küçük Prens
Tilki şaşırmış, meraklanmıştı: "Yoksa başka bir gezegende mi?" "Evet." "O gezegende avcı var mıdır?" "Yok." "Bak bu çok ilginç. Peki, ya piliç?" "Yok " "Hiçbir şey tam istendiği gibi olmuyor," dedi tilki içini çekerek:
Sayfa 79 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hz. Muhammed, çok sürmeden uykulu bir hal aldı yine. Hz. Âişe meraklanmıştı. Hz. Fâtıma niçin önce ağlayıp sonra gülmüştü. Sebebini sordu. Öğrenince, son ümidi de kesildi. Hz. Fâtıma, sevgili babasının uyumasından faydalanarak, odadan çıktı ve kızlarını görmeye diğer odaya gitti. Çok oyalanmayıp hemen dönmüştü ki, içeriden Hz. Âişe'nin feryatlarını duydu. Girmek üzereyken, Hz. Ebubekir odadan çıktı ve onun girmesine mani olup baş sağlığı diledi. Ve Hz. Fâtıma, o günlerdir içindekileri kimseye hissettirmeden, insan üstü bir gayretle çalışan kadın, düşüp bayıldı.
Sayfa 363 - bahar yayınlarıKitabı okudu
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.