Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
(jackie Collins adlı yazarın Şen dullar adlı kitabının eleştirisi. Sitede kitap yüklü olmadığı için ileti olarak paylaşmak zorunda kaldım.) Yazarı 1000 kitap'taki bir haberde tanıdım. Yazarın ölüm haberiydi bu haber. Bu üzücü haber benim yazarla tanışmama vesile oldu. Kadın ölümüyle bile okur kazandı. Bir yazarın en çok istediği şeylerden biri de
243 syf.
7/10 puan verdi
Yazarı 1000 kitap'taki bir haberde tanıdım. Yazarın ölüm haberiydi bu haber. Bu üzücü haber benim yazarla tanışmama vesile oldu. Kadın ölümüyle bile okur kazandı. Bir yazarın en çok istediği şeylerden biri de bu olsa gerek. Öldükten sonra da okunmak... Yazarın üslubu Harold Robbins adlı yazarla benzerlik gösteriyor. İkisi de benzer vakitler kitap
Şen Dullar
Şen DullarJackie Collins · Kelebek Yayınları · 19839 okunma
Reklam
Metin Erksan, Aşık Veysel'in hayatını anlatan bir film yapar. Adını "Karanlık Dünya" koyar. Ama film sansüre uğrar. Önce adını "Dünya karanlık olmaz." diyerek "Aşık Veysel'in Hayatı" diye değiştirirler. Ayrıca filmde Veysel'in gözleri çiçek hastalığından dolayı çocukken kör oluyor ki gerçekten de öyle. Sansür kurulu "Kasabada doktor mu yokmuş, bu Türkiye'nin aleyhine olur, ülkemizde sağlık sorunu varmış zannedilir." gerekçesiyle bu sahneyi kaldırır ve yerine hemşirelerin, doktorların bolca olduğu ve büyük bir devlet hastanesinin bulunduğu bir sahne ekler. Hatta filmdeki hastane Sivrialan Devlet Hastanesi adını alır. Halbuki böyle bir hastane o yıllarda yoktur. Bu arada filmdeki doktorlar "Artık köyümüzde çiçek hastalığı olmayacak" diye konuşturulur. Yine filmde Veysel'in bir tarlada yürüme sahnesi vardır. Fonda buğdaylar görülmektedir ama kurul "30 santimlik buğday çekmişsiniz. Sanki ülkemizde tarım çok geriymiş gibi bir anlam çıkar. Bu sahneyi de çıkarın." der. Yerine, Amerikan filmlerinden alınmış 1 metre uzunluğunda buğdayların göründüğü ve 5-10 tane biçerdöver makinesinin bulunduğu bir sahne eklerler. Filmde köy kadınlarından biri çıplak ayakla dolaşmaktadır. Kurul, "Türk insanı çıplak ayakla dolaşmaz." diye bu sahneyi de çıkarır. Sonunda film bambaşka bir hale gelir.
Yıllar sonra bile annenizin karşısına gururla çıkarabileceğiniz adamlara aşık olun, adı geçtiğinde sizi ne kadar üzdüğü belli olmasın diye gözlerinizi kaçırdığınız adamlara değil! Geçen gün ağlayacaktım az kalsın, Annem yüzüme bakıyordu. Annem yüzüme ağlarsan, ağlarım der gibi bakıyordu. Kaç yaşında olursanız olun, yüzünüze öyle bakar
Jarvinen, Okunen ve Gulbe Nasıl Kral Oldular? Reçel Kralı Jarvinen anlatıyor... Ben önceleri yoksul bir sokak çocuğuydum. Şimdi ise yurdumuz için büyük ve iyi bir güç olduğumu söyleyebilirim. Ben bu konumumu kime borçluyum? Tesadüfen dinlediğim bir konferansa değil mi? Daha önce de söylemiştim. Küçük dükkânımda kurabiye ve
Cinayet
Genelev Çiçekçisi Selim'in cesedi iki gecedir çiçeklerin arasında yatıyordu. Sırtüstü düşmüştü, çiçeklerin saplarını kesmek için kullandığı bıçak, kalbine saplanmıştı. Cumartesi gecesi öldürüldüğünü düşünüyorduk. Katil onu öldürdükten sonra kapıyı çekip çıkmış olmalıydı. Araya tatil girince çiçekçi bir gün kapalı kalmış, cesedi bu
Genelev ÇiçekçisiKitabı okudu
Reklam
Yola nereden başlayacağımı kırk yaşımda anladım. Nereye varmam gerektiğini anlamam ise engelli, uzun ama tutkulu bir süreç oldu. Biliyorsun, şimdi televizyonda, gazetelerde görüyoruz, sahte ermişler, sahte peygamberler türüyor; bugünden yarına onların öğretilerine göre yaşayanlar da çığ gibi artıyor. Bütün bu tarikat önderlerinin, huzuru ve
Sayfa 139Kitabı okudu
Aşık Veysel
BU ÂLEMİ GÖREN SENSİN Bu âlemi gören sensin Yok gözünde perde senin Haksıza yol veren sensin Yok mu suçun burda senin Kâinatı sen yarattın
Sıcaklarda
... Bu sıcaklarda seni düşünüyorum bilmiyorum aklımda en çok kalan ne gözümün önüne gelen boynun mu bilekierin mi çıplak ayağın mı bana benim olurken söylediklerin mi? ... 10 Temmuz 1959
Sayfa 18
"Tişörtü yok mu bunun?" diye sordum, bir kürek alırken. "Maalesef olduğunu sanmıyorum.Kışın bile böyle.Her zaman etrafta yarı çıplak gezer."İnledi."Tenini... bu kadar çok görmek zorunda olmam iğrenç.Iyy." Onun için iğrençti.Benim içinse kahrolası seksiydi.Stratejik noktalarda bir sürü delik.Güzel bir vücut.İğrenç tavırlar.Seksi erkeklerin kutsal üçlüsüydü bunlar."
Reklam
Beni hep bilmediğim yerlerimden kırıyorlar anne. Beni hep uzanamayacağım yerlerimden yaralıyorlar. Çok geç oluyor vakit. Beni hep gece yarılarında bırakıyorlar. Boşluklarına geliyorum, sonra boşluklarından düşüyorum. Kime dökülsek, eksilmişiz. Korumamız gerekmiş kendimizi, güvendiklerimizden. Bahar nasıl olsa geliyor da unutturuyor mu karda çıplak ayakla yürüyen çocuğa acısını? Anne kim bu hayatın kaybedenleri? Ezenler mi, ezilenler mi? Mutsuzluk geçiyor da pişmanlığımız hep mi baki? Nursen Yildirim
Beyaz Mantolu Adam
Kalabalık bir topluluk içindeydi. Başarısızdı. Parası yoktu. Dileniyordu. Caminin önündeydi. Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filân hepsi tamamdı. Özellikle avlusu: dilenenler için en önemli yer. Bir kenarda duruyordu. Hiçbir hüner göstermediği için ya da acındırıcı bir garipliği olmadığı için
Sayfa 13 - Sinan Yayınları 1973 - İletişim Yayınları Bütün Eserleri 4 İstanbul 1987 2.BaskıKitabı okuyacak
Oğuz Atay
OĞUZ ATAY’A MEKTUP "Sevgili Oğuz Atay, Belirsiz bir zamandan yazıyorum sana bu mektubu. Hangimizin şimdiki zamanı daha kıymetli diye düşünmeden. Bilirim sevmezsin geçmiş zaman güzellemelerini. O yüzden sana biraz gelecek haberleri vermek istedim. (Gelecekten haberler diyecektim utandım, falcılara bile saygı duymak lazım.) Önce
1.480 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.