Erol Günaydın vatani görevi için Ağrı’nın Yukarı Biligan Köyü’ne atanır. Öğretmen olarak görev yapacağı okulun eksiklerini görünce, bakanlığa bir dilekçe yazar. Fakat eksikler tamamlanmaz. Bunun üzerine sanatçısı olduğu Dormen Tiyatrosu’nun sahibi Haldun Dormen’e bir mektup yazar;
“Patronum, bana yazın. Bana çocuk kitapları yollayın. Benim küçük vahşilerime yardım edin. Maarif hiç yardımda bulunmuyor, okulda hiç oturacak sıra yok. Sıra yapılması için on tahta verdiler. Kalemleri, defterleri hiç yok. Tebeşir yok. Galiba bu ay maaşı bunlara yatıracağım. Önlüklük siyah kumaş yollarsanız çok makbule geçecek. Burada bulmanın imkanı yok. Dağda geçecek günlerimi süsleyecek bu güzel gerçekleştirmek istediğim hayallerim. Muhtara söyledim, köylülerle çalışıp köyün yollarını düzelteceğiz. Baharda da köye ağaç dikeceğiz.
Patronum isteklerim çok oldu ama bunlar çok az paraya bakar. Çok özledim sizleri. Kendimi bu işlere vermezsem hiç günler geçmeyecek. Bitmeyecek...
Dağlar kadar büyüdü içim...”
Saygı ve rahmetle 🙏🙏💖💖
Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her
Artık gitmene izin verme zamanımın geldiğini nihayet kabul ettim. Bir süre seni özledim ardından ağladım, uzunca bir süre bunu neden yaptığını merak ettim ama sonunda kabul ettim. Kalbimde seni her zaman özel bir yerde tutacağım ama artık hayatımda değil. Senden çok şey öğrendim ve kendi değerimi şimdi anlıyorum şimdi hayatıma devam etme zamanı..
...
Birden geliyorsun aklıma öylece
En soğuk yalnızlığımda..
Belki de en güzel çaresizliğimsin sen benim
Belki de çaresizliğime bir çare
Seni neden mi çok özledim..
Çünkü; herkesle çoğalırken yalnızlığım
Ben, bir senle yalnızım...
.
Bana sen gerek, şu küslüğü bırak
Gel konuşalım ordan burdan
Bahçemin deli, ey yaman gülü
Feda uğruna, yansın bu orman
Sana ben ezelden geldim, lan
Bi' çağır hele bak, bu yerde durmam
O kara göze, kaşa ben ki kurban