Karşındakini yargılamayı bırakırsan ‘bana zarar verdi’ yargısından kurtulursun. ‘Bana zarar verdi’ yargısından kurtulursan zarar dediğin şeyden de kurtulmuş olursun. İyi de ben güçlü filan değilim ki! Böyle vir vir vir konuştuğuma bakma. İnsan başka çaresi olmayınca öyleymiş gibi yapıyor.” “Bazen insan, konuştuğu kişi daha ağzını açmadan neler
Diriliş Bayramı kutlu olsun!!!
“Kadınlar haftanın ilk günü, sabah çok erkenden, hazırlamış oldukları baharatı alıp mezara gittiler. Taşı mezarın girişinden yuvarlanmış buldular. Ama içeri girince Rab İsa'nın cesedini bulamadılar. Onlar bu durum karşısında şaşırıp kalmışken, şimşek gibi parıldayan giysilere bürünmüş iki kişi yanlarında belirdi. Korkuya kapılan kadınlar başlarını yere eğdiler. Adamlar ise onlara, “Diri olanı neden ölüler arasında arıyorsunuz?” dediler. “O burada yok, dirildi. Daha Celile'deyken size söylediğini anımsayın. İnsanoğlu'nun günahlı insanların eline verilmesi, çarmıha gerilmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini bildirmişti.” O zaman kadınlar İsa'nın sözlerini anımsadılar. Mezardan dönüp bütün bunları Onbirler'e ve ötekilerin hepsine bildirdiler. Bunları elçilere anlatanlar, Mecdelli Meryem, Yohanna, Yakup'un annesi Meryem ve bunlarla birlikte bulunan öbür kadınlardı. Ne var ki, bu sözler elçilere saçma geldi ve kadınlara inanmadılar. Yine de, Petrus kalkıp mezara koştu. Eğilip içeri baktığında keten bezlerden başka bir şey görmedi. Olay karşısında şaşkına dönmüş bir halde oradan uzaklaştı.” ‭‭LUKA‬ ‭24‬:‭1‬-‭12‬ ‭
Reklam
herkes sevildiğinden emin olduğu yerlere değil, emin olamadığı yerlere gitmek istiyor. ama sen seviyordun ve o bunu biliyordu. seni kazanmak için uğraşmasına gerek kalmamıştı. şimdi anlıyor musun nerede yanlış yaptığını? onu sevdiğini her şeyden fazla hissettirdin ona... bazı insanları kazanmak için gitmen gerekebilir. biliyorum çok saçma... ama aşkta ne mantıklı ki?
Sayfa 66 - İnkilâpKitabı okuyor
Adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde Yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu
Yumurtalık olayı
"İtoğluiti bıraktılar dışarı. Bütün komünistleri saldılar ortalığa, bütün şeyleri... Git bana buranın sahibini çağır!" Garson çekildi. Adam ayağa kalktı, Yavuz'un masasından duyulacak biçimde bağırmaya başladı: "Bu komünistin ne işi var lan burada? Niye soktunuz bunu benim olduğum yere? Bu aktör filan değil lan, vatan
Sayfa 182Kitabı okudu
İlk ızdırabım şunu gösteriyor: İkinci saniyemin hissetmeye mahkum olduğu şey Ve benim bütünüm en iyi panzehir Bu acıyı yumuşatmak ve iyileştirmek.— bunu birkaç sayfa önce zaten yazıya dökmüş olduklarını kabul etmek onu oldukça üzdü. "Neden bizim için kendiniz bir tane yazmıyorsunuz Bay Elton?" dedi; “tazeliğinin tek güvencesi budur; ve hiçbir şey senin için daha kolay olamaz.” "Oh hayır! hayatında neredeyse hiç böyle bir şey yazmamıştı. En aptal adam! Bayan Woodhouse'un bile" -bir an durdu- "ya da Bayan Smith'in ona ilham veremeyeceğinden korkuyordu." Ancak hemen ertesi gün ilhamın bir kanıtı ortaya çıktı. Bir arkadaşının hayran olduğu genç bir bayana söylediği saçma sapan bir saçmalığı içeren bir kağıt parçasını masanın üzerine bırakmak için birkaç dakika aradı. Emma hemen onun kendisine ait olması gerektiğine ikna oldu. "Bunu Miss Smith'in koleksiyonu için teklif etmiyorum" dedi. "Arkadaşım olduğu için onu herhangi bir şekilde kamuoyunun gözüne sokmaya hakkım yok, ama belki de ona bakmaktan hoşlanmayabilirsin." Konuşma Harriet'ten çok Emma'ya yönelikti ve Emma bunu anlayabiliyordu. Onun hakkında derin bir bilinç vardı ve arkadaşının gözlerine bakmaktansa onunla göz göze gelmeyi daha kolay buluyordu. Bir an sonra gitmişti: - bir anlık duraklamanın ardından, Emma gülümseyerek ve kağıdı Harriet'e doğru iterek, "Al şunu," dedi; "bu senin için. Kendinizinkini alın.” Ama Harriet titriyordu ve ona dokunamıyordu; ve hiçbir zaman birinci olmaktan hoşlanmayan Emma, ​​onu kendisi incelemek zorunda kaldı. Özlemek--
Reklam
Evet, âdet olmasına âdettir; Ama ben ne kadar burada doğmuş, Burada yetişmiş de olsam, doğrusu, Bu âdete uymamayı daha şerefli buluyorum Uymaktan. Bu saçma cümbüşler, doğuda batıda Söz getiriyor bize bütün milletlerden, Sarhoş diyorlar bize, domuz diye Kirletiyorlar milletimizin adını. Kazandığımız zaferler ne kadar parlak da olsa, Şanımızın özünü iliğini kemiriyor bu halimiz. İnsanın kendisi için de böyledir bu; Çok kez bir kusur olur yaradılışında, Suçu da yoktur bunda, Kendi seçmemiştir çünkü doğuşunu. Olur a, pek aşırı bir öfkeye kapılıp Aklın duvarlarını yıkar geçirir, Ya da ciğerlerine işlemiş bir alışkanlık Gelir berbat eder en güzel davranışlarını. Evet, tabiatından ya da bahtından gelen Bir tek kusurla damgalandı mı insan Başka değerleriyle bir melek olsa, Bir insanın olabileceği kadar büyük olsa, Yalnız o kusurundan ötürü Düşer insanların gözünden. Bir damla kötülük en soylu varlığı Lekeler ve yıkar bile bazen.
"Sans mı?" diye karşılık verdi Mathilde. "Kendini bulmak mi? Josef, sen neler diyorsun? İstediğin nedir? " Senden hiçbir şey istemiyorum! Kendimden bir şey istiyorum. Yaşamımı değiştirmek zorundayım! Yoksa, bir kere bile yaşadığımı hissetmeden ölümü karşılamak zorunda kalacağım." "Josef, çılgınlık bu!" Mathilde sesini yükseltmişti. Gözleri korku doluydu. "Ne oldu sana? Ne zamandan beri senin yaşamın, benim yaşamım diye bir şey var? Biz bir yaşamı paylaşıyoruz, yaşamımızı birleştirmek için birbirimize yemin ettik." "Ama benim olmayan bir şeyi sana nasıl verebilirim?" "Seni artık hiç anlamıyorum. 'Özgürlük!', 'kendini bulmak', 'hiç yaşamamış olmak'; bu sözler bana çok saçma geliyor. Sana neler oluyor Josef? Bize neler oluyor?"
Sayfa 359Kitabı okudu
Yaşamayan yoktur?
adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime anne dedim, hadi çay koy da içelim.
Hata
Bazen insan güzel bir dostluğu arkadaşlığı bulduğunu, çok uyumlu olduğu biriyle karşılaştığını düşünür. Ama yaptığı çok saçma bir hata yüzünden herşeyi eline yüzüne bulaştırır. Ve herşey başlamadan biter Çok üzgünüm çok özür dilerim affet beni
Reklam
adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime anne dedim, hadi çay koy da içelim.
Sayfa 33 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Evet, en küçük yaşlardan itibaren anadil yerine yabancı dil öğrenmenin sakıncası üzerine laf ebeliği yapmak -kuşkusuz çok saçma ve geçerliliğini yitirmiş bir konu- çirkinlik derecesinde safdilliktir, ama bence bu konu üzerinde bir çift de olsa söz etmeyecek, düşüncelerimi dile getirmeyecek kadar da eskimiş değildir. Ayrıca, her eski konunun tartışılacak bir yanı mutlaka vardır.
Sayfa 452 - Yapı Kredi Yayınları
elli beş yaşındayım. hayatı bana nasıl öğrettilerse öyle tanıyorum. yani yanlış, saçma ve yüzeyden. hayatımızı bozan ölümden de kötü bir şey var mı? var tabii.. ama bütün bunları öğrenmem için vakit çok geç. oysa güneşin henüz sıcak olduğu günlerde her şey biraz mümkün gibiydi. alışılmışın dışına çıktığım o ilk andan sonra her şey mümkün gibiydi. hadi, gidin artık. olmuyor.. olmadığını siz de biliyorsunuz.
Adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde. Yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu. Otoban dolusu gürültüyü sıkıştırılıp beynime ; "Anne," dedim, "Hadi çay koy da içelim.."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.