Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hepimiz için.
Gün, henüz hızını almaya başladı. Bir çoğumuz için başlamamış bile olabilir. Zaman bir tavşan bir tazı oynarken her köşeden bir kafa her kafadan bir ses her seste bir diken.. Hepsi birlikte kendinden ödün vermeden üstüne çullanır ve seni minderin dışına çıkarmaya çalışırlar. Hamlelerinin sana denk gelmemesi, canını yakmaması güçtür sıkı
Biz bu kadar sağlam duramıyorsak, kişiliğimizle ya da elde ol tiğimiz başarılarla ilgili birkaç ağır söz işitince göz yaşların,ı boğuluyorsak, bunun nedeni, haklı olduğumuza inanmak için ille de başkalarının onayına gereksinim duymamız olabilir. Başkaları tarafından onaylanmamayı bu kadar ciddiye almamızın temelinde ise, yalnızca terfi etmek ya da ayakta kalmayı başarmak gibi pragmatik nedenler değil, çok daha önemli bir neden yatar: Alaya alınmak yoldan çıktığımızı gösteren ve asla göz ardı edemeyeceğimiz bir işaret gibi gelir bize.
Reklam
360 syf.
·
Puan vermedi
Bomba gibi her an patlamaya hazır
Antika mecazen tuhaf, acayip, norma karşı, geleneğe uymayan gibi manalara gelir Titanik ise bildiğimiz 1912 batan Titanik'in hem gerçek anlamıyla hem de sonunda batacak bir geminin yani hayatın sembolik bir ifadesidir. Ne kadar ihtişamlı olursan ol sonunda batacaksın. “Hayat bir gemidir. Alabora olacağı kesin bir gemi.” -
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
Antika Titanik
Antika TitanikMurat Menteş · April Yayıncılık · 20185,7bin okunma
500 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Bizler bu günü yaşarken ne kadar rahat olduğumuzu gerçekten fark edemiyoruz. Rahat derken sosyal yaşam demek istiyorum ekonomiği usuma bile getirmiyorum. Ekonomiği bu hale gelmesinin nedenine girmeden Keşke'ye göz atmanızı öneririm. Bizlere bu toprakta daha nefes nasip olmazken bizlerin bugün bu mesleği yapmamızda,  bu sözcükleri yazmamıza
Keşke
KeşkeSema Soykan · Alfa Yayınları · 2021769 okunma
342 syf.
7/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Üç kitaplık ( Kızım Olmadan Asla, Çocuk Sevgisi Uğruna, Benim Adım Mehtap) bir mücadelenin sonuna geldik. Okuması, okumayı da geçtim okuduktan sonra sindirilmesi zor kitaplardı. İkincisi maalesef bu açıklamamın çok dışında. İkinci kitap Kızım Olmadan Asla'nın hatırına basılmış, okuyucuya sunulmuş olduğu kanaatindeyim zira. Betty ve kızı Mehtap'ın İran'dan ayrıldıktan sonra neler yaşadığını bilmek isterdim daha çok. Fakat bundan eser yoktu,daha ziyade anne ve/ veya babaları tarafından kaçırılan çocuklara uzattığı yardım elinden bahsedilmişti. Kafamda cevap bekleyen soruları Mehtap'ın anlatmış olduklarında buldum. Babasını affedememesine hem hak verdim hem de üzüldüm. Bir kız çocuğunun ailede en değerlisi babasıdır. Böyle bir yaşantıyı asla hak etmedi. Hikâyenin en başına götürüyor Mehtap okuyucuyu. İki haftalık tatil için gittikleri İran, hem annesine hem de kendisine deyim yerindeyse bir hapishane oluyor. Ve özellikle Mudi'nin değişen davranışları, sertleşen tavırları her şeyi daha da çekilmez hale getiriyor. Büyük bir mücadelenin sonunda Amerika'ya dönmeyi başaran anne kız, yine de kaçak göçek yaşantılarını sürdürüyorlar. Mehtap'ın kendi ayakları üzerinde durmayı başarabilmiş, kendinden emin, ayakları yere sağlam basan güçlü bir kadın olmasından gurur duydum. Kitap içerisinde çoklukla rastlanan yazım yanlışları ve de yanlış yazılmış kelimeler var, onları düzeltirken dikkatinizi dağıtıp biraz sıksa da gerçek yaşam öyküsü olduğundan dolayı yaşananların ağırlığı öne geçip söz konusu hataları gölgeliyor.
Benim Adım Mehtap
Benim Adım MehtapMehtap Mahmudi · Yakamoz Yayınları · 2020267 okunma
İdeal bir dünyada, evlilik yeminleri baştan sona yeniden yazılacak. Nikah masasındaki çift şunları söylecek: " Birkaç yıl sonra, bugün burada yaptığımız şey hayatımızın en kötü kararı gibi görünmeye başlarsa, paniklememeyi kabul ediyoruz. Bununla beraber, gözümüz dışarda olmayacak, söz veriyoruz. Zira dışarda bundan daha iyi seçenekler olamayacağını kabul ediyoruz. Hiçbirimiz iflah olmayız. Kaçık bir türüz biz." Cemaat son cümleyi büyük bir ciddiyetle tekrarladıktan sonra, çiftimiz şöyle devam edecek: " Birbirimize sadık kalmaya çalışacağız. Bununla beraber, başkalarıyla yatmamıza izin verilmemesinin bir varoluş trajedisi olduğundan eminiz. Kıskançlıklarımızın bu tuhaf ama sağlam ve müzakereye kesinlikle kapalı kısıtlamayı çok gerekli hale getirdiği için kusurumuza bakmayın. Cinsel açıdan tam bir Don Juan hayatı sürüp pişmanlıklarımızı farklı farklı insanlara yüklemek yerine, bütün pişmanlıklarımızı sadece birbirimize yükleyeceğimize söz veriyoruz. Farklı mutsuzluk seçeneklerini inceledik ve sonunda birbirimizi birbirimizle bağlamayı seçtik." Aldatılan eş, partnerinin sadece kendisiyle hoşnut olmasını istediğini söyleyip, büyük bir kızgınlıkla halinden rahatça şikayet edemeyecek. Bundan daha dokunaklı ve daha yerinde bir şey yaparak şöyle haykıracak: " Nice zorluklarla kazanılmış evliliğimizin temsil ettiği özel taviz ve mutsuzluk çeşidine sadık kalacağına güvenmiştim."
Reklam
265 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba arkadaşlar sizlere güzel bir kitap yorumuyla geldim. . . Gazal her savaşa hazırlıklı olan bir lider.Herkesin sevgisini,saygısını kazanan biri.Gurgan halkından tek başına kalan Gazal.Tek kaldığı için bir Lord. . . "Birçok kişi, eğitim gören çocuklar gibi Gazal'a saygı duyuyordu.Guryanlar aslında insanlar gibi değillerdi.Oldukça zeki ve güçlülerdi.Her birinin 5 ayak parmağı yerine 4 ayak parmağı vardı.Bu şekilde kolaylıkla ayırt edilebiliyorlardı. Fakat kimse bu konudan söz etmezdi.Çünkü Gazal'ın kendi türünün soyu tamamen tükenmişti.Guryanlardan sağ kalan son kişiydi. . . Lord Gazal Songuryan, zekice hamleleriyle öne çıkarken, şimdiye kadar bilmediği yetenekleri de açığa çıkmaya başlıyor.Songuryan serisinin ilk kitabı Atropa Kralı, büyüleyici dünyasıyla, sağlam kurgulanmış karakterleriyle bir solukta okuyacağınız bir macera vadediyor. . . Kesinlikle okuyun tavsiye ederim.Yazar kitabı çok akıcı ve anlaşılır dille kaleme almış.Okuduğunuz zaman her satır gözünüzde canlanıyor.Fantastik türde böylesine başarılı bir eser görmek oldukça gurur verici.Yazarımız da aşırı tatlı kalemi daim olsun ve devamını bekliyoruz. . . Savaşlar olur ve insanlar ölür.Ancak bir Gurgan savaşta ölmez.
Songuryan
SonguryanFatma Şener · Luna Yayınları · 202118 okunma
Vefa..
Vefanın, bağlılığın birinci derecesi, insanın öncelikle kendisine bağlı olana içten bağlı olmasıdır. Bu, hem aşık hem de maşuğun üzerine düşen vazgeçilmez bir sorumluluk ve mutlak bir görevdir. Bundan ancak soyu kötü, ahlakı bozuk, hayırdan yoksun olanlar uzaktır.. Vefanın ikinci derecesi size hainlik edene vefakar olmaktır. Bu, sevgili için
531 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Var ile Yok Arasında Seçim Yapan İki Tip Karakter
Bir tarafta Kinyas, bir tarafta Kayra. Hakan Günday’ın yeraltı edebiyatı türünün önemli örnekleri arasında sayabileceğimiz kitabının adı bu iki isimden oluşuyor: Kinyas ve Kayra. Kinyas ve Kayra Günday’ın okuduğum ilk romanı. Doğan Kitap tarafından basılan roman 567 sayfadan ve üç bölümden meydana geliyor. Birinci bölümde Kinyas ile Kayra’nın
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202226,9bin okunma
372 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Ne özet ne inceleme. Öylesine bir hatırlatıcı.
Kendime hatırlatıcı olması nedeniyle yazmamdam ötürü ufak da olsa spoiler içerecektir. Lütfen okumadan dikkate alınız.! İyi okumalar... Kitabın yazarı olarak Platon, ideal devlet yapısını anlatırken aslında kendi düşüncelerine değil hocası olan Sokrates'in ifadelerini diyaloglar şeklinde yazıya dökmüştür. Sokrates ideal devlet yapısı böyle
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926,7bin okunma
Reklam
210 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Öncelikle ciddi ve zor bir kitap. Bazı karakterler gerçekten var mıydı halen emin değilim, içindeki senin sana yaptığı bulanık bir kafa karıştırma komedisi. Paragrafları defalarca okuyorsunuz. Hatta kendinizce düşünmeyi bırakıp Hesse zihnine bürünüyorsunuz. Bir elimde kahve bir elimde kitap uzanıp okuyayım, diyemiyorsunuz. Fakat Hesse'nin dili
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20227,7bin okunma
İnsanın hayatta biriktirdiği en önemli şeyin sağlam dostlar olduğunu, bir insanın hayatına en çok anlam katan şeyin sevildiğini bilmek olduğunu en çok burada anladım.
Ben duygulandım. Muhteşem bir bölüm...
Eskiden, eskiden Mahmut, yalnız Yeni Cami önünde altı yüz kuşu birkaç saat içinde havaya gökyüzüne salıvermiş, Eminönü alanını, İstanbul şehrini sevinçle, sevgiyle mutlulukla, dostlukla, bir acımanın güzelliğiyle doldurmuştu. Kuş salıvermenin, bir can kurtarmanın mutluluğuyla... Mahmut, bir kuş salıverip de, avucu boş kalan, uzun bir süre bıraktığı kuşun, yitip gidinceye kadar ardından bakan insanın yüzündeki çocukça sevgiyi, mutluluğu, güzelliği unutamıyor. Bazı çok yaşlı, beli bükülmüşler kuşlar avuçlarından uçup gidince sevinerek çocuklar gibi zıplayıp el çırparlardı, kuşun ardından da ağız dolusu bir sevinç kahkahası fırlatırlardı. Şimdi, şu İstanbul'da herhangi bir güzellik, iyilik, sevinç verecek bir olay üstüne böylesine ağız dolusu bir sevinçle gülecek bir kişi var mı? «Dur Mahmut, sen de onlar gibi oluyorsun.» Var, var, tabii var, olmaz olur mu? İnsanlıktır bu... Kat kattır, en sağlam, en güzel mücevheri en alttadır, soydukça insanlığı, kabuğundan soydukça, bir kat, iki, üç, dört, beş kat, gittikçe aydınlanır insanlık, güzelleşir. Çirkin olan insanlığın en üst kabuğudur. Adam olan hem kendi kabuğunu, hem insanlığın kabuğunu durmadan soymağa çalışır. Soydukça ortalık aydınlanır, soydukça... «Dur, Mahmut dur.» «Durmam,» diye bağırdı, «insanlara söz ettirmem. Olmaz. Bir yerlerde bir şeyler kalmıştır. Durmam, vardır. Parlıyordur. Biz onu bulamıyorsak gücümüz yoktur. O parlak ışığı göremiyorsak, gözümüz içimizin karanlığındadır.» Umutların öldüğüne iyice inandığın bir anda insanlık, binbir yönden açan bir ışık-umut çiçeğiyle birden aydınlanıverir...
Sayfa 63 - Toros YayınlarıKitabı okudu
314 syf.
9/10 puan verdi
·
75 günde okudu
büyük harflerden habersizim.
merhaba. bu incelemeye özel bir zaman ayırdım çünkü çok kıymetli olduğunu düşünüyorum ve bundan dolayı okuduğum süre boyunca denemeler'i aklımın her kıvrımına ince ince işledim. hatta satırların altını bile çizmeye kıyamayan biri olarak üstüne notlar aldığım ilk kitabım oldu. kitaptan önce çevirmenden ve ön sözden bahsetmek istiyorum. keyif
Denemeler
DenemelerMontaigne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202154,7bin okunma
Düşünmek zordu...
"Düşünmek zordu, düşünmek büyük bir enerji istiyordu. Hele yaratıcı, araştırıcı düşünce için çok yorulmak gerekiyordu; belki sağlam kafa sağlam vücutta bulunuyordu, ama galiba sağlam vücutlar yorulmak istemiyordu, ya da bu cümlede bir eksiklik vardı; belki de bu söz, daha uzun bir cümlenin parçasıydı."
Sayfa 88 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.