Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
267 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yazmaya ve okumaya dair
1k'nın Enis Batur tanıtım gönüllüsü olarak 3-5 kişi tarafından okunan ancak içerisinde bi dolu güzellikle yüzlerce hatta binlerce okunmayı hak eden bir eseriyle daha karşınızdayım. Değeri bilinmeyen bir yazarımız Enis Batur. Edebî konularda değindiği birçok hususta en yetkin kalem olmasına rağmen pek bilinmiyor, okunmuyor. Bu kitapta da genel izlek üzere belirlediği bazı konular üzerinde güzel ve değerli fikirlerini aktarmış bize. En çok üzerinde durduğu konu, yazmak.. Yazılan her şey edebî midir, çok satma kaygısı çok okunma kaygısıyla aynı şey midir daha da önemlisi bu kaygılar edebî değeri ne ölçüde etkiler? Yazarlar neden yazar? Yazmaktan sonra en çok okumak üzerinde durmuş. Bu da okur olarak en çok keyif aldığımız bölümler: Popüler kitaplar, çok kıymetli ama az satan kitaplar/yazarlar, okuma çeşitlemeleri, yıllara göre ve yaş almaya bağlı değişen okuma edimleri, deneyimleri... Ve daha birçok alt başlıklar: Bir önsöz antolojisi yapılabilir mi? Kitap isimlerine dair bir çok malumat. Kitap tasarımında son sözü yazar mı söylemelidir, yayımcı mı? Yazma alet-edevatlarındaki gelişmeler Teknolojik gelişmelerin kitap endüstrisinde sebep olduğu ve tahminen olacağı değişiklik ve gelişmeler. Dipnotlar, derkenarlar, düzeltiler, vb.. Edebiyatla ilgilenen nitelikli okurların okumasını tavsiye ederim.
Yazboz
YazbozEnis Batur · Sel Yayıncılık · 200126 okunma
Bilen varsa yazabilir miiii?
Arkadaşlar selam; Üsküdar, Beşiktaş, Ortaköy taraflarında güzel kitaplar satan kitapçı bilen var mı? Çok acele geldiğim için kitaplarımı getiremedim kitap almam lazım yoksa çatlicam
Reklam
Sahafa düşen terekeler
10haber.net/gundem/susurluk... Bu yılın başında İstanbul Balmumcu’da bir ev satışa çıkarıldı. Evi satan Ahmet Özal’dı; yani bu belgenin sunulduğu Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu. Ahmet Özal konuyla ilgili “Evi kısa bir süre önce sattık. Evde böyle belgeler olduğunu bilmiyorum. Çok ilginçmiş” dedi. Ev kısa süre önce satıldı. Evde bol miktarda kağıt ve kitap vardı. Bunları alsın diye de bir kağıt hurdacısıyla anlaşıldı. İşte sahaf Ahmet beyi arayan kağıt hurdacısı oydu. Turgut Özal’ın bir dönem ofis gibi de kullandığı anlaşılan evden çıkan belgelerin, kitapların neredeyse tamamı Özal’a aitti ve neredeyse hepsi kağıt hamuru olmak üzere hurdacıya gitti. Hurdacının teslim aldığı belgelerden biri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en ilginç dönemlerinden birine kısmen de olsa ışık tutan bu belgeydi işte… Ahmet bey bunca yılın sahafı. Uzun zamandan beri geçimini kullanılmış, eski ve antika kitaplar toplayarak, onları yeni alıcılarıyla buluşturarak sağlıyor. Üç hafta kadar önce telefonu çaldığında da heyecanla açtı; çünkü arayan ona zaman zaman eski kitap bulup getiren bir kağıt hurdacısı dostuydu. Her taraftan hurda kağıt toplayan adam ‘Bana bir uğrasan iyi olur’ dedi Ahmet beye, ‘Yeni bir parti hurda kağıt geldi, içinde ciltli kitaplar da var. İşine yararsa alırsın.’ Ahmet bey gidip alacağı kitaplardan birinin Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birine ışık tutacak nitelikte bir belge olduğunu bilmiyordu henüz.
Kitap fiyatları neden aşırı derecede yükseldi?
* (Mühendis, girişimci, tasarımcı ve yazar
Abdullah Reha Nazlı
Abdullah Reha Nazlı
'nın sosyal medyadaki bir paylaşımından alınmıştır. Yazar, üzerinde düşünmeye ve sorgulamaya değer pek çok husus ifade etmiş. Eğer çark gerçekten böyle dönüyorsa, bu maalesef hiç de sürdürülebilir ve sağlıklı bir durum değil...) "4 nesil kitapçı
Bu insanlar, hafif ve keyifli, sarışın başlarını sallıyor, hayatın içinde bir balo salonunda gibi salınıyorlardı. Bu gözlerin hiçbirinde kaygı yoktu, omuzların hiçbirinde yük. Bu şen gönüllerde belki tek üzüntü, belki tek gizli kahır yoktu. Ve ben genç ve çiçeği burnunda bu insanlarla yan yana yürüyordum. Mutluluk denen şeyi çoktan unutmuştum. İçimde bu düşünceyi okşayıp nazlıyor, korkunç bir haksızlığa uğradığım sonucuna varıyordum. Şu son ayların bu acayip zulmü neydi bana karşı? Zihnimi toparlayamıyordum artık. Her zaman, her yerde en tuhaf azapları ben çekiyordum. Hayallerime sokulan, kuvvetlerimi darmadağın eden ufak tefek, anlamsız raslantıların, sefil ayrıntıların baskısına uğramaksızın, bir başıma, ne bir park kanapesinde oturabiliyor, ne de bir tarafa gidebiliyordum. Yanımdan geçen bir köpek, kibar bir erkeğin yakasındaki sarı bir gül, zihnimin dengesini bozuyor, beni uzun zaman meşgul ediyordu. Nem eksikti benim? Tanrı beni mi göstermişti? Neden bir başkasını değil de beni? İlle gösterilecekse niçin Güney Amerika'da bir adam gösterilmiyordu? İşi kurcalayıp derin düşündüm mü aklım karışıyor, Allah'ın hikmetine mihenk ve tecelli taşı olarak neden benim seçildiğimi bir türlü anlayamıyordum. Beni bulmak için bütün bir dünyayı atlayıp geçmek, çok garip bir usuldü doğrusu. Eski kitaplar satan Pascha, sevkiyatçı Hennechen ne güne duruyordu!
Yıllar önce ilginç kitaplar seçiyormuşum demeki...
Çok Argo bir dil kullandığı için bırakmıştım. 'Nasılsın?' sorusuna hanginiz 'iyiyim, sen nasılsın?' diye cevap vermedi ki? Bizler; yani yastığı ısırarak ağlayanlar cemiyeti olarak, bu dünyanın en fiyakalı kaybedenleriz....'
Sayfa 54 - Dokuz
Reklam
"Sana asla olabildiğince çok kitap okumanı önermiyorum. Ancak hatırlamalısın ki bazı kitaplar tadına bakmak, bazıları önce ağızda iyice çiğnemek ve bazıları da bütün halde yutmak içindir."
Sayfa 144 - PEGASUS YAYINLARIKitabı okudu
336 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Yayınlanan ilk kitabı ile popülerliği yakalayan ancak sonrasında yazdığı kitaplar ile bu başarısını devam ettiremeyen Jack bir üniversitede yaratıcı yazarlık dersi vererek yaşamını sürdürmeye devam eder. Ve haliyle bu derslerde bir çok yazar adayı ve hikaye fikri vardır. Bunlardan bir tanesi gerçekten çok iyidir ve Jack yıllar sonra bu fikri milyonlar satan bir kitaba çevirir. Artık Jack dünyaca ünlü bir yazardır. Ancak bir kişi bu hikayenin kimin olduğunu biliyor ve Jack'i tehdit etmeye başlıyor. Bu hikayenin sahibi olamaz çünkü o zaten ölü. Peki kim Jack'i tehdit ediyor? Ve Jack'ten ne istiyor? Kitap da hem Jack'in gerilim dolu hikayesini okuyor hem de onu başarıya ulaştıran romanını. Yani hikaye içinde hikaye. İtiraf ediyorum bazı yerlerde Jack'in yazdığı romani daha çok merak ettim. Kitap yavaş yavaş gelişiyor. İlk kısımlar çok durağan olsa da hikaye bütünlüğü için okumak gerekiyor. Ancak o ilk kısmı bitirdikten sonra gerçekten çok heyecanlı, gerilimi yüksek ve tempolu bir hikaye ile başbaşa kalıyoruz. Hikaye de birden fazla ters köşe var. Aslında bu tür kitapları çok okuyan biri olarak bu ters köşelerden birini erken farkettim ancak son söz kısmında beni yeni bir ters köşe bekliyordu. Ve bu gerçekten iyiydi.
Hikaye Hırsızı
Hikaye HırsızıJean Hanff Korelitz · Altın Kitaplar · 2024259 okunma
·
Puan vermedi
Zaman kaybı (kötü yorum )
Alevlerin Lordu
Alevlerin Lordu
Kitap dili okadar basit ki yazarı açıp araştırma ihtiyacı hissetim zira 15 yaşında birinin yazabileceği türden. fenomen ,çok satan kitaplar arasından seçip aldım . Zaman,örgü okadar hızlı ki sadece sonuca odaklı kitabı okuma keyfinden uzakta , karakterler sığ ve sıkıcı sadece para verdiğim için okuma zülmüne katlandım ama sonuçta yazarın emeği saygıyla eğiliyorum
C.N. Crawford
C.N. Crawford
Alevlerin Lordu
Alevlerin LorduC.N. Crawford · Olimpos Yayınları · 2023229 okunma
1.143 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.