Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
124 syf.
10/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Sığındığım bir liman gibi Mustafa Kutlu kitapları. Uzun süre elimde sürünen kitaplardan, ders kitaplarından, okumaktan zorunda olduğum kitaplardan bıkınca bir nefes almak için okuduğum bir kitaptı Ya Tahammül Ya Sefer. Çok sevdim, çok kırıldım sayfaları çevirirken. Murat'ı yarım bırakan Asım ve Yunus günümüz insanını temsil ediyor belki de kitapta tüketim toplumunun tüketilen idealleri, tüketilen insanlığı. İlhan'ın arayışları ve sonunda "Sefer de benim içimde tahammül de" deyişi beni çok etkiledi. Uzun zaman aklımdan çıkmayacak bir eserdi, oruçlu bir günde ne kadar içersem içeyim kanamadığım su gibi geldi bu eser bana. İyi ki Mustafa Kutlu var.
Ya Tahammül Ya Sefer
Ya Tahammül Ya SeferMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 201313,1bin okunma
530 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Sissoylu, uzun zamandır okumayı iple çektiğim bir kitaptı. Her ne kadar kitabı okurken benden kaynaklı olmayan konular yüzünden sorun yaşamış olsam da bu kitabı okumak benim için harika bir süreçti. Kitaba başlamadan önce kendimi imgeler ile dolu zorlayıcı bir dile hazırlamıştım fakat kitabın gayet kolay bir dili var ve ilk sayfasından itibaren
Sissoylu - Son İmparatorluk
Sissoylu - Son İmparatorlukBrandon Sanderson · Akılçelen Kitaplar · 20141,238 okunma
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Paul Strathern'in filozofları anlattığı 90 dakikalık serisinin okuduğum 8.kitabı ve anlattığı filozof itibarıyla da en sempatiği.Yıllar önce Sokrates'i sevmezdim;felsefesini basit bulur(kendimce) ve günümüz felsefesinde yeri olmadığını düşünürdüm;tabi bu alandaki ilk kazmayı onun çaktığını unutarak.Nietzsche'nin de Sokrates'ten nefret etmesi bunda etkiliydi tabi(üstad diyorsa bir bildiği vardır mantığından hareketle:)).Fakat yıllar geçince ne kadar toy bir düşünce de olduğumu anladım.Tabi gerçekten de Sokrates'in ele aldığı konulara gösterdiği bakışın günümüzde fersah fersah aşıldığını ve yazarında tabiriyle bu konuların artık biraz sıkıcı olduğunu kabul etmekte yarar var;fakat başta da belirttiğim gibi gerek diyalektik konuşma yöntemi gerekse de düşünce tarzı ve özlü sözlerinin kendinden sonraki filozoflara iyi bir alan bıraktığını söyleyebiliriz.Ama benim dikkatimi daha çok çeken Sokrates'in felsefesinden çok kişiliği oldu.İnandığı değerleri ölüme rağmen savunan,olası bir sürgün cezasını istemeyen ve beni cezalandırmanız gereken yerde ödüllendirmeniz gerekir deyişi ve bunu ciddi ciddi Atina mahkemesinden isteyişi;bu dünyada bilgeliğe varılamayacağını ancak öbür dünyada buna ulaşılacağı fikri ve kendi fikir dünyasında oluşturduğu tanrısına olan sadakati.Ölümü sükunetle hiçbir şey olmamış gibi kabullenişi,ben de tebessümle karışık bir üzüntü oluşturdu.Siyasi çekişmelerin yoğun olduğu Atina'da tek derdi felsefe yapmak olan(ve her türlü makam mevkîyi elinin tersiyle iten:)) bu adamı çok sevdim.Dünyanın gözünde o hala en büyük filozoflardan ilki,benim gözümde de artık en sempatik filozof:)
90 Dakikada Sokrates
90 Dakikada SokratesPaul Strathern · Gendaş Kültür Sanat Yayıncılık · 1997173 okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
Selam, 1 haftadır reading slumptaydım ve reading slumpta cidden boş boş oturmak, instagram- twittır da pineklemekten başka içimden hiçbir şey yapasım gelmiyor. Ve 1 haftadır aklımda olan tek şey Alaska’nın Peşinde’ye yorum yapamıyor oluşum. Çok sevdiğim bir kitabın yorumunu geciktirmeyi hiç sevmiyorum ve bugün kolları sıvadım. Bu sene gerçekten
Alaska'nın Peşinde
Alaska'nın PeşindeJohn Green · Pegasus Yayıncılık · 20124,300 okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Yıllar önce, ölen kocasını yâd etmek için Monte Carlo'ya, ölen kocası ile birlikte gittiği kumarhaneye giden soylu bir kadın; kumarda tüm parasını kaybetmiş, ölümün eşiğindeki bir gence yardım etmek ister. Kendisinden yaşça oldukça küçük olan genç adamla karşılaşmaları ve daha sonra yaşanılan olaylar hepi topu 24 saat sürmüş, fakat kadın bunu bir ömür boyu vicdanında bir yük olarak taşımıştır. ... Yıllar sonra kaldığı bir otelde, içindeki yükü hafifletmek amacıyla yaşadığı bu 24 saati bir yabancıya anlatır. (Bu yönüyle Amok Koşucusu'nu anımsattı.) ... 1920'ler Avrupa'sının -ben bu deyişi çok sevdim- "ikiyüzlü ahlâk anlayışı" na değinilmiştir. Biraz kaba bir tabir olacak ama günümüzün "namuslu namussuz" larını bu anlayış içerisine dahil edebiliriz. ... Şunu da eklemeliyim ki; ahlâk ince bir çizgi ve insan çoğu zaman bu çizgiyi aştığını belki de fark bile edemiyor. ... Keyifli okumalar.
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020126,4bin okunma
311 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Yaptığım incelemeyi kaydetmeyi unutmuşum en baştan yazıyorum ,, Roman işgal dönemi istanbul unun ahlaki toplumsal yapısını anlatıyor kitabında adından anlaşılacağı üzere içinde homoseksüellik vurgusuda var yazar sanki eşcinselliğin “ecnebilerden” yayıldığını türklere anlatır gibi anlatmış . O dönemden bu döneme batılılaşma ile alakalı hiç bir şey değişmemiş bununla birlikte türk alafrangalığımız ( yazarın deyişi ile) da hala aynı. 1920-28 dönemi istanbul da yaşayan yabancıların hayatlarından ve onların türkler hakkında ki görüşlerinede baya gem vurmuş ben karakterlerden en çok necdet i sevdim sonunda mutlu olmasına da sevindim ( leyla ya iyi oldu ) kitabın diline gelirsemde oldukça akıcı eski kelimeler yok betimlemesi bol bazen sıkıcı olmadı değil ama bence gayet güzeldi . Son olarak bi alıntı ile bitiriyorum ; Madem ki,” demiştir, “ hadiselerin önüne geçemiyorum, bırakayım; hadiseler beni alıp sürüklesin.” İyi okumalar
Sodom ve Gomore
Sodom ve GomoreYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20154,829 okunma
Reklam
196 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Şermin hanım yetişkin hikaye ve öykülerinde de en az çocuk kitaplarındaki kadar başarılı.... Ancak bu kitabı bence hem yetişkin hem çocuk yaşsız bi kitap... Çok sevdim.. Cin gibi bir köpek yavrusunun sahiplenilme sürecini engeliyle zorluklarla çok güzel anlatmış... Sadece ilk 50 sayfada galiba karakter tanıtımları kaynaklı tekrara düşülmüş.. ️ Cingonun gözünden insan hayatı çok güzel tasvir edilmiş... Özellikle siz bebekten çiş yaptınız diye poponuza gazeteyle vurdular mı? Deyişi hem güldürdü hem düşündürdü... Cingo diyor ki :İnsan ırkı yaşlandıkça oyun oynamayı, hareket etmeyi, gülmeyi bırakıyor ve daha çok uyumaya daha çok söylenmeye başlıyor... Sizce haksız mı??? Peki ya şu söylediklerinde: insanları çoğu güzel şeyleri görmemekte ısrar ediyorlar. Sanıraın dünyada hiç güzel bişey yok, herşey çok kötü. Oysa etrafta çok güzel şeyler var mesela ben... Peki bu dediğinde haksız mı? Bence tek haksız olduğu konu hasret uyuyunca gecer diyor. Sevgili cingo hasret uyuyunca geçmez. Nefes aldığın sürece devam eder. Her nefes aldığında kalbin bir hapishameden çıkmak ister. Ama her defasında o görünmez parmaklıklara takılıp kalır. O hasretlik yüeeğini yakar kavurur.. Sen uyuyunca geçti sanırsın ama geçmez malesef..... Tavsiye ederim.... Hızlı okunacak nefis bir kitaptı...
Cingo
CingoŞermin Yaşar · Doğan ve Egmont Yayınları · 20181,549 okunma
195 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Mektuplar bambaşkadır. Emojilerin yerini bazen titrek bir el yazısı, bazen kağıda düşen bir göz yaşı, bazen kağıda bırakılan bir buse, bazen de kağıda bırakılan bir koku alırdı. Düşünülerek yazılırdı bu yüzden de yanlış anlaşılmalara neden olmazdı. Eskiden mektup arkadaşları olurdu. Çocuklar okuma yazmayı öğrendiğinde evvela mektup yazmak isterler meselâ. Mektuplar bir başkaydı, samimiyet vardı. İşte Sabahattin Ali'de bu mektupların en güzellerini birtanecik karısı Aliye'ye ve kızı Filiz'e yazmıştır. Onlardan uzakta olduğu her an, hapishanede, iş nedeni ile başka şehirlerde bulunduğu her anda onlara mektup yazmıştır. Hitap şekli, cümleleri öyle samimi ki, kızına her mektubunda "Ruhum Filiz" diye giriş yapması "miyop gözlerinden öperim" deyişi... Hapishaneye girerken, çıkarken, maddi sorunlar yaşarken bile umut dolu mektuplar okudum. Hele birinde hapishanede olduğu zaman bile karısının yılbaşını güzel geçirmiş temennisinde bulunmasına imrendim. Bu yaşama çok erken veda etmiş olsa bile eşine mükemmel bir sevgili, kızına mükemmel bir baba Sabahattin Ali. Bu mektupları okuyunca seni daha çok sevdim S.A.
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,3bin okunma
400 syf.
4/10 puan verdi
ALACAKARANLIK || SERİ YORUMU
#masaldankitaplik Alacakaranlık serisini duymayan yoktur diye ümit ediyorum. Serinin kitaplarını hep peşi sıra okuduğum için ayrı ayrı yorum girme yerine topluca bir yorum yapmak istedim. Umarım keyifle okursunuz. Ben önce filmlerini izlediğim için neler olacağını biliyordum ama bu okuduğumdan keyif almama engel olmadı kesinlikle. Kitabımız
Alacakaranlık
AlacakaranlıkStephenie Meyer · Epsilon Yayınları · 201724,3bin okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Son zamanların en iyi kitabı (subjektif değerlendirmeyle)
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Benim okuduklarım içinde ve benim kıstaslarıma göre son zamanların en başarılı kitabı. Şimdi kıstaslarıma geleyim. İlk olarak bu eserin bir derdi var. Bu dert nedir? Bu dert hepimizin her dakika maruz kaldığı torpil, kanunsuzluk, mobbing, umutsuzluk ve sıkışmışlık hissi. Kitap bir kabin memurunun kendi
Binbir Feet Masalları
Binbir Feet MasallarıÖzgür Eren Koç · A7 Kitap · 202021 okunma
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
Nerden ve nasıl başlayacağımı gerçekten bilmiyorum fakat bu kitabın kitaplığımdan beni en etkileyen kitap olduğunu biliyorum.yazar o kadar güzel yazmış ki karakterlerin en gıcığını bile kitabın sonunda sevdim.kitap duygusal bir kitap olmasına rağmen beni fazlacada güldürdü. Açıkçası duygu karmaşası yaşadım. Ağlıyorum daha
Yere Yakın Yıldızlara Uzak
Yere Yakın Yıldızlara UzakEmine Tavuz · Epsilon Yayınevi · 201911bin okunma
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.