Şehir uğulduyordu aşağıda. Şehrin sesi güzel geliyordu bazen. Ben buradayım, merak etme, diyordu, yani bazen. Duymayınca özlüyordu insan o sesi. Ama onu özlemeyi seviyorduk en çok. Ona geri dönünce bir kıymeti olmuyordu.
Her şey öyle değil mi biraz da? Yokken daha güzel değil mi her şey? Uzaktan bakınca daha sevilesi değil mi? Şehir de, doğa da. Galiba insan aklı dayak istiyor. Başka bir şey değil. Şöyle temiz bir dayak.
Sayfa 80Kitabı okudu
Dostluğu hak edenler sevilme nedenlerini kendilerinde taşırlar. Nadir bir türdür bu, üstün olan her şey nadirdir ve kendi türünde her açıdan kusursuz bir örneği bulmaktan daha zor bir şey yoktur. Ancak çoğu insan kendi çıkarına olmadıkça bir şeyi iyi olarak görmez hayvan sürüsü gibi gördüğü dostlarından en çok kazanç sağlayacağını umduklarını daha çok sever. Böylece kendisi sayesinde ve kendisi için arzulanan, en güzel ve en doğal dostluktan mahrum kalır ve bu dostluğun ne kadar yüce ve ne kadar nitelikli olduğunu deneyimleyememiş olur. Nitekim herkes kendi kendini sever, bunu kendine düşkünlükten fayda umduğu için yapmaz, kendisi kendiliğinden sevilesi gelir. Bu düşkünlük dostluğa aktarılmadıkça gerçek dost bulunamaz, zira dostu, kişinin öteki kendisi gibidir.
Sayfa 31Kitabı okudu
A-Z book tag
Herkese selam! Damla'nın youtube videosunu izledim, sonra Rümeysa'nın iletisini gördüm ve fikir çok hoşuma gitti. Ben de katılmaya karar verdim.
A- Ağlamaktan içimin çıktığı kitap
Ne kadar duygusal bir insan olsam da ağladığım bir kitap hiç olmadı. Bu yüzden en çok duygulandığım kitap olarak düşüneceğim bu soruyu. 
Sahte Krallık,
Rümeysa BALÇIN
@Kitaplar_dostum
·Merhabalar merhabalar. Şu anda ders çalışmam gerek ama maalesef grip oldum (sınav haftası hasta olmak özel güç olsaydı ben süper kahraman olmuştum). Kitap okuyabilecek bir kafada değilim fakat canım sıkılıyor o yüzden 
Damla N. Archeron'un youtube hesabındaki bir videodaki kitaplarla ilgili soruları kendime göre cevaplayacağım çünkü neden
