Bu ülkede yetkili biri olsaydım kesinlikle toplatıp yasaklayacağım kitaplar arasında olurdu.
Böylesine ayrılıkçı bir anlatım böylesine bir nefret dili görmedim.
Açık bir kadınsanız 'satılık, fahişe, teşhirci' oluyorsunuz. Yazarın açık kadınlara ya özentisi var ya da aşırı bir nefreti var galiba. Kitapta 30-40 kere 'mini etek' geçiyor. Neden?
Bilal'in annesi ile ilişkisi beni öldürdü, Freud mezarında ters döndü, bu nasıl bir saplantı ve bunu nasıl normal gibi anlatır aklım almadı.
Kitapta 'seni sosyalist, komünist aşağılık' diye aşağılamaya çalışıp da Huzur Sokağı'nda tam bir komün kurulması da böyle bir yazarcık'a yakışan bir çelişki olurdu zaten.
Bir diğer konuda İslâmiyetin Hz. Muhammed döneminden daha hızlı yayılması. Maşallah ne ikna kabiliyeti varmış bu insanlarda. Zira biri bana kitaptaki gibi 'şu kılığına bak, Batı özentisi, pantolonlu bilmem ne' dese değilsem bırak müslüman olmayı saçını başını yolarım onun :))
Biz açık kadınlar gördüğümüz her erkeği baştan çıkarmaya çalışmıyoruz, inanmazsınız ama çoğunlukla iyi hissetmek için güzel giyinip makyaj falan yapıyoruz. Kitabı okuyup da yanlış algılara düşmeyelim...
Çok çok sinirliyim ben okudum siz okumayın. Berbat ötesi berbat...
Gece gece durduk yere böyle bir istek geldi
(eklemeler yaptım kısa oldu çünkü)
❀ben zeynep (𝑻𝒂𝒚𝒍𝒐𝒓’𝒔 𝑽𝒆𝒓𝒔𝒊𝒐𝒏)
❀ taylora bağımlıyım ha bu arada favori albümüm reputation ben daha çok bağıra bağıra şarkı söyleyen tıplerdenim
❀ Spotify ilacım
❀ tdknin içinden geçmem bilmediğim anlamına gelmiyor
❀ Harry potter serisini ne kadar sevsemde hala
Önce bir 50 sayfa okudum, kitap başlamadı. Sonra 100, bekle ablası başlar. Sonra 150, kitap hala başlamadı. Hani olur ya, kitabın bir giriş bölümü olur, anlatmak istediği şeye varana kadar biraz oyalar sizi. Bu kitap sadece oyaladı arkadaşlar, mevzuya bağlanmadı. Ne anlatıyordu, niye anlatıyordu bilen beri gelsin. Ve bende geri kalan 40 sayfayı
Benim hayatımın amacı ne ve onunla ne halt edeceğim? Bilmiyorum ve korkuyorum. Asla istediğim bütün kitapları okuyamayacağım; olmak istediğim bütün insanlar olamayacağım ve yaşamak istediğim bütün hayatları yaşayamayacağım. Kendimi istediğim bütün becerileri edinecek kadar eğitemeyeceğim. Bunları neden istiyorum? Hayatımda mümkün olan zihinsel ve fiziksel tecrübelerin tüm renklerini, tonlarını ve çeşitlerini tatmak ve hissetmek istiyorum. Ve korkunç derecede sınırlıyım. Yine de gerzeğin teki değilim: yavan, kör ve aptal değilim. Günlerini tekerlekli sandalyede geçiren kolsuz, bacaksız bir gazi değilim. Ayağını sürüye sürüye akıl hastanesinin kapısından çıkan o mongolumsu ihtiyar adam değilim. Uğrunda yaşayacağım çok şey var, yine de anlaşılması mümkün olmayacak kadar hasta ve üzgünüm.
YouTube kitap kanalımda Boyalı Kuş kitabını yorumladım: ytbe.one/danHMzhKVrY
Şubat 2014. İkinci Dünya Savaşı'nın 70 yıl sonrası.
Polonya'nın Oświęcim şehrindeki Auschwitz Birkenau toplama kampında dolaşıyorum. Soğuktan nefesim donuyor. Aynı doğduğum yeri hayatımın en başında belirleyemediğim gibi Auschwitz Birkenau'da da
Mağdur edebiyatından çok sıkıldım. Onca asılsız söz söyleyip orada burada kulis yapan arkadaşım soruyorum sana senin hakkında tek bir söz duydun mu bizim ağzımızdan? Biz diyorum bak dikkat et canım dediğim insanı üzeni üzerim. Hiç tarzım olmayan bir paylaşım yapmak zorunda bıraktığın için de ayrıca sinirliyim. Karakterini bilmediğin, tanımadığın, canım, güzelim dediğin kişinin arkasından orada burada konuşmak da ancak sana yakışacak hareket. Özellikle buradan yazıyorum hani sen de buradan güya ayar veriyorsun ya aklınca :) Ulaşmak istersem her türlü ulaşırım sana sen de çok iyi biliyorsun ve gerçekten artık şansını zorlama! İstersem ben de kötü olabilirim ama değmezsin :) Hayat 1K'dan ibaret değil bi anla artık yeter da. Bir de eğitimci olacaksın yazık.. Cidden üzülüyorum sana..
Öncelikle yazıyı okuyacaklar için, kafa karışıklığı oluşturur isem kusuruma bakmayınız ve en iyisi kitabı da okuyunuz.
Yaşam nedir?
Herkes buna farklı yollar ile cevap verecektir. Örneğin: Bir nefes alma ile başlayıp, o nefesi yıllar yılı kullanarak en sonunda tüketip karanlığa gömülme...
Sonuç hep aynıdır tanımlar farklı olsa da. Sonunda ölüm
takıntılarım var mesela
çok düşünürüm
inatçıyım hemde çok
gıcığım
sinirliyim
kıskanırım hemde çok
kısıtlarım
içime atarım
kafamda kurarım
çok ilgi beklerim
uyuzun tekiyim
öyle biriyim işte
“Benim hayatımın amacı ne ve onunla ne halt edeceğim? Bilmiyorum ve korkuyorum. Asla istediğim bütün kitapları okuyamayacağım; olmak istediğim bütün insanlar olamayacağım ve yaşamak istediğim bütün hayatları yaşayamayacağım. Kendimi istediğim bütün becerileri edinecek kadar eğitemeyeceğim. Bunları neden istiyorum? Hayatımda mümkün olan zihinsel ve fiziksel tecrübelerin tüm renklerini, tonlarını ve çeşitlerini tatmak ve hissetmek istiyorum. Ve korkunç derecede sınırlıyım… Uğrunda yaşayacağım çok şey var, yine de anlaşılması mümkün olmayacak kadar hasta ve üzgünüm.”
Çekilecek bir kız değilim.
Takıntılarım var.
Hemen her şeye dağılabiliyorum.
Çok düşünürüm,
Çok susarım,
Çok sinirliyim,
Çok konuşurum,
Sevgimi belli edemem,
Çok çabuk kırılırım kırgınlığımı asla belli etmem.
O yüzden hep kaybeden benim.