Bugün deprem bölgesindeki küçük bir köy okuluna 23 Nisan kutlama programı için gittim. Çok eğlendim bir o kadar da duygulandım o çocukları öyle görünce.. 🥳🎊
“Yukarıdaki cümleyi sadece vicdanı olanlar anlar diye düşünüyorum. İçinde düşmanlık, kin, nefret vb. barındıranlar değil.🇹🇷”
Söylemek istediğim çok şey var hatta yazdım yazdım sildim. Sadece tırnak içinde, herkesin anlamayacağı küçük bir not bıraktım. Daha fazla çiçekli bir günü sizin kirli düşünceleriniz yüzünden dikenli hale getiremezdim. Saygılar :)
…
Yaşasın 23 Nisan💝
23 Nisan'ı Atatürk savaşta ailelerini kaybeden kimsesiz şehit çocuklarına dikkat çekmek için çocuklara armağan etmiştir.
Yılmaz Özdil çok güzel bir çağrı yapmış . Bizlere de bu çağrıya uymak kalıyor. Hadi pamuk eller cebe!
Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk!
Video Linki:
youtube.com/shorts/QDjZevJN...
23 Nisan'ı Atatürk savaşta ailelerini kaybeden kimsesiz şehit çocuklarına dikkat çekmek için çocuklara armağan etmiştir.
Yılmaz Özdil çok güzel bir çağrı yapmış . Bizlere de bu çağrıya uymak kalıyor. Hadi pamuk eller cebe!
Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk!
Video Linki:
youtube.com/shorts/QDjZevJN...
Tavuklar çiçek açmış
Ellerinde poğaça
Madem yüzme bilmiyordun
Niye çıktın ağaca
Alakaya maydanoz
Bu ne biçim lacivert
Ben seni çok özledim
Yaşasın cumhuriyet
Öncelikle kitabın tartışma oluşturan ismi hakkındaki görüşümü bildirmek isterim. Başlıkta da olduğu gibi bence de Gurur ve Önyargı, çünkü kitabın ana karakterlerinin sorunları gurur ve önyargı, aşksa nihayi sonuç, gurur ve önyargısını yenenler için. O yüzden ben kitaba bu ismi daha çok yakıştırdım.
Hikayeyi beğendim bu tarz edebiyat adı
İnsan ne kadar çok yaşarsa yaşasın, sonunda bu yalan dünyadan ayrılıp gidecekti. Yaşanılan bu yalan ve ölümlü dünyada bir iz bırakamamak, unutulmak ne acı bir şeydi.
Behice'nin Yarım Kalan İşleri...
Sinem Sal'ın kaleminden okuduğum 2. kitap ve yine beğenerek okudum.
Hangimiz tamamlamayı çok istediğimiz işlerle doldurmuyoruz ki hayatımızı.
Behice de yapmak isteyip de yapamadığı belki mümkün görmediği işleri yazıyor kağıda ve bir Hıdırellez günü gül ağacının altına saklıyor. Ta ki kızı Ayşe Püren üstünden atlayacağı ateşi yakana kadar.
"Dün gece sabaha karşı annem öldü. Mutsuzluktan değil ama mutsuz öldü."
Kimin içine işlemez ki şu cümle. Hele annesi ölenlerin yüreğini dağlayıp geçmez mi? Benimkini de dağladı.
Var mıydı benim annemin de yarım kalan işleri, yaşayamadığı düşleri...
Kimse yaşayamadıklarını emanet bırakmasın, yaşasın, yaşamayı ama kendi hayatlarını yaşamayı emanet bıraksın kendi çocuklarına.
Kitap başladığı yoğun duygusallığı sonuna kadar devam ettirmiyor, aralarda hafiflese de kadın kadını anlıyor, satır aralarında başka kadınların hayatlarına dokunuyor.
Okuyalım mı derseniz, okuyun gitsin derim.
Edebî kimliğini , (Sait Faik hayranı) fakülte hocamdan işittiğim Vüs'at Orhan Bener'in İlk eseridir Dost. Özellikle hocamdan bahsederek giriş yaptığım bir incelemedir ki; kişinin yaşamında zorlukların ve o zorlukların içinde yoluna çıkanların ehemmiyeti bir nebze idrak edilsin isterim.
Başarılı bir fakülte öğrencisi olmama rağmen tüm
Hayat hep yarımdır...
Bir Kürt olarak Selahaddin Demirtaş'ı sevdiğimi söyleyemem. Ve bir kitap aşığı olarak da onun kitaplarını alıp okumak hiç aklımın ucundan geçmedi. Kitap isimleri çekici gelirdi, çok duyardım çevremde. Ama yine de merak edip almazdım. Bu nedir, elinde okursun diye soracak olursanız, bir arkadaşın hediyesidir. Aldım,
Serhat Akdeniz yazdı...
EFELYA ROMAN İNCELEME
Bugüne kadar belki kimse bu kadar iyi anlatamadı diye başlamak istiyorum. Adına "aşk" dediğimiz bu "ruhsarı yangın telepatiyi".
Okumaya başlayıp biraz ilerlediğinizde "abanoz ağacını delmeye çalışan bir ağaçkakan" gibi nefesinizi kesecek. Roman'ın