Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yitik, karga yüzlü, aşırı üzüntüden gri siyah, bağırmaktan ses­leri kısılmış, tünüyorlar. Tünüyorlar; yoksunluk, cansız, dökül­müş, karmakarışık tüyler gibi sarkıyor üzerlerinden. Sevgiden yoksun, sevgiliden yoksun, talihten yoksun.Evlerin gölgesinin sisli alacakaranlığında, kapılardan ürkerek, katran karası ve kaldırım yorgunu tünüyorlar. Ayaklarında ince pençeli ayakkabılar, dünya öğlesonrasmm erken inmiş pusunda gri tozlu, gecikmiş, önemsiz hayaller içinde, tünüyorlar. Ördükle­ri sonsuz uçurumlar üzerinde, açlıktan ve sıla özleminden tavşan uykusunda, tünüyorlar.Karga yüzlüler (başka nasıl olur?), tünüyorlar, tünüyor, tünü­ lyor ve tünüyor. Kim? Kargalar mı? Kargalar da belki. Ama insan­lar en çok, insanlar.
(Ey Müslüman görünen iki yüzlüler!Siz de) sizden öncekiler gibisiniz. (Üstelik)onlar,kuvvet bakımından sizden daha yaman malları ve çocukları sizden daha çok idi.Onlar,(dünya malından)hisselerince faydalanıp zevklenmişlerdi.İşte sizden öncekilerin nasiplerince faydalanıp zevklendikleri gibi,payınıza düşenle zevklenmek isteyip onların daldıkları gibi (o batağa) daldınız.İşte onların,dünya ve ahirette yaptıkları boşa gitmiştir ve onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir. Tevbe Suresi
Reklam
"İnsanlığın en büyük hastalığı kendini kemiren illetlerin cidden tedavisine başvurmaktan çok daima tehlikeyi hakiki derecesinden aşağı göstermeye çalışmak hastalığıdır. Bu yaraların derman bulunmaz niteliğini açık ve kesin bir dille açıklamaya uğraşanlar daima halkın lanetine uğrarlar. Yaranmak için halkı aldatan iki yüzlüler beğenilir ve saygı görürler. "
Sayfa 111Kitabı okudu
Karga yüzlüler tünüyorlar, tünüyor, tünüyor ve tünüyorlar.Kim? Kargalar mı? Kargalar da belki. Ama insanlar en çok, insanlar.
Bitmişlik ve zayıflıklarım sırasında felaketler ve isteklerime kavuşamama günleri yaşadım. Bazen medreselerin en arkasında yer tutabildim ve bazen bilginler meclisinde bilgiyle gönlümü aydınlattım. Bazen Allah korkusuyla yaşayanların mescidinde onların ayağının bastığı yere yüz koydum ve çok secde etmekten dolayı alnımın derisini soydum, bazen safa tekkesinde yaşayanların ibriğine su doldurmak suretiyle şeref sahibi oldum ve bazen yokluk manastırı (dünya) sakinlerinin şarabından içerek değer kazandım, bazen alçakların önünde hor görüldüm ve bazen rezillerin karşısında itibarsızlık gördüm, bazen aşk yurdunda kaygısız görünüp insan öldüren peri yüzlüler için kendimi helâk ettirdim ve bazen deliler mahallesinde reziller boynuma tokat vurdu ve çocuklar başıma taş yağdırdı ve bazen şehrim halkının siteminden gurbete düştüm ve garip insanlarla bir araya gelip onlarla yaşadım. Bazen dağların tepesi dinlenme yerim oldu ve bazen çöllerin kıyısı sığınağım oldu. Bazen bütün bu sıkıntılardan dolayı yurdumu terk ettim ve yokluk tekkesini mesken edindim ve bazen garip insanlara rezil oldum, bazen değerli insanlara hizmet etmek suretiyle nasiplendim ve sözlerim dinleyenlerin gönlüne hoş geldi.
Sizin düştüğünüz durumda bu, işte aziz pederler; iki yüzlü, tembel ve pisboğaz! Onu İsa sanıp onun ayak izlerinden gidiyorsunuz, çok da işinize geliyor; iki yüzlüler, tembeller, pisboğazlar. Ama İsa o değil, zavallılar, İsa'nın görünüşüne bürünmüş olan baştançıkarıcıdır ve içeri girmiştir. Hep söylerim bir kez daha diyeyim: Gerçek İsa insanlarla birlikte yürüyor, birlikte savaşıyor, birlikte çarmıha geriliyor ve birlikte diriliyor.
Reklam
Yiyip içmek için, kendinize altın heykellerle donatılmış güzel kiliseler yapmak için kullanıyordunuz; sizi iki yüzlüler sizi, sizi ağartılmış mezarlar sizi, sizi günah çocukları sizi! Kusursuz yaşamın ilkesi yoksulluk değil, iyiliktir; bunu çok iyi biliyorsunuz!
Sayfa 482Kitabı okudu
İnsanlığın en büyük hastalığı kendini kemiren illetlerin cidden tedavisine başvurmaktan çok daima tehlikeyi hakiki derecesinden aşağı göstermeye çalışmak hastalığıdır. Bu yaraların derman bulunmaz niteliğini açık ve kesin bir dille açıklamaya uğraşanlar daima halkın lanetine uğrarlar. Yaranmak için halkı aldatan iki yüzlüler beğenilir ve saygı görürler.
Sayfa 111 - İş Bankası Kültür Yayınları / İrfan BeyKitabı okudu
Karga Yüzlüler
Köprünün soğuk taş korkuluklarında ve çevreye morumsu pis bir koku yayan kanal boyunca uzanan buzdan demir parmaklıklarda tünüyorlar. Bodrum merdivenlerinin aşınmış basamaklarında tünüyorlar. Yol kenarlarında, yaldızlı kağıtların ve güz yapraklarının yanı başında ve parkın günahkar sıralarında. Evlerin kapısız duvarlarına yaslanmış, sırtlarını çapraz vermişler, uzakların özlemiyle dolu duvarlarda ve rıhtımın dalgakıranlarında tünüyorlar. Yitik, karga yüzlü, aşırı üzüntüden gri siyah, bağırmaktan kısık sesli, tünüyorlar. Tünüyorlar, tüm terkedilmişlikler, cansız, yerlerinden oynamış, karmakarışık tüyler gibi sarkıyor üzerlerinden. Sevdiklerince terkedilmişlikler, talihlerince terkedilmişlikler. Evlerin gölgesinin sisli alacakaranlığında, kapılardan ürkerek, katran karası ve kaldırım yorgunu tünüyorlar. Ayaklarında ince pençeli ayakkabılar, dünya öğle sonrasının erken inmiş pusunda gri tozlu, gecikmiş, önemsiz hayaller içinde, tünüyorlar. Dipsiz uçurumlarda, açlıktan ve sıla özleminden uykulu sallantılar içinde tünüyorlar. Karga yüzlüler (başka nasıl olur?) tünüyorlar, tünüyor, tünüyor ve tünüyorlar. Kim? Kargalar mı? Kargalar da belki. Ama insanlar en çok, insanlar. Güneş, saat altıda büyük kentin is ve dumandan oluşmuş bulutlarını kızıl sarıya boyar. Ve evler, akşamüzerinin ılıman aydınlığında kadifemsi mavi ve yumuşak kenarlıdır. Ama karga yüzlüler çaresizlikten ve kaçıp kurtulamadıkları insanlıklarından ciltleri beyaz ve üşümekten solmuş, yamalı bohça ceketleri içinde büzülmüş tünüyorlar.
Sayfa 29 - Kargalar Akşam Yuvalarına UçarKitabı okuyor
seyahat etmeye karar verişim
Yıl hicri takvimle 1040. Aylardan Muharremdi.Aşure gecesi Kur'an okudum, dualar ettim. Peygamber Efendimizi çok özlemiştim. Biraz dinlenmek için yuvarlak yastığıma yaslandım. Uyku ile uyanıklık arasında idim. Bir anda Yemiş İskelesi yakınındaki Âhi Çelebi Camii'nde buldum kendimi. Bu, helal parayla yapılmış bir camidir. İçinde yapılan
Sayfa 18
Reklam
DP Dönemi Siyasetle İlişkisi Demokrat Parti’nin 1950-1960 yıllarında iktidarda bulunduğu dönemde Serdengeçti dergisinin 11. sayıdan başlamak üzere 32. sayıya kadar toplam 22 sayısı çıkmıştır. Aşağıda da örnekleriyle incelendiği üzere bu sayılarda CHP’ye yönelik eleştirilere devam edilmekle birlikte, ilk dönem DP’ye karşı destekleyen ve
“Şimdi ise çok geç. İzin ver, Reid senin ahlaksızlığından uzak bir şekilde bu küçük zevki tatsın.” Şaşkınlığım, bu kelimeler karşısında parıldayan soğuk bir şeye dönüştü. Sanki ahlaksızlığı yapan benmişim gibi. Sanki utanması gereken benmişim gibi. “Neden bahsettiğini bilmiyorum ama önce bir aynaya bak derim. Cehennemde yalancılar ve iki yüzlüler için özel bir yer var, Kardinal Hazretleri. Belki orada görüşürüz.”
Sayfa 248Kitabı okudu
"..."Rahmetli Mehmed Akif, karakteri bozuk insanlardan yılmış da demiş ki: " İkiyüzlüleri arıyorum. Meğer onlar ne iyi insanlarmış. "Mehmed Akif'in sağlam karakterini bilenler bu söze çok şaşırmışlar ve haliyle sebebini sormuşlar. Merhum Şairimizin cevabı şöyle olmuş: "Efendim , şimdi çok yüzlüler çıktı ortaya. Onlara bakınca ikiyüzlüleri çamla, çırayla aramaya başladım. Çünkü ikiyüzlüyü hiç olmazsa birazcık anlamak ve şerrinden sakınmak mümkündü. Şimdi ortaya çıkan çok yüzlüleri ise, ne anlayabilmek, ne de şerlerinden emin bulunmak mümkündür. " Bu hatırayı dinleyen değerli dost, yüzünde gezinen acı tebessümün sebebini şöyle açıkladı: "Rahmetli Akif, bugün sağ olsaydı, çok yüzlüleri de hasretle aramaya başlardı. Çünkü şimdi ortaya YÜZSÜZLER çıktı."..."
Sayfa 183Kitabı okudu
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.