Tavsiye edilecek güzel kitaplardan. Ülkesindeki siyasal istikrarsızlıktan, eşitsizlikten ve yoksulluktan gün yüzü görmeyen insanlarının haykıran sesi Rosita. Aslında küçük kominist Rosita'nın tek amacı 1980-1990'lı yılların Peru'sunda yaşayan yoksul ailelerin, aç ve eğitimsiz çocukların da insan gibi yaşayacağı bir ülke. Ne yazık ki direniş çözüm göstermiyor üstelik kendi gibi dava arkadaşları da hapse tıkılıp yıllarca işkence ediliyor. O dönemde halktan yetmiş bin civarı insan hayatını kaybediyor. Gerçekten yaşanmış bir hikaye. Ve bu süreç içinde Rosa küçüklüğünden beri içinde olan sezgileriyle İslam'la tanışıyor ve kader onu Türkiye'ye savuruyor. İçindeki kasvet, sonuç vermeyen çabalar ve umutsuzluklar yeni müslümanca hayatında o kadar keskin cevaplar veriyor ki, Rosa'ya, kader ve sabrın mahiyetini tekrar ve daha kuvvetli öğretiyor ona. Bana ise son sayfalarında gözyaşlarımı tutamayacağım İman'nın insan hayatlarına akseden muhteşem örneklerinden birini daha tattırıyor.
Adaletsizlikten, fakirlikten, eşitsizlikten dolayı gün yüzü görmeyen insanların haykıran sesi Rosita'nın inandığı düşünce uğruna acılarının, bu yoldaki kararlı adımlarının, sezgilerinin, yoldaşlıklarının, ihanet-merhamet sarmalında daha birçok şeyin anlatıldığı bir hak arayışı, bir hidayet öyküsü.
Ülkesinde devrimi gerçekleştirmek isteyen Companero (Yoldaş) Rosita'nın kendi iç devrimini ilmek ilmek dokuyarak gerçekleştirmesini bazen hüzün, bazen sevinç çoğu zamanda heyeceanlanarak okuyorsunuz. Hele ki hikayenin yaşanmış olması, gerçek olması insanı daha da çok bağlıyor kendine.
Farklılıkları görüp, doğru ve yanlışı ayırt ederek, büyük acılarla birlikte kendi evinden hicret edip İslamiyeti seçen Rosita bizlerin umuduna ilham verirken aynaya birkez daha bakıp şükür eşliğinde kendi iç muhasebemizi yapmamızı ve insanlığa dair de fikirler oluşturmamızı sağlamalı.
Anıların ve yaşanmışlıkların bu kadar dolu olmasına rağmen bazı yerlerin çok hızlı geçildiğini düşünüyorum. Kurgu ve betimlemeler arttırılıp biraz daha hacimli ve kapsamlı bir kitap yazılabilirdi. Buna rağmen o dönemde Peru'da yaşanan iklimi görüp Rosita'yla yapacağınız yolculuktan, Onunla birlikte olmaktan zevk alacaksınız...
Yoldaş Rosita, oldukça hızlı akan bir kurgusu var. Hikâye kendi içinde arayışta olan Rosita'nın yolun sonunda islam ile tanışıp aslında bir nevi onurlanmasıyla son buldu. Genel olarak değerlendirirsek eğer yazarın ilk kitabı olduğu için bazı kopukluklar hoş görülmeli.nihayetinde gerçekte yaşanmış bir hikâye. Bazen hakikaten yaşananları doğru kelimelerle ifade etmek oldukça güçtür hâliyle kitapta yer yer gereksiz uzatmaların varlığı onu bitirmek için kendimi zorlamama sebep oldu. Beni aslında cezbeden kitabın ilk başlarındaki öğreti kısımlarıydı. Bazı kavramları olması gereken şekilde açıklaması hoşuma gitti. Tavsiye edilir mi? Elbette hele ki islami anlamda kendini bir arayışta hissedenler için ilâç gibi gelecektir. Bazı eksiklikler var ama yazarın zamanla tecrübesi arttıkça daha nitelikli eserler vereceğine eminim.
"En sevdiğin insanın, seni sevmediğini, sana artık ihtiyaç duymadığını bilmek de ölmek gibi bir şeydi zaten."
Rosita Amaros'un başından geçen tüm olaylar gerçekten hayatın özeti gibi... Kitap roman olarak yazarın ilk romanı olduğu hissini veriyor öykünün gerçek olması insanı inciten yanları dışında güzel bi eser. Ama yinede anlatım eksikliği var gibi bir his doğuyor. Ernesto che Guavera ' nin hayatından sonra belki çok ayrıntı arıyor olabilirim bundan da kaynaklanıyor olabilir. (Paco ignacio tabio, Nam-ı Diğer Che) Genel olarak kitabı beğendim. Finali bakımından çok sevindim. Okuyuculara tavsiye ederim...
Companero Rosita - Türkçesiyle Yoldaş Rosita- bilinçli bir hristiyan olarak yetiştirilmiş, çevresindeki yoksulluğa ve haksızlığa karşı elinden geldiğince başta tek başına sonra konünist devrimcilerle direnen masum ve güçlü Rosa'nın hikayesi.. Allah'ın yardımının, yol göstericiliğinin, nefsini temiz tutan ve hakikati arayan her insanla birlikte olduğunun çok güzel bir örneği. Perulu komünist gençlerin yoksullar arasında kurduğu yardımlaşma ağı, kendilerine verilen nimetin bir kısmının fakirin hakkı olduğunun ve onlara verilmemesinin bir hırsızlık sayılacağı bilinci okuyan herkesin, her Müslümanın örnek alması gereken bir şey. Kur'an'ın "Yoksula hakkını ver. " emri sıkça unuttuğumuz bir emir çünkü. Çok etkileneceğiniz ve bir çırpıda bitireceğiniz harika bir teslimiyet ve hakikat yolculuğu örneği. Diyaloglar arasında geçen mesajlar, verilmek istenen fikirler çok ince ve güzel. Tavsiye ederim.
Komünizm ve kapilatizm gibi sistemler hep ilgimi çekmiştir ve genelde bu tür kitaplar biraz dili ağır ve sıkıcı olabiliyor. Dün Osman hocamız sohbette; “Sistemleri ve yönetimleri değiştiremeyiz
(Komünizm, kapitalizm)
Biz sistemlerin içinde islamı yaşamaya çalışacağız.
Mekke devrinde bir islam sistemi yoktu” demişti. Kitap tam tamamlayıcısı oldu bu cümlenin bir oturuşta bitirince boşluğa düştüm ve bin kere islam üzere doğmuş olmanın şükrünü nasıl yapacağımızı düşündüm.
Komunist bir gerillanın annelik içgüdüsüyle ve islamı yaşama kaygısıyla Türkiye’ye uzanan Hidayet öyküsü sizi mest ediyor.
Hani bazı kitapların okunmak için zamanı vardır ya işte tam vaktinde tam yerinde okumuşum dedim.
Sistemi değiştiremeyeceğini anlayan rosita islamla yeniden doğuyor. Ve komunizmin o kirli, adaletsiz, insan eliyle oluşan hatalı yüzünü size sunuyor. Tereddüt etmeden alabilir sabah başlayınca akşam kitabın son sayfasıyla kendinizi sorgulatabilirsiniz.
İslam ne güzel ne büyük bir nimet.