Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Bir kitap daha biter.Yazar Sezen Aksu şarkılarını ve çaýı sevdiğini çook belli etmiş.Çünkü fazlaca yerde kullanmış.Hep şarkılara sığındığımızı,şarkılarda hep kendimizden birşey bulduğumuzu anlatıyor.Yazar soğuk günlerde yazmış bu kitabı hep çay içme tavsiyesinde bulunuyor.Kendine değer vermen gerektiğini,90larda doğanların çok şanslı olduğunu,ama'dan sonra herşeyin anlamını yitirdiğini daha neler neler anlatmış.Yalnızlığına o da birilerini aramış ve okuyucularıyla yalnızlığını gidermeye çalışmış.Ve gülmenin bedava olduğu da söylemiş.Hayatta bizi mutlu eden birçok şeyin olduğunu anlatmış.Mutluluk yakınızda olabilir görün ve mutlu olun demiş...
●Bazı yerler sıkıcıydı ve intihar kelimesini fazlaca kullanması tasvip etmediğim birşeydi.
Nasıl Fenomen Oldum?Kitap Yorumu
Herkese merhaba!
Bugün her kitabını bayılarak okuduğum Salih Uyan 'ın Acayip İşler Takımı serisinin ilk kitabı olan Nasıl fenomen Oldum?kitabının yorumuyla karşınızdayım!
Efe'nin sosyal medyada paylaştığı duygusal içerikler bazı arkadaşlarının onunla "arabeskin kralı ' diye alay etmesine,ailesinin ise çileden çıkmasına sebep olur.Ve Efe'ye sosyal medya yasağı koyulur.Ancak bu yasak öyle bir proje ile delinir ki,kimse gıkını çıkaramaz.Ancak Efe ve arkadaşların zamanla sosyal medyada fenomen olması,onların hayal ettikleri gibi bir şöhreti değil siber zorbalığı gösterir onlara...
.
.
Kitap boyunca heyecan hiç eksik olmadı.Sebek-e 'nin dostluğuna hayranım desem yeridir.Sadece iyi zamanda değil,kötü zamanda da birbirlerine destek oluyorlar,dost gibi dostlar yani...
Kitabı tabii ki çook akıcıydı..Zaten yazarın diline hayran olduğunu biliyorsunuz
Aynı zamanda aralarda ufak soğuk Kürşat esprileri kitaba renk katıyordu,dediğim gibi bu ekibe hayranım !Hepsi birbirini o kadar iyi tamamlıyor ki..
"..ama maalsef internet anayasasında pişmanlık affı yer almıyordu."
Kitap bize dostluğun önemini asilarken bir yandan da internetin kara yüzünü gösteriyordu.Bu konuda da sıkılmadan okuyacağınız,okuldaki rehberlik derslerinden çok daha eğlenceli ve bilgilendirici olduğunu düşündüğüm için herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum
.
Buraya kadar okuduysanız çok teşekkürler, şimdiden iyi okumalarrr!
Hiçbir iş yapmadan yattığı yerden köyden gelen parasıyla tembel bir şekilde yaşamını sürdüren canım Oblomov. Oblomov,Oblomovluk. Hiç düşündünüz mü bu adam niye böyle yattığı yerden kalkmak istemiyor diye? Şehre göçtüğü halde neden insanların arasına karışmıyor,karışamıyor? Bunun cevabı kitap boyunca belirli bölümlere iliştirilmiş aslında.
Çok sevildiğini bildiğim bir kitap olan Nietzsche Ağladığında'yı keşke daha önce okusaymışım dedim. Kitabın içeriği hakkında az çok bir fikrim vardı ve hocalarımın da sürekli 'okumadıysanız bir an önce okuyun' demesiyle 'artık okuyayım' dedim ben de. Okuduğum için de çook keyifliyim açıkçası.
Genel olarak Filozof Nietzsche ve Dr. Breuer arasında geçen, hayatın anlamı ve daha bir çok şey hakkında konuşulan, bir şeylere çözüm üreten ve neden bulan konuşmaları okuyoruz. Bu konuşmalar kesinlikle sıkıcı olmamakla birlikte tam aksine yoğun ve akıcı geçiyor. Bunun dışında Nietzsche'nin Dr.Breuer'ın kliniğine nasıl geldiği de arka plandaki olaylar da kitabın gizemini ve heyecanını arttırıyor.
Eserin adından yola çıkarak Nietzsche'nin ağlamasını düşünerek okudum hep kitabı. Çünkü ilk başlarda soğuk ve kendinden ödün vermeyen Nietzsche'nin ne zaman patlama noktasına geleceğini merak ettim. Ümitsizliği hakkında ne zaman içgörü kazanacağının merakıyla okudum. Sonunda da merakımı giderdim diyebilirim :).
Kitabın acıya ve bu değişmez acıların kabulüne vurgu yapması da oldukça etkiliydi. Aynı zamanda benim okuduğum bölümle ilişkili olarak kitapla psikolojik danışma kuramları arasında ilişki kurmama fayda sağladı. Her açıdan beni tatmin eden bir kitap oldu. Bu nedenle okuyun, okutturun :).
Yazarın bir önce okuduğum serisini çooook sevince dayanamayıp ‘Sinners of Saint’ serisine de başladım4 kitaptan oluşan seriye 2. kitaptan dalış yaptığımı sonradan fark etsem dedevamını okuyacağım kesinlikle! Gerçi ilk kitap aslında novella ama devamında çok sık geçtiği için bence önce okunmalıymış
Baron ‘Vicious’ Spencer, malikanelerinde çalışmaya
Bu kitabı sevdim(belki biraz spoilerlı)
Kitabı az önce bitirdim ve bu kitaba başladığımdan beri bu kitabı bırakamıyorum elimden o yüzden de çok kısa bir sürede bitirdim ya
Sonunda Percyi okuyabildik. Percynin hafızasının yavaş yavaş geri gelmesini görebildik. Ya kitapta en çok Percynin anlattığı kısımları okumayı sevdim. Roma kampı asla melez kampına benzemiyor hiç sevemedim orayı. Percy göreve çıkıp oradan ayrılınca derin bi oh çektim çünkü cidden çok soğuk bir yer gibiydi Roma kampı
Yeni karakterlere -Frank ve Hazel-gelecek olursak ikisini de sevdim kitabın anlatıcıları bakımından bir sorunu yoktu benim için.
Ama o Roma kampının havası Percynin geçmişinden bir şeyler hatırlamaya çalışırkenki halleri beni üzdü.
Spoiler olucak diye pek konuşamıyorum ama Percy ilk geldiğinde dışlanması ve sonrasında kahraman ilan edilmesi falan Roma kampına karşı bir nefret beslettirdi bana biraz da
Neyse oradan görev için ayrılıyor ya daha sonrasında sıkıntı yok
Bu kitap da serinin diğer kitapları gibi yine olay üstüne olay olan okurken oradan oraya sürüklendiğim ve bazı yerlerde gülümsememi sağlayan bir kitap oldu
Güzeldi hem de çook
Ama artık Annabethle kavuşsanız mı diyorum
Neyse artık bir sonraki kitaplara diyelim
