Urbino Gubbio Mantoue. Mükemmel bir dikdörtgenin uzunluğundan derinliğine, art arda gelen salonlara açılan alçak kapıların güzelliği. Bu mimarinin geometrik ve hiyerarşik kuralıyla elde edilen şiddetli bir erotizm. Bir odadan diğerine geçişte, uzam değişikliğiyle gelen erotizm. Cinsel değil: Cinsiyet farklılığının, şeylerin ikilliğinin keskin ve estetik bir gerçeklik; bir yenilenme; bir sürpriz gibi göründüğü bir ortamda baştan çıkarmanın idealliği. Cinselliğin Manici şiddeti ortalığı sarmadan hemen önce.
Felsefe ve psikoloji, ötekiyle ve ötekine duyulan arzuyla birlikte ölüp gitti. Metropollerimize dair, zihinlerimizde yarattı­ğımız simülakra* ve patafizik konfora hasredilmiş bir gökyüzünde tek parıltı, onlara ilişkin içi boşalmış kavramlardan oluşan burçtan geliyor.
Reklam
Kadınlar tarihsel olaylar gibidir: Yaşamımızda bir kez bir olay gibi var oluyor ve bir şaka gibi ikinci varoluşu hak ediyorlar. Baştan çıkarmanın yarattığı bir olay, psikolojinin bir şakası. Tutkunun yarattığı bir olay, yasın işleyişinin bir şakası.Ne iyi ki bunun tersi de geçerli. Hiç kuşkusuz, tanıdığın kadınların zihninde ikinci kez var olma şansı sana da verilmiştir; melankolik bir şaka niyetine.
Devrim, -arzu alanındaki Devrim de dahil- kendisiyle mücadele edenleri daha kolay affediyor da hâlâ, gerçekleşmesinden yana olanlara karşı o kadar affedici değil. Bu sebeple, beni bir kadına dönüştürecek olan şey Devrim değil. Benim, şimdi şuracıkta, tutkuyla kadınlık konumunu benimsemem yeterli. Ne var ki bu feministlerin asla affetmeyeceği bir durum. Çünkü bu konumun kapsadığı düşsel kadınsılık, kadınların kadınsılığından çok daha kadınsı. İlişkilerimize egemen olan cinsiyet karışıklığında, kendi cinsiyetinden olmak neredeyse bir mucize (Émile).
Şeyler, kendiliklerinden aydınlanıp çözüldükleri doruk noktasına ulaştıklarında, yine ansızın anlaşılmaz ve kavranmaz hale gelirler. Öyle kültürler var ki imgelemi yalnızca kendi kaynaklarında hayal edebiliyorlar ama amaçlarını hayal edemiyorlar. Her ikisine, kökenlerine ve sonlarına saplananlar da var.Olası iki seçenek: Kendi sonunda imgelemi yaratan kültürler -bizimki-, ne kökeninde ne de sonunda onu bulanlar -gelmekte olan kültür.
Lacan haklı: Dil anlamı belirtmez, anlamın yerini alır. Ancak bunun sonucunda ortaya çıkan, yapının değil baştan çı­karmanın etkileridir. Gösterenlerin oyununu düzenleyen bir yasa değil, görünümlerin oyununu hizaya sokan bir kuraldır. Belki de bütün bunlar aynı anlama geliyordur.
Reklam
642 öğeden 571 ile 580 arasındakiler gösteriliyor.