Maral Ana Efsanesi
...Çok eskiden olmuş bu olay. Çok çok eski zamanlarda, yeryüzünde ormanların otlardan ve bizim ülkemizde de suların karalardan çok olduğu çağlarda, derin ve serin suyu olan bir nehir kıyısında, bir Kırgız kabilesi yaşarmış. Bu nehrin adı Enesay imiş… Bugün bu nehrin adı Yenisey’dir… Kırgız kabilesinin etrafı da düşmanlarla doluymuş. Bir gün biri
169 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tanrı Öldü. Onu biz öldürdük.
“-Çopur Topal Nine katıla katıla gülerek yine sordu. - İyi düşündün mü Maral Ana. İnsan yavruları bunlar. Büyüdükleri zaman senin yavrularını öldürürler. - Hayır...... Ben onların anaları olacağım, onlarda benim çocuklarım. İnsan öz kardeşlerini öldürür mü ? diye sorar Maral Ana.” Roman biterken ise Aytmatov verir cevabı. Tıpkı ilk taşı en temiz olanınız atsın dercesine Mümin Dedeye öldürtür Maral Anayı. Evet tanrı ölmüştü. Onu biz öldürdük. Vurgulanan diğer bir husus ise milli kültürden, tarihten ve ana dilden uzaklaşmadır. Mümin dedenin çocuğa anlattığı esir düşen han masalında şöyle diyordu: “- Öldürmeden önce benim vatanımdan herhangi bir çobanı buraya getirmeni istiyorum. – Ne yapacaksın o çobanı ? – Ölmeden önce ondan bir türkü dinlemek istiyorum.” Bir pasajda ise çocuk şöyle sesleniyordu ; “ Atalarının adlarını unutanlar kötülük yapmaktan utanmazlarmış. Çünkü o zaman insanın nasıl biri olduğunu ne çocukları bilirmiş ne de çocuklarının .” İyi ve kötü metaforları; Mümin Dede ile Oruzkul ile temsil edilmiş. Oruzkul yozlaşmanın ve yabancılaşmanın temsilcisi iken Mümin Dede ise doğa ve diğer insanlarla barış içinde olma ile temsil edilmiş. Ama ne yazık ki romanın sonunda iyilik kötülüğe benzeyerek kaybetmiştir. Aliya İzzetbegoviçin de dediği gibi, Savaş ölünce değil, düşmana benzeyince kaybedilir. Keyifli Okumalar.
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201870bin okunma
Reklam
Maral Ana Efsanesi '' Çok çok eski zamanlarda, yeryüzünde ormanların otlardan ve bizim ülkemizde de suların karalardan çok olduğu çağlarda, derin ve serin suyu olan bir nehir kıyısında, bir Kırgız kabilesi yaşarmış. Bu nehrin adı Enesay imiş… (Bugün bu nehrin adı Yenisey’dir…) Kırgız kabilesinin etrafı da düşmanlarla doluymuş. Bir gün biri
Bilesiniz ki asla isteyerek yapmıyorum bu işi.. ama sizin iyiliğiniz için böylesi... İhtiyar kadın cümlesini bitirmeden yanıbaşlarında bir ses duyuldu: - Bekle ey ulu bilge kadın! Bu günahsız yavruların canına kıyma! Topal Çopur Nine ardına dönüp baktı ve gözlerine inanamadı: Şaşakalmıştı. Çünkü orada durup konuşan bir ana buğu (maral) idi. Hüzün dolu kocaman gözleriyle sitemli sitemli bakıyordu ona... Süt gibi beyazdı.
208 syf.
·
Puan vermedi
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karıncanın Çağrıştırdıkları
İstanbul Okuma Grubu’nun bu ayki kitabı Yaşar Kemal’in “Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca” adlı romanıydı. Okuma grubumuzun en yoğun katılımlı toplantılarından biriydi -en son Yeraltından Notlar’da bu kadar yoğun katılım görmüştüm- öyleki moladan önce sayı 40’ı bulmuştu. Tabii toplantı sadece sayısal olarak dolu değildi,
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal KarıncaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710,2bin okunma
Çopur Topal nine ve Maral Ana
- İyice düşündün mü Maral Ana? İnsan yavruları bunlar, insan! Büyüdükleri zaman senin yavrularını öldürürler! - Hayır, büyüyünce benim maral yavrularımı öldürmezler. Ben onların anaları olacağım,onlar da benim çocuklarım. İnsan öz kardeşlerini öldürür mü? - Öyle deme Maral Ana, insanları tanımazsın, orman hayvanları şöyle dursun, birbirlerini öldürmekten bile çekinmez onlar.
Resim