Selamlar ben leyla
Bomboş bir kitaptı. Yazar, Luca’yı İbrahim Tatlıses’in doğduğu mağarada yazmış. Bu kadar geri kalmışlığın başka bir açıklaması olamaz. Luca’nın düşünce yapısı o kadar sığdı ki karakterin yaptı her şey ortamda sırıtıyordu. Okurken sürekli ‘ne alaka yani şimdi?’ Diyorsunuz. Bunlardan biri: Ari sevişmek istemediği için kızı
Mercedes ve Noah 8 yaşlarından beri arkadaşlar. Ancak ilişkileri her zaman arkadaşlıktan daha fazlası olmuştur. Aralarında kopmaz bir bağ vardır. Ve biraz büyüdüklerinde Cora ile tanışırlar ve ikili bir üçlü haline gelir. Cora'nın ev hayatı zor bir hayat olmuştur ama onunla diğer ikisi arasındaki fark Cora'nın bununla nasıl başa çıkacağını bilmemesidir. Sonunda Cora ve Noah bir şeyler oluşuyor. Ve Cora, Mercedes'e duygularını anlatınca Mer ne yapacağını bilmediği için kendi duyguları hakkında yalan söyler. Mer, kendi mutluluğunu bir başkası için feda edebilecek türden bir arkadaştır. Ve bakalım ilerleyen bölümlerde neler olacak.
Başlık biraz absürt olsa da Agatha Christie kitaplarının sonu bana her zaman bunu söyletiyor. Bu zaman kadar katili asla bulamadığım için bu kitapta kendimce bir yöntem denemek istedim; tüm karakterleri bir kağıda yazdım ve şüphelendiğim her olayı not edip şüpheli karakterin yanına artı attım. Bilin bakalım ne oldu? Yanına hiç artı atmadığım
Gülsarı çok nitelikli bir cinsi attır. Bölgenin kolhoz başkanları hep onu tercih eder. Tanabay ise Ekim Devrimi'nin ciddi savunucularından biridir. Rejim yanlısıdır ve bu doğrultuda istenilenleri yerine getirir. Arkadaşı Çora ile beraber köylerinde kolhozu icra eder. Bu işle beraber Komsomol'da etkindir. Fakat süreç içerisinde çeşitli sebeplerle yeni yönetimce partiden dışlanır. II. Dünya Savaşı sonrasında ise önce demircilik ardından da at çobanlığına başlar. Sürüdeki Gülsarı ile çok iyi anlaşmaktadır ve onunla bütün yarışları kazanmaktadır. Kolhoz idaresi ise Gülsarı'yı Tanabay'ın elinden alır. Tanabay'ı çok seven Gülsarı sık sık idareden kaçıp Tanabay'ın yanına gelmektedir. Sonrasında ise kaçmaması için ayaklarına pranga vurulur.[1]
İlerleyen dönemlerde Tanabay'dan koyun yetiştiriciliği yapması istenir. O da ucube bir ortamda kötü koşullar altında bu görevi yerine getirir. Yanındakiler işi bıraksa bile o bırakmaz. Sürekli teftiş edilen Tanabay partiden eski katkıları adına ayrıcalıklı bir şeyler bekler fakat öyle olmaz. Bir gün teftiş memuruna isyan edince halk düşmanı suçlaması ile partiden ihraç edilir. Gülsarı da iyice yaşlanmıştır ve Tanabay'a geri verilmiştir. (Alıntı)
Orta Asya'ya uzun ama acıklı bir yolculuk .
Kendinizi o bozkırda Tanabay'ın yerine koyuyorsunuz.
Gulsarı insan kadar asil bir hayvan . Onun acıları hissettikleri çok şey anlatıyor.
Kesinlikle tavsiye ediyorum
İyi okumalar