Bekârlığın ne olduğunu bilen bilir. Beyaz gömleğimi akşamdan yıkamış, balkona asmıştım. O gece sabaha dek yağmur yağsın... Çamaşır ipindeki gömleğin kollarından şıp şıp şıp sular damlıyor. Bir gömlek daha var ama kirli.
Islak gömleği sıktım. Yakasını, kollarını kolaya soktum. Ütü de iyice kızdı. Jazz!.. Hazır gömlekler hep böyle, yakanın iç astarı, dışından geniştir. Ne kadar uğraşsan doğru dürüst ütülenmez. Elbisemi benzinle temizledim.
Ne temiz mendil ne de çorap var. Tıraş olurken burnuma keskin bir yanık kokusu geldi. Meğer kızgın ütüyü pantolonun üstünde unutmuşum. Dizi yanmış. Bekârlığa bastım kalayı... Ne olursa olsun şu kızla evleneceğim. Gömleği yaş yaş giydim. Aceleden, tıraş olurken yüzüm çeteleye dönmüş, kan durmaz...
Yalan dolan ile devran sürmeyi
Biz ne bilek beyim büyükler bilir
Milletin başına çorap örmeyi
Biz ne bilek beyim büyükler bilir
Rüşvet vermek rüşvet almak nasıl şey
Hazineden para çalmak nasıl şey
Terlemeden zengin olmak nasıl şey
Biz ne bilek beyim büyükler bilir
Erken palazlanıp erken ötmeyi
Değirmenler kurup baş öğütmeyi