Kardeşleri açlıktan mı yavan ekmeği çok yemekten mi belli olmayan bir sancı ile boğuşurken, ablaları örgülerini birbirlerine çözdürüp soğuktan morarmış ellerini koltuk altlarına sokup yatağa bir kalıp gibi devrilirken, annesi dışarıdan doldurup getirdiği güğümü coss diye sobanın üzerine indirirken Ahmet üniversite hazırlık kitabını sehpaya koyar herkesin uyumasını beklerdi.