672 syf.
10/10 puan verdi
Mükemmel ötesi
Merhaba,
Saniyeler önce harika bir kitabı bitirdim. Bitirir bitirmez de hemen buraya koştum. Çünkü kitabı okurken bile "Ne zaman bitireceğim ve bu kitabı her yerde övmeye başlayacağım" diye düşünüp heyecanla bekliyordum.
Eşsiz bir anlatım. Uzun zamandır böyle güzel bir hikaye böyle iyi bir kitap okumamıştım. Bu kitabı yazan bu hikayeyi
Hocamız iyi ki yazmış. Rahmetle ve minnetle.
Ne zaman sınıfımda bazı problemler olsa ve kendi başıma çözemeyip bunalmış hissetsem bir eğitimcinin kitabına başvururum. Öyle bir zamana denk geldi ki, hümanist bir şekilde çok fazla yol deneyip çözemediğim sorunlar vardı. Bu kitap o çağlayan dereyi boğulmadan geçmemi sağladı. Öğrencilerim benden korkmaz, benim gözümden düşmekten korkar. Aramızın bozulmasından korkar. Bu dengeyi bozmadan sorunlara daha sakin yaklaşmamı sağladı bu eser. Sohbet havasında, keyifli ve destek olan bir yapıda yazılmış. Zaman zaman böyle kitaplarda motive olmalıyız. Bir öğretmen olarak gücüme güç kattı, motive etti. Hocamızın emeğine sağlık. İyi ki okumuşum dediklerimden.
Kitap için ne desem az kalacakmış gibi. Kelimelere dökemediğim bir sarsıntı yaşattı. Her seferinde “hadi canım artık burda bitmesi gerekir “ diye düşünürken yeni baştan hikaye başladı. Hep bir umut ve düşüş. Yazarın YAŞAMAK dediği yer. Sadece al ve oku. Herkes için , düşen için.
- Bizim memlekette şeriatı aşmak kolay değildir. Şeyhülislamlar, hocalar, müderrisler, tarikatlar, şeyhler öylesine güçlüdür ki padişah nefes alıp da istediği şeyleri yapamaz.
- Avrupa’da, Rusya’da kadın bir kıymettir ve hayatın içindedir. Erkeklerle birlikte milleti oluşturuyorlar. Bizde ise, kadın kafes arkasındadır. Yani biz yarım bir nüfusa sahibiz. En önce halletmemiz gereken konu budur...
Aslında kitapta yer alan bu iki alıntı Osmanlı İmparatorluğunun çözemediği ve ilerlemenin önündeki iki önemli neden idi.
Mustafa Kemal'in bu iki hususta verdiği mücadelenin ne anlama geldiğini bu iki örnek çok iyi açıklıyor. Günümüzde bile bu iki temel bir şekilde kendisini göstermeye devam ediyor.
Yine sonu belirsiz Haruki Murakami öykülerinden biri. İçerisinde sizi düşünmeye iten bir kaç cümle hariç, yalın bir dille yazılan sıradan bir öykü.
Bu kitapla birlikte okuduğum kitap sayısı iki olsa da, hala kalemini ve düşüncelerini çözemediğim, iyi mi kötü mü karar veremediğim nadide yazarlardan.
Kitabı beğenmediğimi söyleyipte yazara haksızlık etmek istemem ama çok çok beğendim diyipte kendimi kandırmakta hiç istemem. Yazarımızın okuduğum ilk kitabı olduğu için anlayamamış olma ihtimalim de çok ama her ne kadar ustalıkla işlemiş olsa da karakterlerini ve hikayelerini, çözemediğim karmaşıklıktan kurtaramadılar beni. Bunun yanı sıra yazarın engin bilgisi ve hayal gücüne de hayran kalmadım değil. Bu kıtap bi süre sonra tekrar okunmalı ve daha iyi analiz edilmeli diye düşünüyorum. O zaman yazarın kafa yapısını daha net anlayabilirim.
