Uygun Kitap
Biraz reklam gibi olacak ama Amazon prime üyesi olunca romanlar piyasaya göre daha ucuza alabiliyorsunuz. Ben kitaplığımı doldurmaya devam ediyorum. Sizlere de haber vermek istedim.📕📚
Narcissus meselesini işitmiş olmalısın: Kendine aşık olmuştu. Durgun bir su birikintisine bakarken kendi yansımasına aşık olmuştu. Şimdi aradaki farka dikkat et: Kendini seven kişi yansımasını sevmez, o sadece kendini sever.
Aynaya gerek yoktur, o kendini içinden bilir. Sen kendinin var olduğunu bilmiyor musun? Varlığına dair bir kanıta ihtiyacın
#düngecedenberidinlediğimşarkı
Bıraktım geldim evimi geride
Adımı aldılar, kan karıştı terime
Demişti anam bana
"Buz da olsan erime"
Kaldırdım dünyayı dertlerimin yerine…
Lügat kelimeleriyle tarifi olmayan bir ferahlama duygusu. Hiç sönmeyecek sanılan cehennem ateşi aniden söndüğünde ve bu aniden öğrenildiğinde ne hissedilirse o. Bir dağ yoluna girerken ruhun üzerine siniveren o hüzünlü ferahlama o garip huzur. Uzaklaşma. Yaklaşma. Erime. Tatlı bir rüzgâr nasıl eserse öyle. Bitmişti işte.
Sayfa 418Kitabı okuyor
Kötü oyun suça götürür. / Le mauvais gout mene au crime.
Sayfa 49Kitabı okudu
Bencilce yaşamak ile başkaları için yaşamak arasında bir seçim yapmak zorundaydı...
Sayfa 27Kitabı okudu
Ah, acımasız eğe, acı veren,
gizlice hayatımı törpüleyen,
niye geri durmuyorsun
tüketmekten böyle kalbimin her parçasını
ben anmazken sana güç verenin adını?
Hiçbir şey bana daha acımasız gelmedi
kulluğu uğruna yaşamı bıraktığım kadından.
Sayfa 295Kitabı okudu
Aşk'la birlikte oldum ben
dokuzuncu güneş dönüşümünden beri.
Sayfa 227Kitabı okudu
Balkan Savaşı'ndaki hezimet...
Meşrutiyetin ilanı sonrası ordunun komuta kademesinden en basit erime kadar siyasete ulaşmış olduğu açıkça ortaya çıkmaya başladı. İttihatçı ve itilafçı diye ayrılan gruplar zaman zaman diğerinin verdiği emirlerin gereğini aksatarak emir-komuta zincirinin zedelenmesine neden oluyordu. Bu yüzden savaş öncesi Harbiye Nezareti hükümete, başta yüksek rütbeli subaylar olmak üzere tüm askerlerden siyasete karışmayacaklarına dair yazılı yemin belgelerinin alındığını bildirmişti...
Sayfa 28 - Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık
|avrupa avrupa|
Europe effectively condones the existence of a territory where atrocities go unpunished, and pretends that the war being waged there does not concern Europeans... and crimes that would never be tolerated in the rest of Europe – killings, extra-judicial persecution and executions – are seen as unproblematical.
...
Indeed, there is even tacit acceptance of the monstrous notion that one particular nation should bear collective responsibility for the actions of a few of its members.
Sayfa 357Kitabı okudu
Famine.
I suck in a shocked breath when I truly take in the horseman.
All of him is strange and lovely.
When I found him yesterday, he wore blood and grime in place of clothing. But now he’s fully dressed, and over his black shirt and pants he wears bronze armor that definitely wasn’t there last night. The metal breastplate gleams in the morning light.
That’s nothing, though, compared to his face.
He’s … there aren’t words for this sort of male beauty. His caramel colored hair curls around the nape of his neck, and those brilliant green eyes are made all the brighter against his tan skin.
I don’t know where to look—at the sharp slice of his jawline or those high cheekbones—or those soft, sinner lips. He looks like some mythological figure taken straight out of a painting.
He is a mythological figure.
Everybody has a job to do, and nobody should try to stop them.
That really is the British attitude. If a waiter is bringing diners their gâteau you get out of his way, even if you are the Prime Minister.
Sayfa 351Kitabı okudu
He replied, “It’s my job as Prime Minister to like Mr Putin.” And that was that. What more was to be said? The chef’s job is to cook the fish; the doctor’s job is to remove an appendix; the job of one head of state is to demonstrate how much he likes another head of state. It’s as simple as that.
Sayfa 351Kitabı okudu