CT derse başladım anatomiye
bazı sırlar tek kişilik olmalı.
Kişinin DNA'sından fiziksel özelliklerinin ortaya konulabilmesi tarihin daha önceden cevaplanamamış bazı sorularına cevap verebilir görünmektedir. Örneğin mezarı soyulmayan ve tüm hazinesi günümüze kadar gelen ünlü Mısır firavunu Tutankamon'un mezarı İngiliz kaşif Howard Carter tarafından 1922'de bulundu. 1968'de 3 bin 300
Sayfa 173 - dokuzuncu bölüm: gülin karabağ, disiplinlerarası tarih çalışması
Reklam
Görüntüleme ne kadar gelişmişse, anormallik bulma olasılığı o kadar artar
Örneğin, bir CT veya MRI taraması omurgada şişkin bir disk gösterse de, neredeyse tüm insanlar yaşlandıkça şişkin diskler geliştirdiğinden ve ağrıyla hiçbir ilgisi olmayabileceğinden, bu teşhis yararlı değildir. Yine de bir doktor bunun olduğunu düşünebilir ve güçlü ağrı kesici ilaçlar yazabilir veya hastayı bir cerraha yönlendirebilir, cerrah da hastaya ameliyat önerebilir. Görüntüleme ne kadar gelişmişse, anormallik bulma olasılığı o kadar artar, dolayısıyla hiçbir kazanç elde etmeden aşırı tedavi görme şansı da o kadar artar.
Insan vücudunu şekerle beslendiği Beyin hücrelerinin şekere ihtiyaç duyduğu iddiası koca bir palavradır. Bizim vücudumuzdaki tüm hücreler oksijenle beslenir şekere ihtiyaç duyan tek hücre modeli kanser kanser hücreleri şekeri o kadar çok severler ki vücutta kanserin yerini tespit etmek için bile şeker kullanıyoruz. Pet CT adı verilen kanser tarama filmlerinde damardan şeker veriliyor.
Reklam
Tutankhamon'un ölümünün sebebi:
Uzun araştırmalardan sonra nihayet Mısır Eski Eserler Kurulu başkanı Zahi Hawass, Tutankhamon'un mumyasının CT tomografi cihazıyla üç boyutlu incelenerek ölümünün kırık bacağın kangren olmasından kaynaklandığını internet üzerinden dünyaya duyurdu. Artık teknoloji ölülerin de kimliklerine ulaşıyor. İtalyan ve İsviçreli bilim adamlarının yaptıkları konsültasyonlar sonucu firavunun ölümünün sağ bacağının kırıldıktan sonra kangren olması, onun ölümünü yarattı, şeklinde doğrulamaya çalıştılar.
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
Bilmek, işin sadece bir boyutudur. Bildiğini başkalarına, yeni nesillere, sıkmadan, ilgilerini artırarak aktarmak da gerekir. Bilenler genelde çoktur ama aktarabilen, tatmin edici şekilde izah edip öğretebilen her zaman daha azdır. Başkalarının okumadığını, öğrenmediğinden şikayet ederken, kendimize acaba kolay anlaşılır şekilde ve merakla ilgi uyandırarak anlatabiliyor muyuz diye de sormak ve önce kendini denetlemek gerekir. Bu kitap tam da bunu yapıyor. 'Tekniği kolayca anlamak' ismiyle tercüme edebileceğim kitap, sayfa sayfa, anlaşılır görsellerle buzdolabı, çamaşır makinası, telefon, bilgisayar vs gibi günlük kullanılan cihazların nasıl çalıştığına ve hangi parçalardan oluştuğuna dair kıza ama öz bilgiler veriyor. X-ray cihazı, CT, MRT cihazlarından, modern tarım nasıl yapılır diye tarım aletlerine ve gökdelenlerde sebze ve meyve üretimine kadar türlü konulara değinen ve sağlık ve tarım gibi başlıklara bölünen kitabı okumak hem çok keyifli, hem de çok aydınlatıcıydı. Bilhassa gençlerin ilgi duyacağı ve ebeveynlerin izah ederek ufak cocuklarına da okuyabilecekleri türden bir eser. Türkçesi sanırım yok. Ama umarım bu tür eserler her dilde yazılır. Kitapla kalın...
Technik Einfach Verstehen
Technik Einfach VerstehenKolektif · Dorling Kindersley Verlag · 02 okunma
Beynimizi tam kapasite ile çalıştırabilirsek temessül, tecessüd , tayyi zaman, tayyi mekan, telepati yapabilir, zihinleri okuyabilir, nöronal navigasyon sistemini aktif edebilir, beynimizi tam teşekküllü bir laboratuvar, bir SEM , bir TEM , bir CT, bir MR, bir DSA ,bir doppler, bir ultrason vs. olarak üst tasarım gibi kullanabileceğiz.
9.12.2023 ct
bana bakıp gülümsemesini hiç unutamayacağım")
Reklam
“Para mı önemli, mutluluk mu?… Tabiki para önemlidir kazanmıştı. Paramız olmadığı zaman istediklerimizi alamıyoruz ve çok üzülüyoruZ. Halbuki para yerine çakıl taşı kullansak, örneğin 1 ekmek 1 çakıl taşı, 1 araba 5000 çakıl taşı olsa ve hatta para birimimiz de kısaca ÇT olsa herkes yerden ÇT toplayarak istediğini alabilir”
Hoş geldin çocuk, hoş geldin dünyaya... Peki ama nedir ki dünya? Başlı başına bir ceset çukuru. Okumayan, yazmayan, araştırmayan, edindiği salt inançta her şeyi bilmeden yargılayan, kolay ayrışan yani çoktan ölmüş fakat bunun farkında bile olmayan milyonlarca fotosentezli kadavra. Her yeni gün ve her gece sadece kendilerine ezberletilen düzende zaman harcıyorlar. Besleniyorlar, ürüyorlar, uyuyorlar ve güneşin onlara ayırdığı pay tükenince bitiyor fotosentez, ölüyorlar. Ağaçları kesiyorlar, bitkileri söküyorlar köklerinden, canı topraktan ayırıyorlar, türlü nesiller tüketiyorlar üç kuruşluk kıyafetler için, yetmiyor da birbirlerini boğazlıyorlar. Paylaşamıyorlar koca evreni, savaşlar çıkarıyorlar, senin olana göz koyup her şeyi istiyorlar, niçin var olduklarını, niye yaratıldıklarını bile bilmiyorlar. Tüm tabiatın neden hizmetlerine sunulduğundan bir haber uzandıkları her şeyi yağmalıyorlar ve geldikleri andan itibaren sadece içine s.çt.kları dünyadan hiçbir şey edinemeden gidiyorlar... Sen onlardan olma çocuk...