Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Beş vakit kılmayan, cuma dedin mi, "Camiye gitmesini biliriz" der.Cumaya gitmeyen bayram namazlarıyla vicdanını rahatlatır.Bayram namazı kılmayan da abdestsiz cenaze namaz kılmasıyla bilinir.Cenaze namazını saçma bulup gitmeyenin de bir gün cenaze namazını kılarlar elbet..
İstanbul'a gelen ecnebiler haliyle Osmanlı Sultanı'nı da bir şekilde görmek istemektedirler. Bir padişahı görebilecekleri tek yer vardır: Cuma Selamlığı. O Cuma padişahın hangi camiye teşrif edeceği öğrenilir, saatler öncesinden yer tutulur ve beklenmeye başlanırdı.Derken maiyeti ile birlikte padişah gözükür, atından ya da atlı arabasından iner ve birkaç saniye içinde cami kapısından içeriye geçerek gözden kaybolurdu. İşte bu birkaç saniye içerisinde görülen padişahın bazen sendelediği, sallanarak yürüdüğü görülürdü. IV. MURAD'ı bu şekilde camiye girerken gören yabancı zevatın aklına kendi kültürlerinde son derece alışık oldukları sarhoşluk alametleri gelirdi; sallanarak yürüyen bir adam profili... Ve hemen yafta asılırdı. Yüreyemeyecek kadar sarhoş! Halbuki her müslüman bilirdi ki alkol alınarak camiye girilmezdi. Hele Cuma namazı! Gut hastalığının ağrıları karşısında ayakta duramayan bir padişahın ne olursa olsun katılmak zorunda olduğu yegane merasim her cuma gerçekleşen Cuma Selamlığı idi. Ölüm dışında hiçbir gerekçe bunu engelleyemezdi. İşte bu Cuma Selamlığı'nda gözükme zaruriyeti bazen sancılı bir padişahı ağır sakinleştiriciler altında bile ata binip halk arasında gözükmeye zorlayabiliyordu.
Reklam
Var olmak için yok olmaya karar veren, “Maraş Bize Mezar Olmadan Düşmana Gülizar Olamaz” diyen yiğitlerin unutulmaz destanlar yazdığı, kalesindeki bayrağı silah zoruyla indiren düşmana iman gücüyle karşılık veren kahramanlar şehri... Türk namusunu kurtarmak için ilk kursunu atan ve kurtuluşla simgeleşen SÜTÇÜ İMAMLARIN ‘’Vatanımız tek kişi kalana kadar düşmana teslim olunmayacaktır, gayret bizden yardım Allah’tandır’’ diyen ARSLAN BEYLERİN ‘’Hürriyeti olmayan bir milletin Cuma namazı kılması caiz değildir ‘’ diyen RIDVAN HOCALARIN Şehit olan kocasının silahını alarak sıra bizde diyen SENEM AYŞELERİN Davulunu altınla dolduralım diyen ermeni hırlakyana davulumu degil evimi doldursanız bir tokmak bile vurmam diyen ABDAL HALİL AĞALARIN Varlıklarını , inançları ve özgürlükleri uğruna adayan MILLIŞ NURİLERİN, YÖRÜK SELİMLERİN EVLİYA EFENDİLERİN, ÇAKMAKÇI SAİTLERİN MEMLEKETİ....KAHRAMANMARAŞ
Salih Bozok anlatıyor: Bir gün Çankaya civarında bir köylü evine gitmiştik. Girdiğimiz kulübede, ihtiyar bir köylü ile karısı oturuyordu. Bize ikram ettikleri kahveleri içerken Atatürk, köylü ile konuşmamı söyledi. Ben bu emre itaat için ak sakallı köylüye ilk aklıma gelen suali sordum: ''Gazi'yi tanır mısın baba?'' İhtiyar beni, saçma sapan bir sual sormuşum gibi alaycı bir şekilde süzdü: ''Gazi'yi tanımayan mı var?'' dedi ve ilave etti: ''Ben görmedim ama her hafta Hacı Bayram Veli Camii'nde cuma namazı kılarmış. Ta göbeğine kadar sakalları varmış. Melek gibi nurlu yüzü, Peygamber gibi mübarek bir ihtiyarmış!'' Gülmemi güç tutarak, Atatürk'ün sakalsız ve genç yüzüne baktım.O, kaşlarını kaldırarak kendini tanıtmamamı emretti. Dışarı çıktığımız zaman da güldü ve: ''Varsın, o da öyle bilsin. Hakikati öğrenmek belki biçarenin hayalini yıkar, onun hayalindeki şirin sakallıyı öldürüp sevgisini kaybetmekte ne mana var? ''
Sadettin TANIK abimizden çok güzel bir analiz. Sevgili uğurcuğum: Gerçekten ne söylüyorsun anlamıyorum. Belki çok şey anlatmak istiyorsun ama ben yaşlandım anlama yeteneğim zayıfladı. Bana bu ülkede neyin iyi ve doğru gittiğini anlat. Dış siyasette neden yalnızlaştık? Neden şiileri düşman belleyip İsrail'le dostluk kurmaya çalışıyoruz? Neden
ŞEHİT POLİS Yokmuş gibi davranıyoruz, sanki bizim ülkemizde yaşanmıyormuş gibi görmezden geliyoruz ama, terör canımızı yakmaya devam ediyor. Aslan gibi delikanlılar, pırıl pırıl vatan evlatları şehit oluyor, geride dünyası başına yıkılan çaresiz eşler, boynu bükük evlatlar kalıyor. Yazmayayım, boşuna kahretmeyeyim sizi diyorum ama… 20 senedir
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk
Hafta içinde yaveri Ali Rıza Bey beni arayarak Mustafa Kemal'in Cuma namazı için Selimiye Camii'ne gideceğini ve benim de orada hazır bulunmamı Kuran ve ezan okumamı, ayrıca durumu cami görevlilerine de bildirdiğini söyledi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.