Cumhuriyet'in ilanı bu bağlara indirilmiş en büyük darbeydi...
... nihayet Şark [doğu] medeniyetinin muhafazasında menfaatlerini temin eden içtimaî [toplumsal] gruplar, padişahı ve fikirlerini bir müddet için daha mağlup ettiler. Demek Osmanlı içtimaî heyetinin ekseriyeti [çoğunluğu], henüz Şark medeniyetinin muhafazasına hissî, ruhî ve maddî râbıtalarla bağlı bulunuyordu ...
Sayfa 233
Efendiler, bu yazıların manası ve bu değerlendirmelerden maksat ne olduğu bugün kolaylıkla anlaşılmaktadır. Yarın, daha bariz bir surette anlaşılacaktır. Gelecek nesillerin, Türkiye'de cumhuriyetin ilanı günü, ona en merhametsiz bir surette hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek hayrette kalacağını asla farz etmeyiniz! Bilakis, Türkiye'nin aydın ve cumhuriyetçi evlatları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakiki zihniyetLerini tahlil ve tespitte hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir. Onlar kolaylıkla anlayacaklardır ki, çürümüş bir hanedanın, halife unvanıyla başının üstünden zerre kadar uzaklaşmasına imkan kalmayacak surette muhafazasını mecburi kılan bir devlet şeklinde, cumhuriyet idaresi ilan olunsa bile, onu yaşatmak mümkün değildir.
Reklam
400 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Kitapta neler var..Atatürk'ün Harbiye yılları,31 Mart vakasındaki yeri, Balkan Savaşında yaptıkları, 1. Dünya Savaşına giriş, Çanakkale Savaşında değinilen Atatürk'ün tutumu, Mondros, Kurtuluş Savaşı öncesi ve sonrası anlatılmış. Suriye'ye sürgün gitmesi onun 1908 Devrimine giden süreçte Enver, Hafiz Hakkı, Cemal gibi diğer
Cumhuriyet'in 100 Günü: İnkılabın Ayak Sesleri
Cumhuriyet'in 100 Günü: İnkılabın Ayak SesleriEmrah Safa Gürkan · Mundi Yayınları · 2023506 okunma
Cumhuriyet idaresinin ve ideolojisinin dinle alakalı bahislerde hiç değişmeyen bazı katı tarafları ve bilerek bütün tarihi boyunca muğlak ve müphem bırakılmış bölgeleri olmakla beraber bazı alanlarda değişikliklere, tashih ve tadillere gittiği dönemler de olmuştur. Cumhuriyet dönemini Cumhuriyetin ilânıyla değil de Millî Mücadele ve Ankara'da
Cumhuriyet'in İlanı
Cumhuriyetin ilanını diğer bir çok kimse gibi sonradan duyan Kazım Karabekir de Cumhuriyet'ten yana olduğunu belirtir ve üstü kapalı bir göndermede bulunarak kişisel otoritenin her türlüsüne karşı olduğunu açıklar.
Bu ülkenin düşmandan kurtarılması, Cumhuriyet'in ilanı, devrimler kolay mı oldu?.. Peki sonra, nasıl oldu da biz bugünlere geldik? Atatürk bizi uyarmıştı: "Dış düşmandan değil, iç düşmandan korkun ki o iç düşman irticadır." Gericilerin pusuda beklediğini biliyordu. Neler çekmişti onlardan... Biz böyle büyüdük.
Reklam
221 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
"Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır." Mustafa Kemal Atatürk "Köy Enstitülerinin kusurlarını bana verin, başarıları sizin olsun." Hasan Ali Yücel Birisi Cumhuriyetimizin kurucusu,
Sürgün
SürgünBehzat Ay · Tekin Yayınevi · 197521 okunma
Nihayet 29 Ekim 1923 günü Büyük Millet Meclisi'nin toplantısında devlet şeklinin cumhuriyet olmasına karar verildi; varolan 158 kişinin oybirliğiyle Mustafa Kemal cumhurbaşkanı seçildi. Cumhuriyetin ilânı Ankara'da 101 pare top atışıyla kutlandı. İşte tam da o sıralarda, eski başbakan Rauf Bey'in millî egemenlik ve cumhuriyet kararı üzerine verdiği beyanatın 1 Kasım 1923'te ''Vatan'' ve ''Tasvîr-i Efkâr'' gazetelerinde yayınlanması üzerine bir kavga daha koptu basında. Tanin'deki Hüseyin Cahid'le Yeni Gün'deki Yunus Nadi birbirlerine girdiler. Yunus Nadi, son padişah VI. Mehmed Vahdettin'den ''Osmanoğullarının piçi'' diye söz etti. Hüseyin Cahid'in eleştirileri üzerine de şu yanıtı vermişti. ''Sözümüz Cahid Bey'in ve Halîfe'nin hoşuna gitmemişse geri alınacak lafımız yoktur. Bu piç dahi olsa mübârek olsun der geçeriz.''
480 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
İslam dîni asla terakkiye mani değildir.
Cumhuriyet dönemi devrimlerin aslında bu dönemde gelişip ortaya konan devrimler olmadığı, bunun bir geçmişinin olduğu, 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devletinde gelişen ve giderek artan Batı taklitçiliğinin bir sonucu olduğu vurgulanıyor. Tanzimat'ın ilanı, Meşrutiyet'in ilanı, Islahat Fermanı'nın ilanı, II. Meşrutiyet'in ilanı
Cumhuriyet’in İlk Döneminde Dinî Hayat (1923-1938)
Cumhuriyet’in İlk Döneminde Dinî Hayat (1923-1938)Fahri Güzel · Muhayyel Yayıncılık · 20236 okunma
Türkiye Cumhuriyeti Tarihi'nde Atatürk devrini kısaca üç evrede incelemek yerinde olur. Milli birliğin teşekkülü ile düşman istilasına karşı Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin askeri kuvvetle zafer temin etmesi ve memleketin sınırlarının Misak-ı Milli'ye göre, tespit edilerek bu fiili durumun Lozan Antlaşması ile bütün devletlere tanıtılması (19 Mayıs 1919-24 Temmuz 1923). Devlet şekli olarak Cumhuriyet'in ilanı (29 Ekim 1923) ve düşmandan kurtarılmış vatanda iktisadi gelişmenin sağlanması. Türk milletinin toplumsal, düşünsel ve ekonomik durumunun, uygar dünyanın kabul ettiği düzeye çıkarılmasıdır ( 1923-19 3 8).
Reklam
Türkiye’de serbest parlamenter sistemin ilk kez ciddi bir şekilde ilanı 1908’dedir. Bunu izleyen yıllarda Türkiye’de parti, dernek ve basın alanlarında hiçbir Batı ülkesini aratmayacak yoğunlukta bir gelişme yaşanmıştır. Abdülhamid istibdadında otuz yıl baskı altında tutulan örgütlenme potansiyeli, adeta kaybedilen süreyi telafi etmek istercesine hummalı bir gelişme temposu göstermiştir. Bir başka deyimle Türk toplumunun demokratik örgütlenme kabiliyeti, sosyolojik veya “kültürel” mazeretler gerektirmeyecek şekilde kendini göstermiştir.  
Malum Kitleye Serzeniş
Savaştığı grubu kavramlaştırma yoksunluğun en göze çarpan özelliği "gerici" kelimesinde ayan oluyor. Kitlenin mücadele, ruh, ilim yoksunluğunu bu kelimede görebiliyoruz. Cumhuriyet ilanı sonrası yapılan harf devrimin yavanlığı ile ortaya çıkan isim mi sıfat mı bilinmez ama pek yavan. Kur'an-ın belegat nurundan istifade etmiş olsaydınız böyle mi olurdu?
Halifelik iddiasının son büyük tezahürü, Birinci Dünya Savaşı başlarında tüm Müslümanların halifesi sıfatıyla Sultan Reşat’ın İtilaf devletlerine ilan ettiği cihad-ı ekberdir. Alman genelkurmayının onayıyla ilan edilen cihadın asıl gayesi, üç büyük İtilaf devletinin Müslüman nüfusunu kışkırtarak düşman cephesini zayıflatmak olmalıdır. Ancak amaç eğer buysa, sonuç hüsrandır. Hindistan’daki birtakım kısıtlı aydın çevreleri dışında cihat ilanı yankı bulmamış, koloni Müslümanları İtilaf devletleri saflarında sadakatle çarpıştıkları gibi, üstelik bu kez Araplar da Osmanlı halifesine karşı ayaklanmıştır.
Bir başka ifadeyle Cumhuriyet'in ilanı, Batıcı düşüncenin resmi ideoloji olarak tesis edilmeye başlandığı nokta olarak kabul edilebilir.
Sayfa 166 - Muhayyel YayıncılıkKitabı okudu
533 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.