Cümle mühendisi Hasan Ali Toptaş
Ne var ki başkentten hiç karşılığı gelmezmiş bu mektupların. Ya da başkent denen o umut dağının kibirli eteklerine çarpıp çarpıp zarflar derin bir boşluğa düşermiş de sanki, gönderilen her mektubun ardından hem radyoevini hem adamı, hem de adamın dokunduğu, gördüğü ve düşündüğü şeyleri, insanın kulaklarını sağır edecek türden müthiş bir sessizlik kaplarmış.
Sayfa 18 - Everest Yayınları