Beraber büyüyen iki kuzen; Jèròme ve Alissa'nın aşkını konu alan bu kitap, Jéròme'nin anlatımı ile başlıyor ve Alissa'nın bıraktığı günlüğü ile son buluyor. Bu kavuşamayan ikili birbirlerini o kadar anlamıyorlar, aşklarına o kadar anlam yüklüyorlar ki duyguları ve düşünceleri arasında kaybolmaktan birbirlerini bulamıyorlar. Gerçekten gerek varmıydı diye düşündüm kitabı okurken. Jérôme aşkını erdem kavramıyla bağdaştırmışken, Alissa hem kendi aşkını hem Jérôme'nin ona koşulsuz bağlılığını İlahi aşk yolunda bir engel olarak görmektedir. Nitekim Alissa'nın hayatının son bulmasıyla, Jérôme'nin kalbi de yeni aşklara kapanır.
Yazarın öncelikle Alissa'nın duygularını bize açmamasının, Jérôme'nin kaybolmuşluğunu ve yüreğinin karmaşasını biz okuyucuların daha derinden anlamasına yardımcı olduğunu düşünüyorum. Alissa'nın günlüğünü okurken yazar araya girip, Jérôme'nin duygularını bize aktarma gereği bile duymamış çünkü Jérôme'yi bize öyle güzel anlattı ki Alissa'nın satırlarını okurken zaten Jérôme'nin düşüncelerinde kayboluyorduk.