Bu nadide eseri okurken, tuhaftır kendimi birazcık da olsa, bir Ajdar şarkısı dinliyorum gibi hissettim.
Uzanmışım kumsala, aa şu geçen Ajdar değil mi?,.. dur bi el sallayım, ...yok değilmiş, canım, yanılmışım!... benim tanıdığım Ajdarın boynuzları yoktu.
Olağanüstü saçmalıkların böyle hunharca peşpeşe gelmesinden hemen dakikalar sonra, acaba dedim, hani kendi kendime, gerçekten mantıklı bir sonuca ulaşacak miyiz?, diye çok merak ettim.
Evet, dışardan mantıksız gibi görününen bu saçmalıklar içinden, dileyen dilediği mantıklı sonuca ulaşabilir. Sanırım yazar bu enfes eserini bitirdikten hemen saliseler sonra böyle bir şey söylemiş olmalı.
Çünkü her ne kadar , yazar dahi seviyesinde bir matematikçi, felsefeci ve her şeyden önemlisi bir mantıkçı olsa da, bu kadar vicdansız olmamalıydı.
Kitabından içinde yer alan gizem dolu öğelerinin hiçbirini açıklama gereği duymadı, adi herif!
Sözün özü,yazar şunu demek istedi açık açık, bu dünyayı ben yarattım, ve siz enayiler , nasıl çözmek isterseniz öyle çözün!
Ve yazar belki de gerçekten haklı, bu felsefî bakış açısıyla hiç düşünmemiştim, şimdi
biri bana , Ajdar şarkıları içindeki gerçek anlamları anlatabilir mi?