Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Doğru
Bir kaçıştır bu; Çünkü en az ölüm Kadar korkar insan Yaşamaktan. Karıştırır puslu düşü Katı gerçeğe. Düşü biraz gerçek, Gerçeği de düş yapar, İnanır bilinmeyene Bilinen kadar.
TEZGÂHINDA ACININ - 3Kitabı okuyor
"Çünkü iyi insan, çevresine olduğu kadar kendisine karşı da iyi olan kişidir."
Reklam
Kibir, dedi keşiş misafirlerine, iyilik için yaratılmış bir meleği yok etti. İnsanoğlunun kaderinin tosladığı engeldir o. Bütün kötülüklerin anası olan kibre hiçbir mantıkla karşı konulamaz; çünkü kibirli insan tabiatı gereği o mantıklı sözlere kulak tıkar...
İnsan kötü olduğunu bilir çünkü, istediği kadar bahane bulsun kendine, yaptığı kötülüğün bilincindedir...
Ben ve kendiliği (bkz.) ayırt ediyorum, çünkü Ben yalnızca bilincimin öznesi, kendilikse bilinçdışını da içeren bütün psişemin öznesidir. Bu anlamda kendilik Beni kapsayan ideal bir varlıktır. Bilinçdışı fantezilerde (bkz.) biraz Faust'un Goethe'yle ve Zerdüşt'ün Nietzsche'yle ilişkisi gibi kendilik genellikle aşırı-düzenli veya ideal kişilik biçiminde ortaya çıkar. Kendiliğin arkaik özellikleri idealleştirme uğruna "yüksek" kendilikten ayrı temsil edilir, örneğin Goethe'de Mephistopheles, Spitteler'da Epimetheus, Hristiyan psikolojisinde şeytan yani Deccal. Nietzsche'de Zerdüşt "en çirkin insan" da kendi gölgesini keşfeder.
Ne de tatlıdır felaket beklemek.Çok gülündü mü başka bir iş gelecek diye endişe etmek ne serin,ne leziz bir korkudur. Çünkü insan neşeli bir pikniğin dönüşünde mahallede yangın görmeyi sever; bir yandan evsiz kalan komşuları paylaşmaya uğraşırken içten içe başına gelmediğini sevinir öbür yandan. Kendi başına gelmeyen felaket ne güzeldir can çekişen birini izlerken insan yaşadığı korkunç üzüntüyü büyütür büyüttükçe ölen kendisi olmadığından duyduğu sevinç görünmesin diye. Başkasının helaki hayatta olmaya kıymet katar anlatılacak ömürlük bir tecrübe katar, şükür katar.
Reklam
Sevgili İnsanlar, Açıkçası, birbirinizi gebertmeniz kesinlikle umurumda değil. Evrensel olgunluğun en alt mertebesine bile ulaşa- mamış bir sürü olduğunuz için ilgi alanıma girmiyorsu- nuz. Yine de, ne yazık ki doğam gereği en sadık dostunuz olarak size kim olduğunuzu söylemek benim görevim. Sizler insan değil, birer silahsınız. Tetikleriniz var. Bedenlerinizin her noktası tetiklerle dolu. Zihinleriniz tetiklere boğulmuş. Sizi ateşlemeden size dokunmak ya da sizinle konuşmak mümkün değil. İstediğiniz kadar birbirinizi bombalayabilir, birbirinize mayınlı tuzaklar kurabilir ve birbirinizi uykularınızda vurabilirsiniz. Ne istiyorsanız yapın! Ama bu kan kokusuna bir çare bulun çünkü artık nefes alamıyorum. Köpek
Sayfa 153Kitabı okudu
Her biri birer yalıtım malzemesine dönüşmüş olan insanlar, aynı ülkede ancak farklı gezegenlerdeymiş gibi ya da aynı gezegende ancak farklı galaksilerdeymiş gibi yaşamaya devam edecektir. En önemlisi de... Unutmayınız ki ucuz ve kaliteli olmasının yanında insan eti en tasarruflu yalıtım malzemesidir. Çünkü doğru kullanıldığında "bir ölür, bin dirilir."
Sayfa 145Kitabı okudu
Öyle güzel ki uçmak…Öyle güzel ki tüyden hafif,uçurtmadan serseri,buhardan oynak,toz zerresinden kıvrak,kar tanesinden savruk olabilmek gök kubbede.Niyetim daha ,daha da yükseklere çıkmak.Niyetim gıpgri gökyüzünde fersah fersah yükselip sapsarı güneşin gölgesine değerek ,bembeyaz bulutların üzerine çıkıp bağdaş kurmak ve bir de oradan bakmak dünyaya.Çünkü bilmek istiyorum,aşağıda olup biten her şey görülüyor mu burdan bakıldığında?Merak ediyorum,arka bahçelerde sırlanmış sırlar,işlenmiş kabahatler ,yarım kalmış oyunlar kaydediliyor mu satır satır,kelime kelime?Bilmek istiyorum,bir mahremiyeti var mı insanoğlu-insankızının,insan olmanın?
Sayfa 283Kitabı okudu
Cinsel 'enerji' insan hayatının bütününde yer alan bir unsur değildir; insan cinselliğinin 'doğal' veya ön-belirlenmiş bir yerinin olmaması, kurucu olarak yerinden edilmiş, bölük ve parçalı olması, sadece 'kendi'nden veya varsayılan doğal nesnesinden sapmalarla meydana gelmesi ve cinselliğin kurucu doyumunun bu yerinden-edilmişlikten başka bir şey olmaması Freud'un keşfinin tam olarak en önemli noktasıdır. Diğer bir deyişle, Freud'un esas ilerlemesi cinselliği (tözsüzleştirmektir (de-substantialise): Cinsel, tam anlamıyla tanımlanacak ve sınırlanacak bir (t)öz değildir, onun sınırlanması veya kısıtlanması imkansızdır. Cinsel, ne tam olarak biyolojik, organik ihtiyaçlar ve faaliyetlerden (çünkü cinsellik onların alanından doğar, onlarda başlar) ayrılabilir ne de onlara indirgenebilir. Cinsel, insani faaliyetlerden ve insan hayatından ayrılamaz ve bu da insan hayatının bütün alanlarında bulunabilmesinin nedenidir.
Sayfa 591 - Cinsellik ve Ontoloji, Alenka ZupančičKitabı okuyor
Reklam
İnsan çünkü anlamadan değil ama uydurmadan duramıyordu. İnsan, uyduracak ki varlığına inanılsın, uyduracak ki bir mindere olsun oturtulsun, bilemiyorum, ne nasıl oldu, ben nasıl oldum bilemiyorum, demek olmaz. Kendini sebepleriyle bilecek başkasına da anlatacaksın, başkası da ikna olacak, bazen senin sende atladığını o hemen bulup yerine koyacak.
Sayfa 42
İnsanlar üzerine şunu söyleyebiliriz: kuramlar değiştiği ve parçalandığı zaman; okullar, felsefeler ve düşüncenin ulusal, dinsel, ekonomik dar ve karanlık yolları gelişip dağıldığı zaman, insan ileriye uzanır, ıstırapla, bazen yanlışlıkla sendeleyerek adımını atar. Adımını ileri attıktan sonra geri kayabilir, ama sadece yarım adım, hiçbir zaman tam adım geriye gelmez. Bunu savunabilir ve buna inanabilirsiniz. Kapkara uçaklardan atılan bombalar pazar yerinde patladığı zaman, tutsaklar domuzlar gibi birbirine sokuldukları zaman, ezilmiş vücutların kanları tozların üstünde pis pis süzüldüğü zaman bunu anlayabilirsiniz. Bunu ancak böyle anlayabilirsiniz: Eğer ileriye doğru adım atılmasaydı, eğer insanlarda ilerleme açlığı olmasaydı, bombalar patlamaz, insanlar birbirlerinin boğazlarına sarılmazlardı. Bombardıman uçakları var oldukları halde, bomba atmazlarsa asıl o zaman korkun... Çünkü, her bomba, o ruhun hâlâ õlmediğini ispatlar. Ve büyük mal sahipleri varken, grevlerin durmasından korkun... Çünkü, her yenilen küçük grev, atılan adımın atıldığını ispatlar. Özellikle şunu unutmayın: Insanın kendisi, bir ülkü uğrunda ıstırap çekmez ve ölmezse korkun, çünkü bu tek nitelik, insanın temelidir ve bu tek nitelik, insanı evrendeki bütün öteki şeylerden ayırır.
Sayfa 185Kitabı okudu
Batı toprakları, başlayan değişim altında tedirgin. Batı eyaletleri fırtınadan önceki atlar gibi tedirgin. Büyük toprak sahipleri, sinirli. Bir değişme olduğunu sezmekte, ama değişmenin ne olduğunu bilmemekteler. Büyük toprak sahipleri önlerine gelen şeye saldırıyorlar. Hükümet yetkilerinin genişletilmesine, işçi birliğinin kuvvetlenmesine; yeni vergilere, planlara kızıyorlar, ama bunlar neden değil, sonuç; neden değil, sonuç... Neden, derinde ve basit: Neden, midedeki açlık. Milyonlarca kere büyütülmüş açlık; bir tek insandaki açlığın, neşe açlığının ve biraz güven açlığının, milyonlarca kere büyütülmüşü, Gelişmek, çalışmak, yaratmak isteyen kasların ve kafaların milyonlarca kere büyütülmüşü. İnsanın en son, belirli, kesin fonksiyonu... Çalışmak için ağrıyan kaslar, basit ihtiyacın üstünde bir şey yaratmak için ağrıyan kafalar... İşte insan bu. Bir duvar yapmak, bir ev, bir baraj yapmak ve duvara, eve, baraja insanın kendisinden bir şey katmak ve duvardan, evden ve barajdan insanın kendisine bir şeyler almak; sert kaslara bir şey kaldırtmak; bir kavramdan, açık çizgiler ve biçimler çıkarmak. Çünkü insan, evrendeki bütün organik ve inorganik şeylerden ayrı olarak yaptığı işin ötesine geçer, kavramın basamaklarını tırmanır, başarılarının üstüne çıkar.
Sayfa 184Kitabı okudu
“Kaybedecek hiçbir şeyin yok. Pek çok insan sırf bu yüzden aşktan kaçar, çünkü tehlikede olan çok şey vardır, bir sürü gelecek, bir sürü geçmiş. Senin durumunda ise yalnızca şimdi var.”
Sayfa 167 - Can yayınlarıKitabı okudu
İnsan sıkı tutmalı yüreğini ; çünkü gitmesine izin verirse , çok geçmeden aklı da gider başından.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.