Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şapka takmak istemiyoruz, diyen şehitler..
Sabit Hoca o gece mahkûmları uyandırmış: Kalkınız, abdest alınız, namaza duralım! Birkaç saat sonra Rabbimize kavuşacağız! Diye haykırmıştır. Birkaç saat sonra Allah'a kavuşacaklarını bilenlerin bir müjde saadeti içinde kıldıkları namaz... Asılanları deniz kenarında, rastgele atıldıkları çukurlar içinde kumluğa gömüyorlar... Yakınları tarafından cesetleri çalınmasın diye de başlarında süngülü nöbetçi bekletiliyor. 3-4 ay sonra gece çıkartılmak şartıyle, ailelerine, cesetleri almak müsaadesi çıkıyor. Çukurlar açılınca meydana çıkan müthiş manzara: Hiçbir ceset çürümemiş ve hepsinin gözü Kıbleye doğruru...
"Çukurlar açılınca meydana çıkan müthiş manzara: Hiç bir ceset çürümemiş ve hepsinin gözü Kıbleye doğru..."
Reklam
Hamidiye Rize'yi bombalamamıştır. Hamidiye eğer gerçekten -yalancıların iddia ettiği gibi- Rize'yi, Botaniye'yi bombalamış olsa, can ve mal kaybı olması kaçınılmazdı. Ancak Rize'de Hamidiye yüzünden tek bir kişinin burnu kanamadığı gibi, hiç kimsenin malına da zarar gelmemiştir. En fazla Hamidiye'nin isyancıları korkutmak,
Sayfa 174 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
8 idam kararı... Vâiz Sabit Tarakçıoğlu, Mehmed Peçe, Arslan Peçe, köy muhtarı Yakup Peçe, köy bekçisi Kadir Koliva, Hafız Şaban Koliva, Hasan Külünkoğlu, Mahmut Kamburoğlu... Sabit Hoca o gece mahkûmları uyandırmış: - Kalkınız, abdest alınız, namaza duralım! Birkaç saat sonra Rabbimize kavuşacağız! Diye haykırmıştır. Birkaç saat sonra Allah'a kavuşacaklarını bilenlerin bir müjde saadeti içinde kıldıkları namaz... Asılanları deniz kenarında, rastgele atıldıkları çukurlar içinde kumluğa gömüyorlar... Yakınları tarafından cesetleri çalınmasın diye de başlarında süngülü nöbetçi bekletiliyor. 3-4 ay sonra gece çıkartılmak şartıyle, ailelerine, cesetleri almak müsaadesi çıkıyor. Çukurlar açılınca meydana çıkan müthiş manzara: Hiçbir ceset çürümemiş ve hepsinin gözü Kıbleye doğru..
Rize'de bütün suçu 《şapka giymeyiz !》demekten ibaret olan bunun neticesinde asılan mahkumları deniz kenarında, rastgele atıldıkları çukurlar içinde kumluğa gömüyorlar. Yakınları tarafından cesetleri çalınmasın diye de başlarında süngülü nöbetçi bekletiyorlar. 3-4 ay sonra gece çıkartılmak şartıyla, ailelerine, cesetleri almak müsadesi çıkıyor. Çukurlar açılınca meydana çıkan müthiş manzara : Hiç bir ceset çürümemiş ve hepsinin gözü kıbleye doğru...
Şapka Kurbanları
8 idam kararı... Vâiz Sabit Tarakçıoğlu, Mehmed Peçe, Arslan Peçe, köy muhtarı Yakup peçe, köy bekçisi Kadir Kılığa, Hasan Külünkoğlu, Mahmut Kamburoğlu... Sabit Hoca o gece mahkumları uyandırmıştı: —Kalkınız abdest alınız, namaza duralım! Bir kaç saat sonra Rabbimize kavuşacağız! Diye haykırmıştır. Bir kaç saat sonra Allah'a kavuşacaklarını bilenlerin bir müjde saadeti içinde kıldıkları namaz... Asılanları deniz kenarında, rastgele atıldıkları çukurlar içinde kumluğa gömüyorlar...Yakınları tarafından cesetleri çalınmasın diye başlarında süngülü nöbetçi bekletiliyor. 3-4 ay sonra gece çıkartılmak şartıyla, ailelerine, cesetleri almak müsadesi çıkıyor. Çukurlar açılınca meydana çıkan müthiş manzara: Hiçbir ceset çürümemiş ve hepsinin gözü Kıbleye doğru...
Reklam
Çürümemiş bir ceset
Bütün bir şehir nefes almayı bırakmış gibiydi. Moskova'nın fiziksel varlığı hala yerinde duruyordu, ama şehre can katan ruhu gitmişti.
Sayfa 179Kitabı okudu
West’in en yakın arkadaşı ve güvendiği tek asistanıydım. Yıllar önce Tıp Fakültesi’nde tanışmıştık ve korkunç araştırmalarına en başından beri katılmıştım. Yeni ölmüş birinin damarlarına zerk edildiğinde onu diriltecek bir solüsyonu kusursuzlaştırmak için uzun süre uğraşmıştı; çok sayıda taze ceset gerektiren, dolayısıyla da son derece anormal eylemler içeren bir çalışmaydı bu. Daha da afallatıcı olansa bazı deneylerin sonuçlarıydı - West o tüyler ürpertici, ölü et yığınlarını canlandırmıştı… Ama uyandıklarında kör, beyinsiz ve mide bulandırıcıydılar. Bunlar olağan sonuçlardı; çünkü zihni uyandırmak için, hassas beyin hücreleri henüz çürümemiş, çok taze denekler bulmak gerekiyordu.
Ebussuud Efendi coşmuş
Ebussuud Efendi fetvasında, Selanik'e bağlı bir köyde yaşanan vampir/cadı sorununa karşı şu öneriyi getiriyordu: "Olayın olduğu gün mezara gidip önce çıplak bir sopayla [uğurlu sayarak] kalbine ulaşacak şekilde yere çaksınlar, beklenendir ki [hortlak/ölü] defedilsin. Eğer olmazsa, benzinde kızıllaşma olursa [yani tenine kandan kırmızılaşmışsa] başını kesip ayağının olduğu yere atsınlar.Eğer bozulmayı bırakmışsa [yani ceset çürümemiş ise] başını kesip ölünün ayağının ucuna koysunlar). Olduğu kadar bu aşamalarla ortadan kaldırılamamışsa, cesedi çıkarıp ateşte yaksınlar.
"Şapka için Hamidiye Rize'yi bombaladı!" yalanı da Necip Fazıl'dan ilham alınarak üretilmiştir. Necip Fazıl'dan okuyalım: "Rize: Güneysu nahiyesi… Sabit Tarakçıoğlu adında gayet itibarlı, kafası ilim ve kalbi vecd dolu bir vaiz halka hitap ve şapkanın din gözünde mahiyetini izah etmekte… Heyecan… Camiden çıkan yığın
Sayfa 173 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sabit hoca o gece mahkûmları uyandırmış: -Kalkınız, abdest alınız, namaza duralım! Birkaç saat sonra Rabbimize kavuşacağız! Diye haykırmıştır. Bir kaç saat sonra Allah'a kavuşacaklarını bilenlerin bir müjde saadeti içinde kıldıkları namaz... Asılanları deniz kenarında, rastgele atıldıkları çukurlar içinde kumluğa gömüyorlar... Yakınları tarafından cesetleri çalınmasın diye de başlarında süngülü nöbetçi bekletiliyor. 3-4 ay sonra gece çıkartılmak şartıyle, ailelerine, cesetleri almak müsaadesi çıkıyor. Çukurlar açılınca meydana çıkan müthiş manzara: Hiçbir ceset çürümemiş ve hepsinin gözü Kıbleye doğru...