Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Celal Uslu

Celal Uslu
@cuslu
--Mediocrité Partout ++ Scientia vincere tenebras! --Ars longa, vita brevis, occasio praeceps, experimentum periculosum, iudicium difficile. ++Per aspera, ad astra.
Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda.
ve herşeyin üstüne bir gül işlenecek  saçların, alınların,göğüslerin üstüne  yüreklerin üstüne  bembeyaz kemiklerin  mezarsız ölülerin üstüne  kurumuş gözyaşlarının titreyen kirpiklerin üstüne  kenetlenmiş çenelerin  ağarmış dudakların  unutulmus çığlıkların üstüne  kederlerin, yasların, sevinçlerin  ve herşeyin üstüne bir gül işlenecek. Edip Cansever - Gül Kokuyorsun Lenf kanseri hastalığından can veren Dilek Özçelik'e ithafen.
Reklam
Arthur Schopenhauer
İç dünyası zengin insan tamamen yalnızken, kendi düşünceleriyle ve hayalleriyle eşsiz bir eğlence bulur; öte yandan, ruhsuz biri sürekli dernekten derneğe, oyundan oyuna, yolculuktan yolculuğa ve şenlikten şenliğe koşsa bile, can sıkıntısından kurtulamaz.
Mitoloji mafyası gibi görünüyor, ama Zeus'un oğlu da bir serseri.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sahtekarlıktan Vazgeçin!
Okuyucuyu yanıltmayın. Kitabın içinden beğendiğiniz cümleleri karıştırıp kitabın bir paragrafı gibi paylaşmayın. Cümlenin sonu nokta ile bitiyorsa kendiliğinizden iki nokta daha eklemeyin. Alıntının sonu üç nokta ile bitince daha albenili ya da daha anlamlı olmuyor bilginize. Yazarın vurgulamadığı kelimeleri siz neden vurguluyorsunuz. Alıntının ortasında ve ya sonunda -aslı hariç- bir kelimeyi büyük yazmak neden? Bir kelime cümlenin önüne mi geçiyor? İnternetten kopyala+yapıştır alıntı ekliyorsun peki, o zaman bir zahmet alıntının başından ve sonundan ( " ) işaretini sil be kardeşim. Kitap içerisinde geçmeyen bir cümleyi -kafana göre- neden kitabın alıntısı olarak ekliyorsun? Tanıtım bülteninde ki yazıyı neden alıntı olarak ekliyorsun? En çok da bunu merak ediyorum? Daha niceleri, site her geçen gün büyüyor ve okur sayısı artıyor. İnternetten kitap aramalarında bile ilk karşımıza çıkan 'referans niteliğinde' site oldu 1000kitap. Sevindirici ve güzel durumlar. Ama yukarıda saydığım önemli noktalardan bazılarının altı boşalmaya başladı. Alıntı eklerken azami dikkat gerekli olmalı, sizin alıntınız bir kitabın okunup okunmama durumunu ortaya koyabilir. Alıntınız sayesinde yazarın sevilebilirliği ve ya beğenilme katsayısı artıp azalabilir. Lütfen alıntınızı siteye eklerken dikkat gösteriniz. Kitabı okumuş bir okuyucunun aklı ile dalga geçmek ve ya o kitabi hiç okumamış bir okuyucuyu yanıltmak hiç hoş bir davranış değildir. Acilen bu davranışınızı terkediniz.
28/08/92 Var olmak sanat değildir.
Her yıl yinelediğim temennilerim bu yıl içinde -sadece bu güne özel değil- geçerliliğini koruyor maalesef. Giderek azalan umurlarımızı taze tutmak adına; daha yeşil, daha sade ve sakin, bol kitaplı, yaşanılan her anın farkında olunan ve özgür günlerin haftaları, ayları ve yılları doldurulduğu bir yaşam özlemi ile... Doğum günümü kutlama inceliğini gösteren her cana ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Reklam
Kişisel Bir Veda İletisi
Önümüzdeki dönemler de zorunlu askerlik için -net 1 ay- sitede aktif olamayacağım. Bol bol kitap içinde, doğayla temas halinde ve esen kalın! VEDA Hoşça kalın dostlarım benim hoşça kalın!
Arthur Schopenhauer
Aldanmışlar arasında, doğru kavrayışlı bir adam, tüm saat kuleleri yanlış zamanı gösteren bir kentte, kendi saati doğru olan bir adama benzer. Saatin gerçekte kaç olduğunu bir tek o bilmektedir; ama bu onun ne işine yarar? Tüm dünya yanlış zamanı gösteren kent saatlerine göre davranmaktadır; hatta bir tek onun saatinin doğru zamanı gösterdiğini bilenler bile.
Çizgi film karakteri Heidi’nin ayağı niye çıplak?
Alp’ler, peynir ve çikolatadan sonra İsviçre’nin simgelerinden biri sayılan Heidi’yi hatırlayın. Kırmızı yanaklı, basit elbiseli, hiç yorulmadan herkesin yardımına koşan bu kız çocuğu, hep çıplak ayaklarıyla geçer öykülerin içinden. Onun büyükbabası olarak izlediğimiz yaşlı çiftçiyle arkadaşı Peter’in ayakkabıları varken Heidi, keskin taşların üzerinde ve soğuk havalarda bile hep çıplak ayak koşar keçilerin peşinden. Yaratıcısı Johanna Spyri, 53 yaşında yazdığı Heidi aracılığıyla, çıplak ayaklı çocuklar gerçeğinin üzerindeki toplumsal sır örtüsünün bir ucunu kaldırmıştır. Küçük kahramanı aracılığıyla, doğaya, insanlara, hayata Alpler’in öksüz kızının gözüyle bakarken, bütün Verdingkinder’lerin çocuk dünyalarına ve duygularına dikkat çekmeye çalışmıştı Yazının devamı için linki; siyasihaber3.org/isvicrenin-kara...
Statükocuları Severim Statüko'dan Ötürü
Meşrulaştırma: Sistemin Dışından Düşün(eme)mek… Bugüne kadar sistem eleştirisi konusunda girdiğim tartışmaların ve yaptığım okumaların en büyük ortak sorununun “meşrulaştırma” (İng: “justification”) olduğunu gördüm. Bu sorunu görme nedenim sadece “dış gözlem” değil; aynı zamanda “iç gözlem”. Ben de bu hataya düştüm ve hala ara ara
170 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.