Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa
Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka
Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler.
Oysa ne kadar sakin bu
Şifa istemem balından
Bırak beni bu halımdan
Razıyım açan gülünden
Yeter dikenin batmasın
Gece gündüz o hizmetin
Şefaatin kerametin
Senin olsun hoş sohbetin
Gülü çiğdemi filan bırak
Sardunyayı karidesi filan bırak
Acıyı ve ölümleri bırak
Oy pusulalarını ve seçimleri bırak
Evet
Seçimleri özellikle bırak
Çünkü açlık çoğunluktadır
Ecdad ecdad diye kafa şişirirler, kendilerini her türlü kültüre kapatırlar ve hala at sırtında Viyana kapılarına gideceklerini düşlerler. Geldiğimiz noktadan da ve sizden de tiksiniyorum.
750 YILLIK ÇİNİLER ASİTLE KAZINDI
Selçuklu döneminin önemli eserlerinden 750 yıllık Sivas Gökmedrese’nin minarelerinde ve minare kaidesinde yer alan mozaik tekniğiyle dekore edilmiş geometrik motifli Selçuklu çinilerinin asitle temizlenerek yok olmasının ardından maviye boyandığı ortaya çıktı.
Cumhuriyet gazetesinden Ceren Çıplak’ın haberine göre, yaklaşık 20 yıldır restorasyonu süren Sivas Gökmedrese Camisi’ni yerinde gören sanat tarihçisi Şennur Şentürk, çinilerin kötü restorasyon nedeniyle tamamen yok olduğunu belirtti. Şentürk, “Zaman içinde bakımsızlık, kötü restorasyonlar nedeniyle de çiniler tamamen yok olmuş, en son da hâlâ sürmekte olan restorasyonda da bu alanlar asitle temizlenerek mavi boya ile boyanmış ve içler acısı bir görünüm almış” dedi. Şentürk, onarımını çini restorasyonu yapan uzmanlar tarafından yapılması gerektiğini, bünyesinde uzman restoratör bulundurmayan herhangi bir inşaat şirketinin böyle bir restorasyonu yapamayacağını da sözlerine ekledi.
nereye.com.tr/750-yillik-cini...
Bütün yaşadıklarımız akıp giderken
her şey zıddına dönecek tarihin eleğinde
Dağlar yarılıp ırmaklar geçilirken
eriyip gidecek coşkunun bağrında keder
ve her ölüm bir ömür, her ömür
kendini yaratacak bir gül arar
ki çeliğin sessizliği gülü de bulur ömrü de
Hiç bitmeyecekmiş gibi uğuldayıp dursa da
doldursa da bütün koyakları zulüm
elbet yaratacak ömrümüzün yangınını
yanardağ gibi patlayan bir öfke
sevgiler sevda olacak büsbütün
kor gibi düşecek bağrımıza
tarih de tutuşacak bir ucundan belki
Durmadan kendine yenilerken hayat
yaşadıklarımızı gözden geçirmenin
ve bedelini ödeminin zamanıdır
Her şeyi tersine çevirmenin kaçınılmazlığı
dayatıyor bu körleşmiş sularda
bitmeli bu bekleyiş, bu suskunluk bitmeli
bitmeli bu karanlığın ıslıkları artık