Oysa insanlar da ağaç gibidir.
Ne kadar yükseğe ve aydınlığa çıkmak isterse o kadar kuvvetle toprağın altına inmek ister kökleri, karanlığa, derinliğe - kötülüğe.
-Oysa insanlar da ağaç gibidir. Ne kadar yükseğe ve aydınlığa çıkmak isterse, o kadar kuvvetle toprağın altına inmek ister kökleri, karanlığa, derinliğe-kötülüğe
“Bu ağacı ellerimle sallamak isteseydim, gücüm yetmezdi buna. Oysa gözümüzle göremediğimiz rüzgar ona istediği gibi eziyet ediyor, eğip büküyor. Görünmez ellerdir bize en kötü eziyetleri çektirenler, bizi eğip bükenler.”
Sayfa 36 - Türkiye İşbankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
-Oysa insanlar da ağaç gibidir.
Ne kadar yükseğe ve aydınlığa çıkmak isterse, o kadar kuvvetle toprağın altına inmek ister kökleri, karanlığa, derinliğe-kötülüğe.
İSA BU KÖYE UĞRAMADI
İsa bu köye uğramadı, İsa Eboli’de durdu. Köylülerin yoksulluğu dışlanmışlıklarından mı gelir diye düşündüm, sefaletlerinin sebebi köylü oluşları mıdır? İsa’nın uğramadığı köyler Avrupa köyleriydi, yani İsa, Avrupa’nın güney kesimindeki yoksul köylere uğramamış varsayılmış orada yaşayan insanlar kendi savaşlarını
Bu ağacı ellerimle sallamak isteseydim, gücüm yetmezdi buna. Oysa gözümüzle görmediğimiz rüzgâr ona istediği gibi eziyet ediyor, onu eğip büküyor. Görünmez ellerdir bize en kötü eziyetleri çektirenler, bizi eğip bükenler.
"Ama bizim görmediğimiz rüzgar, ona acı veriyor ve onu nereye isterse oraya doğru büküyor. Bizi en kötü biçimde eğip bükenler ve acıtanlar, hep görünmeyen ellerdir."
Bu ağacı ellerimle sallamak istesem bunu yapamam; fakat bizim görmediğimiz rüzgar, onu sarsar ve istediği tarafa eğer. Biz en çok görünmeyen eller tarafından eğilir ve yoğruluruz.