Hocayım Ben!
Akademi nedir? Akademi deyince akla ne gelir? Neden ismi akademidir? Bu kabilenin üyeleri neler yaparlar, ne konuşurlar, nasıl yazarlar? – “Merhaba, akademisyenim ben!” – Yani? – Akademisyenim işte, üniversitede öğretim görevlisiyim. – Haa, şimdi oldu, öğretmensiniz yani! – Olur mu canım, o başka, ben üniversitede hocayım. – Hoca mı? Ne farkı
238 syf.
4/10 puan verdi
İyi bir deneyim yaşatmadı.
Seyahatname okuru olarak sayımız oldukça az. Bir seyahatnameyi hangi unsurların değerli kıldığını, seyahatname okurken hangi yan kaynaklarla birlikte hareket edilmesi gerektiğini bilmek uzun yıllara dayanan tecrübelerle geliyor. Sanırım Türkiye'de araştırmacı ve akademisyenler haricinde seyahatnameleri hakkıyla okuyan bir avuç insandan
Gırnati Seyahatnamesi
Gırnati SeyahatnamesiEbu Hamid Muhammed El Gırnati · Yeditepe Yayınevi · 201816 okunma
Reklam
472 syf.
·
Puan vermedi
İlk önce belirtmeliyim ki; çok güzel olacak şekilde GALAT-I MEŞHUR adı verilen eserin alt başlığı veya diğer adı, "Doğru Bildiğiniz Yanlışlar". Daha ilk başta; kendinizin yanlış, yazarının doğru bildiği yaklaşımı veriyor yazar kitabında. Bu, okuru cahil ve dolayısıyla 'ötekini "aşağı" kendini üstün gören anlayış ve yaklaşım'
Galat-ı Meşhur
Galat-ı MeşhurSoner Yalçın · Kırmızı Kedi Yayınları · 2016900 okunma
NÖROLOJİ-CHARCOT bir kesit...
Bugün nöroloji komitesine giriş yaptık. Çok bayıldığım bir alan olduğu için aşırı iştahlı bir şekilde ders çalışıyorum. Öyle ki adı geçen her bilim insanını yarım saattir tek tek google’layıp duruyorum. Magazinsel bilgilere de denk gelmemek mümkün değil. Sizle, Dr. Jean Martin Charcot’la ilgili bir şeyler paylaşmak istiyorum. Zira kendisinin
320 syf.
8/10 puan verdi
Hep birlikte odaklanmazsak , yangınlarla tek başımıza yüzleşmemiz gerekecek!!!
Kitabı okuyalı bir ayı geçti bu yüzden fazla detaylı inceleme olmayacak benim için . Bir ay sonra aklımda kalan halini anlatacağım. Öncelikle kitabın konusunu cok beğendim güncel ve dikkat çekiciydi. Zamanımızın büyük problemi hepimizin neden böyleyiz neden bu kadar bereketsiz zamanlarımız sorularını sorarken okumak iyi gelecektir diye düşündüm. Öyle de oldu kitap dağılan dikkatten değil ‘çalınan dikkatten’ bahsediyor. Güncel durumumuzda teknoloji sistemi hayatımızın her alanına hakim olmuş. Zamanımız ilgimiz derken dikkatimizede göz koymuşlar bu kapitalizm ve medya dünyası. Biraz dağınık anlatıyorum ama yazarda kitapta k baya karışık ilerledi dikkati dağıtan bir çok soruna değinmiş araştırmaları çok derin ve detaylıydı bu mesleğini (araştırmacı gazeteci) çok iyi yaptığını da gösteriyor. Özetle kitaptan faydalanacağımız çok yer vardı. Ama bu sistemin içerisinde ne kadar bilinçli tutunabilirizi kaybolmadan nefes alabiliriz . Dikkatimizi 10 dakikadan fazla bir işe veremediğimizi söylüyor yazar bu bile kaybolduğumuzun kanıtı.
Çalınan Dikkat
Çalınan DikkatJohann Hari · Metis Yayınları · 01,452 okunma
Hocayım Ben!
Akademi nedir? Akademi deyince akla ne gelir? Neden ismi akademidir? Bu kabilenin üyeleri neler yaparlar, ne konuşurlar, nasıl yazarlar? – “Merhaba, akademisyenim ben!” – Yani? – Akademisyenim işte, üniversitede öğretim görevlisiyim. –  Haa, şimdi oldu, öğretmensiniz yani! – Olur mu canım, o başka, ben üniversitede hocayım. – Hoca mı? Ne farkı
Reklam
Kanadalı büyük araştırmacı Donald Hebb, bir kez birlikte ateşlenen nöronlarn gelecekte de simültane biçimde ateşlenme olasılığın daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu Hebb prensibi "Birlikte ateşlenen nöronlar birbirlerine bağlanır" şeklinde ifade edilir. Erken dönem duygusal etkiler potansiyel nöron örüntülerinin içinde kodlanır: Birlikte ateşlenmek üzere hazırlanmış nöronlar. Hayatın ilerleyen safhalarında bunları deneyimlediğimizde, mesela trafikte önümüzün kesilmesi gibi nispeten küçük bir itkinin bizi mantıksız bir öfkeye sevk edebilecek derecede tetiklemesinin ardından başımızı kaşıyarak sorarız,"Bu da neydi böyle?" işte bu orbitofrontal korteksin (OFK) bebek ve küçük çocukluk dönemindeki öfke ve hüsranla ilgili erken etkileri ve Hebb prensibiyle ilgilidir. Trafikte birilerine her bağırdığınızda aslında hayatımızın en erken dönemlerinin hikâyesini anlatırız.
858 syf.
8/10 puan verdi
·
22 günde okudu
Çok kapsamlı ve geniş bir Türk Tiyatro Tarihi çalışması olmuş. Anonim bir eser. Büyük bir açığı kapatacağından eminim. Her bölümü başka bir araştırmacı yazmış. Hâliyle bir dil ve yöntem birliği yok. Bu sebeple de tekrar eden bilgiler var. Tekrar eden bilgilerde, farklı kaynaklara dayanan, çelişkilere rastlanıyor. Tarihsel tutarsızlıklar göze batıyor. Bazı bölümleri yazanların bu tür bir çalışmayı gerçekleştirecek bilgi ve tecrübeden yoksun olduklarını sanıyorum. Bu tür bir eserin asgari teknik gereklerini yerine getiremeyenler var. Bazı yazarlar çok dağınık yazmış. Bilgileri düzgün sıralayamamış. Tarihsel akışı takip edememişler, karışık anlatmışlar. Bazıları da kendi konularının dışına çıkıp dağıtmış. Yine de ilgilisi için ansiklopedi olarak el altında bulundurulması gereken ve araştırmacıların çok yararlanacağı bir iş çıkmış ortaya.
Türk Tiyatrosunda İstanbul
Türk Tiyatrosunda İstanbulKolektif · İBB Yayınları · 20221 okunma
200 syf.
6/10 puan verdi
·
86 günde okudu
Irk, Sınıf, Etnisite ve Toplumsal Cinsiyet
Sonya O. Rose 19. ve 20 yy Britanya'sı endüstriyel kapitalizm süreçlerinde toplumsal cinsiyet ve sınıf çalışmaları yapan bir araştırmacı. Kitabı aslında "kadın ve erkek olarak tanımlanmanın ne anlama geldiğinin bir tarihi vardır" düşünümünden yola çıkıyor. Toplumsal cinsiyet tarihçileri 1970'lerden bu yana söz konusu kavramı bir analiz kategorisi olarak kullanıyor. Kitap aslında cinsiyetler arasındaki algılanan farkların ve ilişkilerin tarihsel olarak nasıl (hangi olay ve olgularla) üretildiğini ve dönüştürüldüğünü anlatıyor. Son derece dağınık bir konuda zamanı ve mekan bilgisini titizlikle izleyen bir çalışma.
Toplumsal Cinsiyet Tarihçiliği Nedir?
Toplumsal Cinsiyet Tarihçiliği Nedir?Sonya O. Rose · Can Yayınları · 201861 okunma
Dağınık araştırmacı!
Amaçsız, dağınık araştırmacılar nadiren tam ve kesin bilgiye ulaşırlar.
Sayfa 23
Reklam
Jean Twenge ve Keith Campbell isimli iki araştırmacı son yirmi yıl içinde üniversite öğrencileri arasında narsisizm seviyesinin çarpıcı bir oranda arttığına dair kanıtlar sundular.” Dr. Rosen’ın laboratuvarında depresyon semptomlarıyla ilgili olarak yapılan (bu bölümün başlarında bahsettiğimiz) çalışmada, üç farklı teknoloji kullanımının narsisistik kişilik bozukluğu semptomlarıyla ilişkili olduğu ortaya çıkarıldı: Facebook arkadaş sayısının daha fazla olması (depresyon semptomları için tam tersi söz konusuydu); günlük bazda daha sık Facebook kullanılması ve kişinin Facebook’u daha çok kendi imajını güçlendirmek için kullanması (kendisiyle ilgili yorumlar, resimler girmesi).56 Bu tür Facebook davranışları bireyin temel bilişsel kontrol güçlüklerini -örneğin doğrudan kendisiyle ilgili olmayan konulara girememesini- yansıtıyor ve aşırı dozda sosyal medyanın narsisizm semptomlarını körüklediğine işaret ediyor olabilir.”
248 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Herkese merhaba,iyi akşamlar dilerim.Bu akşam sizlere Erhan Altunay’ın Ayasofya’nın Gizli Tarihi isimli kitabından bahsetmek istiyorum.Ayasofya; her inanç için kutsal olan mabed... Ayasofyan'nın geçmişi, sembolleri ve gizli tarihi bu eserde nakış nakış işlenmiş.Araştırmacı yazar, Erhan Altunsay, ezoterk öğretiler, paganizm, sembolizm ve dinler tarihi hakkındaki bilgilerini; bildiği diller olan Latince, Fransızca, İngilizce ve Grekçe olan orijinal metinlerden çevirerek, araştırmalarını bu eserde okuyucular ile paylaşmış Soru cevap şeklinde hazırlanmış bir kitap. Ayasofya ile ilgili genel hatlarıyla bilgi almak ve en başından beri Ayasofya'nın başından neler geçtiğini öğrenmek için güzel bir kitap. Fakat bilgiler bana biraz dağınık geldi sanırım soru cevap şeklinde olduğu için. Bazı soruların cevapları çok kısa ve yetersizdi. Merak giderici türden değildi. Kitabı bitirince hâlâ cevabı hakkında tatmin olamadigim sorular vardi. Fakat genel anlamda Ayasofya hakkında bilgi sahibi olunabilecek bir kitap. Pelin Çift'in yerinde olsaydım muhakkak sayfaların birine Gli'yide sıkıştırırdım. Bence Ayasofyanın çağdaş bir simgesi canlı bir sembolüdür
Ayasofya'nın Gizli Tarihi
Ayasofya'nın Gizli TarihiErhan Altunay · Beyaz Baykuş · 20161,456 okunma
Çocuğun çevresinde oluşturduğumuz duygusal ortam onun dünyasıdır. Çocuk psikiyatrı ve araştırmacı Margaret Mahler'in sözleriyle, bir yeni doğan için ebeveyn "dünyanın başlıca temsilcisidir."
Sözü dinleyip onun en güzeline uyanlara selam olsun!
HANGİ KUR'AN!!!!!!!! Evet, sen Kur'an diyorsun, ama hangi Kur'an? Cehaletin elinde teberrük edilip kutsanan bir, Nesne olan Kur'an mı? Cinayetin mızraklarının ucundaki Kur'an mı? Yoksa çeyrek yüzyıldan daha az bir sürede, çölün dağınık ve düşman kabilelerini birleştirerek, dünyanın egemen güçlerini -Bizans, Sasani- çökerten, insanlığın kaderini
Firavunlar Piramitleri Neden İnşa Ettirdiler?
Yaklaşık olarak İÖ 450'de, Heredotos, bütün hazinesini tüketince, kız kardeşini belli bir miktar getirmesini emrederek, bir geneleve gönderecek kadar soysuz bir firavun olan Khufu hakkında anlatılan bir öyküyü nakletmişti. Sadık kız kardeş denileni yapmıştı. Ama yattığı erkeklerin sayısının dışında, başka bir şeyle anımsanacağı umuduyla, yattığı
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.