" yaşam bir evrimdir. Biz ise bu evrimin bir dönemine 'biçim' dediğimiz sabit bir bakış açısıyla yoğunlaşıyoruz. Ve değişim, algımızın şanslı ataletinin üstesinden gelecek kadar dikkate alınabilir hale geldiğinde, işte biz o zaman bedenimiz biçimini değiştirdi diyoruz. Ama gerçekte beden her an biçim değiştirmektedir. Daha doğrusu biçim diye bir şey yoktur, çünkü biçim demek hareketsizlik demektir, gerçeklik ise harekettir."
Henri Bergson
Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her
1 yıl boyunca her gün yüzde 1’lik bir iyileşme kaydetseniz, yıl sonu geldiğinde 37 kat daha iyi olursunuz.
Bir yıl boyunca her gün %1 daha iyi 1,01^365=37,78
Bir yıl boyunca her gün %1 daha kötü 0,99^365=00,03
Elindeki kartların üstünlüğünün bilincinde olup da yeşil çuhanın başında boşu boşuna oturarak oyuna girecek birini bekleyen kumarbazın gerginliğinden daha kötüsü yoktur.
Kendi başına kalma eğilimine sahip değildi ve kendisini daha yakından tanıma isteğini de hiç duymadığından bu tür yalnızlıklardan olabildiğince kaçınırdı.
Öz imaj (kişinin kendine bakışı) kişinin çabaladığı ideal benliğe yaklaşınca, kişi kendisini daha değerli hisseder ve tutarlılık haline yaklaşır. İnsanlar kendilerini öz imajlan na uygun bir şekilde görme isteği yüzünden istenmeyen hislerle başa çıkmak için inkar ve basbrma gibi savunma mekanizmalarına başvurabilirler.
Ne kadar uygularsın bilmem ama sevginle güzelleşmeyen ve sana iyi gelmeyen insanlardan gitmen, seni kötü biri yapmaz. Bu iyilik yaptığın anlamına gelir, onlara da kendine de.