Kürk Mantolu Madonna dan Önce Yazılmış Bir Şaheser Daha, Temelin de Birbirine Benzeseler de insan Davranışlarını Daha Derine İnceleyen Bir Kişisel Gelişim ve Sorgulama Olmuş..
Tıplı Stefan Zweig gibi..Çok Benziyorlar Birbirlerine
Ben Romanlar da Asıl anlatılmak istenen İle İlgilenirim.. Karakterler,Şık Sözler, Unutulmaz Mekanlar ve Betimlemeler Olmazsa Olmazıdır Romanın Ama İnsana Kattığı Duygu,Davranış, Değişim ve Hatta Bilgi Çok Daha Değerlidir.
Haddimi Aşmak İstemem Ama; Sabahattin Ali’nin Bu Eseri Bir Taslak Gibi Geldi Bana Kürk Mantolu Madonna da Ustalık Eseri Olmuş..
Tereddüt Etmeden Okuyacağınız Bir Baş Yapıt Daha
Beyaz Gemi
Cengiz Aytmatov’u bilenler bilir çok güzel bir eser olmuş kitabın kahramanı çocuk isimsizdir. Orozkul karakteri eziyet eden sürekli içki içen biridir. Kitapta beyaz gemi çok çok ön planda olmayıp daha çok Maral ana diye bahsettiği geyik ön plandadır ama kitabın ismi ak gemi zannedersem soyutlama yapılmış olup bu hikayeden yola çıkılarak anlatılmak istenen başka şeylerdir sadece bir okur olan şahsım dahi kitabın ismi Maral ana olsa daha iyi olurdu derken yazar beyaz gemi yi tercih etmişse beyaz geminin bir anlamı olmalı. Kaleme alındığı dönemin siyasi yapısı özgürlük isteği görülen zulümler vb
.
Nobel ödüllü yazar Olga Tokarzcuk'dan çok güzel bir kitap okuduk . Hayvanların yaşam hakkının da insanlarınki kadar değerli olduğunu avaz avaz haykıran bir kitap. "Av sporu" denen iğrençliği, zevk olsun diye hayvan öldürmeyi, hayvanları savunmaya çalışan yaşlı bir kadına çatlak gözüyle bakan insanı anlatan bir kitap.
.
.
Küçük bir kasabada bazı insanların art arda öldürülmesi, cinayetlerin çözülmeye çalışılması ön planda olsa da asıl anlatılmak istenen, hikâyenin fonunda. Bugünlerde üst üste okuduğum "insanın doğaya verdiği zarar ve doğanın varlığını sürdürme çabası" konulu kitaplar, tam da bu dönemde daha derin etkiledi beni. Yazarın arakterler üzerinden dile getirdiği başka konulardaki pek çok fikri de doğru buldum. Bu arada Koşucular'dan çok daha kolay okunur ve anlaşılır olduğunu da söyleyeyim.
.
Alıntı:
.
Uzun yıllar süren mutsuzluk, Kişiyi ölümcül bir hastalıktan dha çok yıpratır.
.
Dünya acıyla dolu bir hapishanedir, öyle inşa edilmiştir ki yaşamak için insanın diğerlerine acı çektirmesi gerekir.
.
Doğanın bakış açısına göre, hiçbir yaratık yararlı ya da yararsız değildir. Bu insanlar tarafından yapılan aptalca bir ayrımcılıktır.
.
Sevgiyle kalın
.
.
Az buçuk spoiler vardır.
1998 Nobel Edebiyat Ödüllü Portekizli yazar José Saramago'nun elinden, 1995 çıkışlı dram-kurgu roman "Körlük"...
Kitabın senaryosu bir adamın direksiyon başında aniden kör olmasıyla başlıyor. Bilindiği gibi körlük bulaşıcı değildir, bu, hayatta daha doğrusu tıpta sugötürmez bir gerçektir. Fakat bu kitaba
Bir Çöküşün Hikaye
Hangi karakteri hangi durumu yazıyor olursa olsun o insanın durumunu en katıksız düşüncelerini okura aktarabiliyor. Muhteşem derecede empati kurabiliyoruz karakterlerle. bu sebeple çok beğenildiğini içselleştirildiğini düşünüyorum. Bu kısacık kitabı da öyle.Kitaptaki karakter ile anlatılmak istenen en temel nokta, kadınların ilgi ve hayranlığa olan açlığı. madam de prie, anlatılmak istenenin uç bir örneği olarak sunulmuş. Biraz daha ilgi çekebilmek, belki unutulmamak ve insanları etkilemek için herşeyi yapmak!
''İnsanoğlunun yaratılışının gereğidir; insan kendi mutluluğundan yalnız kendinin haberdar olmasıyla kanaat etmez, herkesi de haberdar etmek ister. Hatta bir insan esasında mutlu değilse bile, etrafa kendi mutluluğunu inandırmak için hilekârlığa ve yalancılığa bile düşer.''
O kadar güzel bir klasik ile geldim ki. Türk Klasiklerinden bir
