Kim bu?
Birdenbire Frodo, duvar kenarında gölgede oturmakta olan tuhaf, yıpranmış görünüşlü bir adamın da hobbitlerin konuşmalarını dikkatle dinlemekte olduğunu fark etti. Adamın önünde kapaklı büyük bir içki maşrapası vardı ve garip bir tarzda oyulmuş uzun saplı bir pipo içiyordu. Bacaklarını, yumuşak deriden yapılmış ve ayaklarına tam uyan, fakat artık
Bir hafta kalıp içtim, kiranın bitmesini bekleyerek, sonra da Village'in dışında bir oda tuttum. derli toplu büyükçe bir odaydı ve çok ucuzdu, nedenini anlayamamıştım. köşede bir bar buldum, bütün gün oturup bira içtim. param hızla tükeniyordu, ama her zamanki gibi nefret ediyordum iş aramaktan. sarhoş ve aç geçirdiğim her dakikanın benim için özel bir anlamı vardı. o gece iki şişe porto şarabı alıp odama çıktım. soyundum, bir bardak bulup ilk şarabı koydum ve karanlıkta yatağa uzandım. işte o zaman anladım odanın neden bu kadar ucuz olduğunu. "L" treni pencerenin önünden geçiyordu. durak pencerenin önündeydi. tam önümde. odanın tamamı trenin ışığı ile aydınlanıyordu. ve bir tren dolusu yüz geçiyordu önümden. korkunç yüzler: fahişeler, orangutanlar, deyyuslar, kaçıklar, katiller, efendilerim. sonra tren yavaşça hareket ediyordu ve oda bir kez daha karanlığa gömülüyordu bir sonraki tren dolusu yüzlere kadar, ki her seferinde beklediğimden çabuk geliyordu. iki şişe şarap almakla ne iyi etmiştim."
Reklam
defalarca pardon filmini izlemek
bu konuda yalnız olduğumu sanıyordum. uzak bir yerde, beklenmedik şekilde, çok sevdiğim insanlardan oluşan, toplu bir tanıdıklar grubunu görmüş gibi hayretler içerisindeyim, gevrek gevrek gülerek izliyorum denk geldiğim pardon bağımlılarını. pardon izlemek, öğrenciyken uzayan kahvaltılarımızın biricik sebebiydi. "bu akşam pardon mu
Lakırdı
Bahçeli'nin, kendisine danışmanlık yapanların argümanlarını dinleyip anlamlandırabileceği kadar bunamadığını düşünmeye başladım ister istemez. Uyutmak ne demek cidden? Böyle -ne demeli bilmiyorum ki, 'kalleşçe' belki- bir söz olabilir mi? Medya kuklası mı ayol herkes? Hakiki kukla medya değil miydi? Üzerine düşünüp, gündemlerine
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Toplumların yeme-içme kültürleriyle ilgili araştırma yapmak; insanların yaşamı, kültürel özellikleri ve toplumdan topluma değişen damak lezzetleri hakkında fikir verebilir. Bu bakış açısıyla insanlık tarihi boyunca günlük hayatın bir parçası olan içeceklerin tarihini okuyarak geçmişteki olaylar ve olguları daha kolay anlamlandırabileceğimizi
Altı Bardakta Dünya Tarihi
Altı Bardakta Dünya TarihiTom Standage · Kırmızı Kedi Yayınları · 2024764 okunma
Brezilya Santos'tan komik bir anı
Bahama adlı bir cafe barda 72 yaşında ilginç dövme ve çok şirin küpleri olan oldukça bakımlı bir beyefendi ile tanıştım. Kimya mühendisi, yaklaşık 20 yıl önce İstanbul'a gelmiş. İstanbul'a ve Türkiye'ye dair anıları oldukça az. Ertesi gün akşam 5'te bira icmek için randevulaştık. 5'ten önce bara gittim, birilerini beklemek her zaman hoşuma gitmiştir. Beklemek daha az telaşlı, daha çok centilmencedir bana göre. Yaşından çok daha genç ve dinamik bir şekilde giyinip gelmişti. Beyaz bir şort, güzel renkli bir tişört ve spor ayakkabı. Küpeler, yüzükler, kolyeler cıvıl cıvıldı. Elinde Portekizce bir kitap. İki bira söyledik. Daha ilk yudumda İstanbul nasıl, insanlarınız nasıl diye sormaya başladı. Nedense aklıma İlhan Berk'in şu dizesi gelmişti: "İstanbul'daki kadınlar uzun boylu U gibi güzel" dizeyi tam anımsyamadığım için çarpık İngilizcemle şöyle bir şey söyledim: The woman in Istanbul so beatiful like a latter on the alphabet. "İstanbul'daki kadınlar alfabedeki harfler gibi çok güzel" Wauw yaptı. Gülüştük. Bu sakar revizyonistlik için İlhan Berk'ten özür diliyorum. 😅
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.