"Ormanda yaşamayı, şehirde yaşamaya yeğlerim. Niye mi? Çünkü şehirlerde çok azgınlık var. Azgın bir dişinin eline düşmektense, bir katilin eline düşmek daha iyidir. Şu erkeklere bir bakın. Dünyada bir kadınla yatmaktan başka, bir şey tercih etmediği nasıl da gözlerinden okunuyor. Ruhların dibi bataklıktır. Bataklıkların bir de zekâsı varsa, ne yazık! Hiç olmazsa hayvan olsaydınız; fakat hayvan olmak için masum olmak gerekir. Duygularınızı öldürmenizi mi önersem? Duygularınıza namus öneriyorum."
Sayfa 52 - İskele Yayıncılık
Önyargı ile yaklaşıp, gülümseme ile bitirdiğim bir kitap oldu. Şaşkınım.
Kitap bana hediye ve bu yüzden bir sıfır önde kuruldu kitaplığımın rafına. ‘Kardeşini Doğurmak’ isimli kitabı bitirince içimdeki yorgunlukla ‘şuna bir bakayım’ derken gece yarısı yarılamışım kitabı.
Çok doğal bir kitap. 
Funda Uçuk Er ile sanki oturmuş kahvemizi içerken o anlattı
232 syf.
10/10 puan verdi
Benim Küçük Kızım YOTSUBA!
Küçük bir çocuğun masum, neşeli, tatlı hayatına dalmak isteyenler için harika bir kitap!
Herkes sevmez bu kitabı biliyorum çünkü çocukları sevmeyen var, bir çocuğun hikayesini okumak istemeyen var, belki de bu tatlı çocuğu yaramaz bulup sevmeyen de olacak.
Okuduğum ilk mangaydı. Manga okumayı sevmiyorum normal de yani daha çok anime taraftarıyım. Anime benim için apayrı bir dünya. (anime severler yazsın bana lütfen konuşmak isterim)
Manga nedir? Tavsiye almak isteyenler bakabilir: #135249198
Bu güzel mangayı 
Hakan sayesinde keşfettim. Kendisine çok teşekkür ederim. :)
Geçelim kitaba..
Yotsuba 4-5 yaşlarında küçük bir kızın adı. İsminin anlamı 'dört yapraklı yonca' demek.
Yotsuba büyüme çağında olan, küçük, tatlı ve şirin mi şirin bir kız. Kitap sevimli Yotsuba'mın maceralarına yer veriyor.
Yeni taşındıkları mahallede tanıştıkları komşularıyla beraber bir çok eğlenceli günler yaşanır.
Kitapta ki ince ayrıntılar da çok hoştu. Mesela Yotsuba adının anlamı dört yapraklı yonca olduğu için Yotsuba'nın saçları yeşil ve dört taraftan toplanmış :)
Ben okurken acayip eğlendim. Ayrıca her bir karakter benim için yeri ayrı, en özeli tabi ki Yotsuba. Benim küçük kızım diyorum ona.
Kitaba olan sevgimi, Yotsuba'ya olan bağlılığımı nasıl anlatacağımı hiç ama hiç bilmiyorum. Çook aşırı sevdim bu mangayı ve tekrar tekrar okuyacağım. Benim çok özel bir yeri oldu.
Bu incelemeyi dikkate alan olmayacak ama ben yinede yazmak istedim.. :)
İyi ki bu hayata dahil oldum. (kocaman sevgi dolu kalp bırakıyorum buraya)
İnşAllah Yotsuba gibi bir kızık olur. Amin!
ölümü beklemek nasıl bir duygu?
İnsanoğlunun öleceği zamanı bilmeden yaşaması çok önemliymiş…
Bu çok değerli klasiği okuyunca bunu bir kere daha düşündüm. Sizce de öyle değil mi? Eğer bilseydik ve günlerimizi saysaydık ozaman hayatın tadını çıkaramazdık bence…
tabiki kitaptaki asıl konu bir insanın ölüm cezasına çarptırılmasının korkunç birşey olduğu… kitaptaki karakterin ne suç işlediğini yazarımız bilerek söylemiyor. Yani şunu demek istiyor: suç ne olursa olsun cezası insan hayatını sonlandırmak olmamalı. Karakterin gözünden son saatlerini onunla yaşayarak bunun gerçekten de çok korkunç bir ceza olduğunu hissediyorsunuz. Dünyada çok korkunç suçlar işleyen çok kötü insanlar var. Bunlar idamı hakediyorlar diyeceksiniz belki… evet kızgınlıkla böyle düşünsek de bir çok kişinin masum olduğu halde idama çarptırılması da söz konusu olunca bu cezanın adaletini sorguluyoruz…
19.yüzyıl romantik ve hümanist yazarlarından Victor hugo fransa’da bir meydanda idam cezasının uygulanmasını izledikten sonra bu kitabını yazmış ve hayatı boyunca idama karşı çıkmış bir yazardır. Hatta bu kısa kitabı takma bir isimle yazmış çünkü o dönemlerde fransa’da idama karşı olmak imparatora karşı suç işlemek demekmiş! Ve hapse atılmanıza neden oluyormuş.
Sonuç olarak hayat bize sadece bir kere verilmiş bir şans ve insanlar ne kötülük yaparlarsa yapsınlar cezası ölüm olmamalı… insanın yaptığı yanlışları farkedip en iyi yargıç olan vicdanıyla bir ömür yaşaması ölümden beter değil midir?
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü 
Victor Hugo
