Büyüdün kardeşin artık yan odada değil uzak şehirdesiniz annen ve baban yaşlanıyor hep birlikte kahvaltı yapmak için bazen aylarca beklemen gerekiyor bir daha aynı evde birlikte yaşayacağınız bir zaman dilimi olmayacak be hafızım. .......
481 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
“Çünkü bu, ustaca bir kitap yazma girişimi değil, bir iç dökme, bir itiraf, bir paylaşma arzusu.” Nerden başlayacağımı, nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Bir süredir kitaplığımda olan ama kalınlığından dolayı hep ertelediğim kitaba bir akşam öneri ile başladım ve bir çırpıda okudum. Kitap, İkinci Dünya Savaşı'nı yaşamış Profesör Maximilian Wagner'in hayatına girmesiyle kendi geçmişine, aile tarihine dönen ve öğrendiklerini yazmaya karar veren Maya Duran'ın hikayesini kendi ağzından anlatıyor. Livaneli, Struma faciasını bir aşk hikayesiyle daha çarpıcı bir hale getirmiş. Hem muhteşem bir kurgu hem de(bence) bir araştırma kitabı okuduğumu söyleyebilirim. Öyle ki bazı bölümleri okurken merak edip araştırma yaptığımda oldu. Üç kadın, üç hayat.. hangisi daha çok acı çekmiş bilemiyorum.. Ama en çok Nadia boğazımda bir düğüm oldu kaldı. Ahh, sevgili Max.. sen nasıl dayandın bu acıya? Yaşar Kemal’in “Demir olsam çürürdüm, toprak oldum da dayandım.” sözünü anımsattın bana. Acıları, sevgileri, başımıza gelse katlanamayız diye düşündüğümüz, haberlerde duyduğumuz ve üzüntüden kahrolduğumuz olayları gözlerim dolu dolu okudum bu kitapta. Sonu hüzünlü ama huzurlu biten kitaplardandı benim için. Hikayen anlatıldığı için mutluyum Maximilian Wagner! “Çünkü ancak hikâyesi anlatılan insanlar var oluyordu.”
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020134,8bin okunma
Reklam
Kentsel dönüşümden ziyade , beyinsel ve zihinsel dönüşüme ihtiyacı olan ve beyni kâinatın çöplüğüne çeviren insan , neden karıncanın çığlığının aslanın kükremesinden daha güçlü olduğu- nu fark edemez , neden sığınacak bir " kalp " ve daha müreffeh bir hayat peşinde değil de , " yapay insan " peşinde koşar ki ? Anlamak mümkün değil . En büyük tehlike , bizatihi insanın kendisidir !
"Merhaba." Birkaç adım yaklaşıp elimi uzattım. Kedinin bakışları sertleşti. "Aman da pek şirinmiş." "Şirin mi?" Erik ayakkabılarını çıkarıp ceketini astı. "Hiç de değil." "Adı ne?" "Kedi." "Kedi mi? Adı bu mu?" "Kedi," dedi kesin bir dille ve daha fazla üstelememeye karar verdim.
304 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
"Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?" Okuduğum en iyi kitaplardan biridir. Sabahattin Ali farkı. Kitabın baş karakterlerinden Macide'yi ve hayatını kendime benzettiğim için okurken ayrı bir lezzet aldım. Aşk ve suç hakkında sizi bolca düşündürecek bir kitap.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yade Kitap · 2019169bin okunma
“Gerçekten de geçmişini bilmeyen toplumların geleceğini şekillendirmesi zaman alıyor. Aslında gelecek, geçmişin üstüne inşa ettiklerimizden fazlası değil. Şayet biz geçmişi yok sayarsak geleceğimizi inşa edeceğimiz bir temel bulamayacağız ya da zor bela bulsak da o çürük bir temel olacak. Bence Çürük bir temelin üstüne inşa edilen gelecek, gelmese daha iyi!”
Reklam
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Kitap Hakkında Yorum ve Alıntılar
Öncelikle kitabı çok beğendim. Kayahan Demir’in okuduğum ilk kitabıydı tabi ki son değil Konusuna gelirsen Yerebatan Sarnıcında düzenlenen etkinlikte olan bir cinayet ve etkinliğe davet edilmiş olan Dedektif Milas’ın cinayeti çözmesi. Yerebatan Sarnıcından Edirne Selimiye Camii’ye kadar uzanan koşuşturma, ipuçlarıyla merak uyandırıyor.
Mona Lisa Senfonisi
Mona Lisa SenfonisiKayahan Demir · Timaş Genç · 2023108 okunma
İlk defa ceset gören biri için, Böhm'ünki tam bir felaketti. Kuşlar işe dilini yemekle başlamışlardı; sonra da gırtlak bölgesinden daha derinlerdeki bazı şeyleri. Karnında ve yanlarında çeşitli yaralara rastlanmıştı: yırtıklar, ezikler, kesikler. Sonunda kanatlılar tümüyle yiyeceklerdi cesedi; "Leyleklerin etobur olduğunu biliyorsunuz, değil mi?" diye sormuştu Max Böhm, ilk karşılaşmamızda. Bundan böyle unutmam mümkün değil..
Sayfa 14 - Doğan KitapKitabı okuyor
"Nerede oturuyorsun?" "Staten Adası'nın karşı kıyısında," diye uydurdum. "Feribota en uzak yerinde." Kızım ona intikam alacaktım ama, "İyi," demekle yetindi. "İyi mi?" "Evet." Kaşlarımı çattım. "Geçiş ücreti on yedi dolar, dostum." Omuz silkti. "Çıkışta da aynı parayı ödüyorsun." "Dert değil." "Neden?" Yine omuz silkti. "Biraz daha vakit kazanırız."
603 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Kitap tarihi romanın ilk örneklerinden biri. İskoç yazar Walter Scott bu romanda ortaçağ İngilteresini, özellikle Norman istilası zamanlarını yansıtıyor bize. Normanlar ve Saksonlar arası düşmanlık, Haçlı Seferine gidip dönemeyen, yolda Almanya'da esir düşmüş Aslan Yürekli Kral Richard ve onun yokluğunda tahtı ele geçirmiş kardeşi Kral John,
Ivanhoe
IvanhoeWalter Scott · İletişim Yayınları · 2021100 okunma
Reklam
Bu adamdan nefret etmeliyim. Biliyorum, böyle hissetmem gerektiğini, ama gerçekte hissettiğim bu değil. Hissettiğim bundan daha karmaşık bir şey. Ona ne ad vermem gerek bilmiyorum. Aşk değil.
Senin o günahsız, minik canının kıyıldığı gün İyice anladım... Bu dünya mutlu olma yeri değil.. Çünkü bu dünya; İğrenç yaratıkların (zâlimlerin) ortalıkta serbestçe cirit attığı bir dünya..! Avukatı aşağılık! Mahkemesi leşten! Bir yerlerde zulüm olduğunda; -Sözde insanların- 3 maymunu oynayıp, Maymunlaştıkları bir dünya.! Bu masumun, o LEŞ iğrenç yaratığı -insan- zannetmesiydi, tek hatası.. Nefret ediyorum insan kılığına girmiş, İğrenç -Aşağılık -Vahşi yaratıklardan..! Bu dünya sizin cezanızı verebilecek bir dünya değil.. şimdi daha iyi anladım.. Çünkü siz öyle bir güne hazırlanıyor sunuzki; Yakacağı insanlar olan.! Işıksız.! Ve ARALIKSIZ.! DEHŞET BİR ATEŞE..! --ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM--
Çığlık
"Ama Patch beni öldürmek isterse kusursuz bir cinayet hazırlardı, değil mi? O benim koruyucu meleğimdi. Güvenliğimden sorumluydu. Ondan hiç kimse şüphelenmezdi. Ama daha önce beni öldürme fırsat eline geçmiş ve bunu kullanmamıştı. Hayatımı kurtarmak için, her şeyden çok istediği tek şeyi -insan bedenini- feda etmişti. Ölmemi isteseydi bunu yapmazdı."
Sayfa 275 - Pegasus Yayınları
Bu şarkı çok farklı..
Baktığın o günden beri sana deliyim. "Düşmüşüm sana Beni anlasana..."
Hikaye /Aşk
Bak sana bir hikâye anlatayım, belki daha kolay anlarsın. Bir gün bir erkek kırlangıç Süleyman Peygamber'in tapınağının üstünde sevdiği dişi kırlangıca aşkını ilan etmiş. Raslantı bu ya, Süleyman Peygamber de o sırada tapınaktaymış. Kırlangıcın sesini işitmiş, kulak kesilmiş. Erkek kırlangıç dişisine şöyle diyormuş: 'Senin aşkın beni öylesine sardı ki, eğer şu kubbeyi Süleyman'ın üzerine yık desen, hiç tereddütsüz yıkardım.' Bu sözleri duyan Süleyman Aleyhisselam öfkelenmiş, kırlangıcı derhal yanına çağırmış. Ona demiş ki: 'Açıkla bakalım, az önce senden duyduğum o sözler neydi?' Kuş cesurca yanıtlamış soruyu: 'Ey Süleyman! Beni cezalandırmak için acele etme. Çünkü âşıklar öyle bir dille konuşur ki, o dili ancak deliler anlar. Doğru, senin işittiğin sözlerin hepsini ben söyledim. Doğru bu tapınağı Süleyman Peygamber'in başına yıkarım dedim. Ama ben o kuşa âşığım. Ve âşıkların yolu, kanunu, ahlakı yoktur. Onların tek yolu vardır: Aşk. Onların tek yasası vardır: Aşk. Onların tek ahlakı vardır: Aşk. Onlar sadece aşkın diliyle konuşurlar, ilim ve aklın dili, aşkın bu renkli dilinin yanında sönmüş bir ateş gibi cansız kalır.' İşte böyle demiş kırlangıç Süleyman'a. Ve Süleyman Peygamber de bağışlamış onu. Çünkü aşkta kötülük, artık kötülük değil; iyilikse artık iyilik değildir. Bir tek hakikat kalmıştır ortalıkta; mucizeleri gerçek kılacak mutlak aşk."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.