Bundan daha Marxist bir açıklama olamaz :)
Devlet, piyasalar ve bireyler arasındaki meseleyi çözmek zordur. Devlet ve piyasa karşılıklı hak ve yükümlülükler konusunda anlaşamazken, bireyler de ikisinin de çok fazla talepte bulunup karşılığında çok az şey verdiğinden şikayet ederler. Çoğu durumda bireyler piyasa tarafından sömürülürken, devlet de bireyleri savunmak yerine ordusu, polisi ve bürokrasisiyle bireylere karşı piyasaları korur. Yine de, mükemmel olmasa da bu anlaşmanın bir şekilde yürümesi inanılmazdır. Sonuçta, bu anlaş- ma insanların nesillerdir devam eden toplumsal düzenlerini altüst etmiştir. Milyonlarca yıllık evrim, hepimizi topluluk üyesi olarak düşünmek ve yaşamak yönünde tasarlamıştır, oysa biz iki yüz yıl içinde birbirine yabancılaşmış bireyler haline geldik. Hiçbir şey kültürün akıl almaz gücünü bundan daha iyi doğrulayamaz.
Sayfa 356Kitabı okudu
"Seni istiyorum," diye mırıldandı Clay. Hamle sı- rasının Clay'a dönmesinin ne kadar zor olduğunu bil- diği için sırıttı Julia. Ama yine de pes etmeye hazır değildi. Clay'in, onu çaresizce, korkunç bir şekilde arzulamasına ihtiyacı vardı. "Sanırım, gerçekten güzellikle sorman gerekebi- lir," dedi onun hayalarırı
Sayfa 141
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Büyükler, Büyüklük Yapabilmek ve Küçükler Büyükleri yeniden büyütme olanağımız yok. Bizler yeni nesillerden ne kadar şikayetçi isek onların da bizden daha fazla şikayet etme hakkına sahipler. Onlara nasıl bir dünya sunduk ki onlardan ne bekliyoruz. Kapitalizmin kucağında çocuk büyütmenin bedeli işte böyle ağır olur. Bugün beğenmediğiniz ve tüketim alışkanlıkları değişikliği ile emperyalizme hizmet eden çocuklar ve gençler olarak kaybettiğimiz nesilleri de kültürümüzün ahlakına uygun nesillere dönüştürme fırsatını kaçırıyoruz. Biz görmedik onlar görsünler, biz yaşamadık onlar yaşasınlar anlayışını kapitalizm kendi lehine çocukları ve gençleri bizim gönüllü desteğimiz sayesinde teknoloji ve tüketim esiri yaparak bu zulmü ayakta tutan güce dönüşmesine biz büyükler sebep olduk. Bu farkındalık ile bundan sonra ki nesiller için büyük bir tecrübeye sahibiz. Gençlerde yavaş yavaş bunun acısını çekerek kendilerine geleceklerdir. Önder Karaçay
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Ne kadar da az şükür ediyoruz aslında…
"Şikâyet ettiğiniz sıradan hayatınız, belki bir başkasının hayalidir."sözü, ilk duyduğumda beni çok etkilemişti. Öyle ya; aslında çoğumuz, başka milyonlarca insanın sahip olmak için canını tehlikeye atmaktan çekinmeyeceği nice imkânlarla donatılmışız. Şu anda elinizde tuttuğunuz satırları okuyabilmekle dünyada çok küçük bir şanslı yüzdenin içine giriyorsunuz: Temel düzeyde de olsa eğitim alabilmiş, okuma yazma öğrenmiş, temiz içme suyu ve temel gıdalara ulaşabilmiş, kitap okuyacak kadar zaman bulabilmiş, hayatta kalma endişesini aşıp daha fazla bir şeyler öğrenme arayışına girebilmiş, genel olarak (veya kısmen de olsa) sağlıklı biçimde hayatta kalabilmiş o şanslı yüzde birkaçlık dilimdeki insanlardan birisiniz. Fakat huyumuz kurusun, çoğu zaman bu paha biçilmez hediyeyi fark edemeyecek kadar meşgul yahut şikâyetçiyiz.
Kısa uyuyanların, uzun uyuyanlara kıyasla daha enerjik, daha etkin, dışadönük, kendilerinden ve hayatlarından memnun, ender olarak şikâyet eden, sosyal ve politik olarak sistemle uyumlu oldukları görülmüştür. Buna karşılık uzun uyuyanların daha sıkıntılı, kendilerini ve çevreyi eleştirme eğiliminde, kendilerine güvenleri zayıf ve politik ve sosyal sistemle çatışmalarının daha fazla olduğu bildirilmiştir. Uzun uyuyanların daha fazla rüya gördükleri ve artistik yeteneklere sahip, daha yaratıcı kişiler olduğu da araştırma bulguları arasındadır.
Sayfa 138
Reklam
Eskiden albayımız da pek sevmezmiş bu anayasayı. Bölüğündeki bir yedek asteğmen yüzünden sevmezmiş. Bu asteğmen, fazla kitap okuduğu için hapse düşmüş. Hapse düşmesi aslında daha karışık bir yoldan olmuş ama, işin başı gene bu kitap okumaya dayanıyor. Bizi adamdan saymazdı bu ukâla, diyerek onu Hikmet’e şikâyet etti albay.
İlkadım sorumluluk almak
Elimizde olmayan şeyler ya da işlerin gidişatı hakkında daha fazla şikayet Edip zamanımızı harcamamızı tavsiye eder. Oyalanmayı bırakıp hayatlarımıza sahip çıkmalıyız. Karakter geliştirilebilir. Ve geliştiğinde Özsaygı var olacaktır. Ama Buda hemen işe koyulmakta ve işi ciddiye almak da mümkün olabilir. İlk dedim sorumluk almaktır
Köprücük kemiğini öptüm, bunu yapabilmek için bir düğme daha koparmam gerekmişti. Bones’un sırtımdaki elleri kasıldı. Bedeninden yayılan kontrolsüz güç dalgaları beni çıldırtıyordu. Etinin altındaki voltaj özgür kalabilmek için yalvarıyordu. Dilim göğsünden aşağılara doğru kaymaya başladı. Ta ki Bones başımı kavrayıp dudaklarım ağ­ zıma
Sayfa 186
Her zamanki klasik şikâyet: Erkekler kadınları fazla duy­gusal olmakla suçlar, kadınlar da erkekleri yeterince duygu­sal olmamakla suçlar. Bu suçlamaları yapanların her biri karşı tarafın yalnızca daha farklı davranmaya karar verebileceğini düşü­nür; tabii eğer gerçekten isterse. Bilmedikleri şey ise duygu­larla ilgili işlemleri yapan beyin devrelerinin erkeklerde ve kadınlarda farklı olduğudur. The usual classic complaint: Men accuse women of being too emotional, and women accuse men of not being emotional enough. Each of those making these accusations thinks that the other party could simply decide to act differently; Of course, if he really wants to. What they don't know is that the brain circuits that process emotions are different in men and women.
Sayfa 121 - Say YayınlarıKitabı okudu
865 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.