Bazı şeylere hâlâ inanamıyordum, Versilov’un eski tavrı belli bir şekilde meydana çıkıyordu, bense söylenen o güzel sözlerden sonra o akşam onda böyle bir şey görmek istemezdim. Birdenbire bağırdım:
– Tanrım! Bugün saat beşte mi dediniz… Ondan bir şey mi aldınız yoksa?
Dikkatli dikkatli yüzüme baktı, anlaşılan bağırmam, belki de “ondan” demem