Birisini düşünün. bir şairi, ölümü bile onu bilen, tanıyan, okuyan herkese örnek olsun. Ölümünden yıllar sonra bile tek bir konu üzerinden değil her şeyiyle kendini hatırlatsın, okutsun. Nilgün Marmara yı kırmızı kahverengi defter kitabı ile tanıdım, kuş koysunlar yoluna ile sevdim. Ama bu kitabın da ona aşık oldum desem yeridir. Savrulan beden şiirini okurken kendinizi kaybediyorsunuz
Ah ah bazı kitaplar var işte çok çok sağlam. Çok çok iyi. Onlardan biri de bu kitap. Nilgün Marmara seni tanıdığım için çok mutluyum. Kitabı D&R'ın 9.90 indiriminden aldım. Bu kadar etkileneceğimi aldığımda değil daha ilk sayfalarda bile düşünmüyordum ama irdeledikçe çok muazzam dizeler ortaya çıktı. Çok ama çok ağır bir şiir kitabı. Hatta yalan olmasın okuduğum en ağır şiir kitabı. O kadar düşündürücü bir eser ki. Ne desem az. Anlamadıkça tekrar okutuyor. Allah Allah ne demek istiyor acaba diyorsunuz ve tekrar başa dönüp zihninizi yoruyorsunuz. Matematik gibi birşey. Çok beğenip etkilendiğimi itiraf etmek isterim. Karamsarlık dolu şiirler ama bununla kalmıyor. Her şeyden ama her şeyden tadımlık olarak koymuş yazar. Beğendiğim kitaplara ekledim. Herkese tavsiye ederim ama ilk şiir kitabınız hatta ilk 10 şiir kitabınızdan sonra gelmesini de tavsiye ederim. Mutlaka sakin kafayla okunmalı yoksa hiç bir şey anlamazsınız. O kadar kapalı bir anlatım. Cümleler devrik kelimeler resmen bulmaca gibi farklı yerlere konulmuş. Tam bir zeka açıcı, santraç oynar gibi sizi düşündürecek ve anlamlar yükletecek. Sıcağı sıcağına aklıma gelenler bunlar. Mutlaka listenizde olsun.
182 syf.
·
Not rated
Aklımda hiç yokken bir arkadaşımın okumam için bu kitabı elime tutuşturması sayesinde Nilgün Marmara ile tanıştım. İntihar eden, ölüm üzerine yazılar yazan insanların ilgimi çekmesinin de bu kitabı okumam da etkisi var. Kitabı açtığımızda Seyhan Erözçelik'in Çocuk Hanımefendi başlığı altında N. Marmara hakkındaki çok kısa ve öz olan yazısını
Şiirlerini ilk satırdan başlayıp aşağı doğru okursan kelimelerden bir araya gelmiş sözcükler yumağının içine girmiş olursun. Yumağı çözebilmek için bir ileri, bir geri okumalı, bazen bir kelime üstünde düşünmeli, araştırmalı, sorular sormalısın, uzun uzun düşünmelisin. Böyle yaparsan yumak karma karışık olmadan çözülür. Çözüldüğünde bazen huzura kavuşursun, bazen iyi bir şeyler hissedersin, bazen de bir karamsarlık düşer üstüne. Şiirlerin bazılarını tam manasında anladığını zannedersin, bazılarından hiç bir şey anlamadığını düşünürsün ama kesinlikle etkisinde kalır, duygularında çalkalanmalar başlar. Büyük bir şey, derin bir şey, çok derin....
(Halen okuyorum - bittiğini düşündüğümde okudum butonuna tıklayacağım ve bu teknik bir tıklama olacak, asla bitmez çünkü)
Nilgün Marmaranin iç çelişkileri, aşkını, sevgisini, bunalimlarini ve bu dünyaya dayanamayacağınin sembolü olarak yazdığı şiirlerle doludur. Bu şiirler ki hepsi tek başlarına birer birer incelenmelidir.Mor Nilgün Marmara ya göre intiharın ve ölümün rengidir bu yüzdendir ki kitabım rengi mor seçilmiştir. Demem o ki kitabın renginden şiirlerin yerleştirilisine kadar büyük bi anlam doludur.Edebiyatimizdaki sadece kadına duyulan aşkların şiirlerinin hakimiyetini yıkmaya ve bi kadının bi erkeğe duyduğu aşkı dizilerinde anlatan güzel kitaptır. Ne demişti Nilgün Marmara ' Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna...'
Tutunamadi, anlayamadı, anlamlandiramadi, alışamadı, varolamadi, katlanamadi... Zaten çok uğraşmadi, o yüzden aldırmadı 128... Kendini bir zamana hapsetti, yazdi, kustu, yazdı...
Ondan geriye, trajik bir yaşamın buruk dizeleri, kendiyle büyüttüğü intiharı ve ölümü kaldı. O içine düştüğü bu yaşamı sahiplenmeyen bir tavırla kendi varoluşunu bir pencereden aşağıya doğru düşerek gerçekleştirdi.
Sylvia Plath'i bir ayna gibi görüp şiirine onun hayatını nakış nakış isledi. Türk edebiyatının 'müntehir' şairlerinden... Hâlâ bir nesli beslenmekte...