Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
-Peki ama kırık dal nasıl meyve taşıyabilir? - Bir Delinin Anıları, Gustave Flaubert
"Ey insan! Bu kitabı sana ithaf ediyorum'' "Bırak şu maddeyi, boğ şu ölçü dehanı, doy şu fizik ve matematik tecessüsüne, kov şu kemiyet fikrini, dal kendi içine, koş kendi kendinin peşinden, bul onu, bul kendini, bul ruhunu, bul, sev, bil, an, gör, kendi içinde gör Allah’ını. Kendine dön, kendine bak, kendine gel. Aptalca bir konfor aşkından doğduğu halde her biri daha korkunç bir dünya harbi hazırlayan teknik mucizelerinin yanında, senin iç zıtlıklarını elemeye yarayacak ve seni kendi kendinle boğuşmaktan kurtaracak ruh mucizelerini ara. İnan manevilere ve mukaddeslere, inan! Onlar hakkında, bu kadar küçükçe düşünmekten utan! Her sezilen derinliğin ifşa ettiklerini düşünmekten bile seni alıkoyan tabiatçı metotlarını fırlat ve bitlenmiş elbiseler gibi at. Orta çağ papazında haklı olarak ayıpladığın dar kafalılığın anlayış sınırlarını daha fazla darlaştıran beş duyu idrakinin kapalı dünyası içinde kalma; "Arşı geç, ferşi atla, sidreyi aş, Gör ne var maverada ibretiz."
Reklam
Ya da bi sonbahar sarardı de Düşen her bi yaprakta uzaklaştı de Deki gövdeden dal kırıldı kopan candı Yıkıldı de deki öldü öldü de Yaşamaz de olsun de deki bitti bitti de
Taaa şafakları Nice bir Yangınları düşer alın çatıma Gencecik ölüme gitmenin. Yığılır boşkovanlar, dumanlı Ve susar mitralyözler kuytularda. Suskundur, Karanlıktır,
Hep yaşadığımı hatırlatıyorum kendime Diyorum ki işin acele Bir gün ne el kalacak tutmak için Ne yürümek için bacak Ne bulutların seyri Ne de bir hatıra dünyamızdan Çünkü hatıralar kuşlar gibi Dal ister konacak Bir gün yaslanmak istesen pencereye Diz çökmek istesen nafile İş işten geçmiş olacak
aynı hakka sahiptir aşk karşısında delilerle krallar büyücüm, gri saçlım, toz memelim yalancı bir tanık gibi kov beni sıkıntıdan karşı koymak gerekmez bu yanlış saltanata aynı hakka sahiptir ölülerle soytarılar aşk karşısında şeytanım, sancı gözlüm, çift silahlım kırılmış bir dal gibi göm beni uzaklara aşk sihirli bıçakların açtığı yaradır direnme kan’a ölüm yüzlüm, eski ruhlum, ince sızım aşk şiddettir gün gelir yetmezsek bu alıngan acıya; bir uçurum uzar gider aramızda bir uçurum uzar gelir kırmızı.
Reklam
ve dal yüreğime gözü kapalı nefessiz kalmazsın korkma
Sayfa 5
Benzemez insan dostlarıma/ Ağaçlar gölgesini esirgemez/ Güneş köpeğimden daha sadık/ Dizlerime sıçrar ellerimi ısıtır/ Karşılık beklemeden/ Hele kuşlar/ Avcılara bile kin beslemezler.” Oktay Rıfat'ın “Gün Sonu Konuşması” şiiri böyle biter. Mahsusmahal için aklımda harfler, kâğıda, dünyaya, insana her baktığımda, bu dizeler sözden önce halkalandı
"Bir dolarlık banknotta bulunan tüm simgeler ,ABD ekonomisinin temelini teşkil eden simgeler; Ezoterik 13 rakamı banknotun her yerinde .Bunun üstündeki piramide bakarsan 13 basamak olduğu gibi , kartal da pençesinde 13 ok tutturuyor,bunun altında bu sefer 13 yapraklı bir dal ve bu dalların üzerinde dağınık olarak bulunan 13 zeytin tanesi var.Ve hazine mührünün ortasında 13 yıldız sayabilirsin .Bu durumda bunların rastlantı olması olanaksız.Şimdi tam anımsayamadığım iki de özdeyiş var... "E pluribus unum et Annuit Ceoptis" "Birçoklardan,bir' ve 'O bizim gerçekleştirdiğimizi koruyor" her iki özdeyiş de 13 harf ve yazı yüzünde 1 rakamının üstünde sağ tarafta minik bir baykuş var ,adeta saklanmış gibi. ... baykuş ve kartal gölgeyi ve ışığı vurguluyor üstü iyice traşlanmış bir piramit ve tepesindeki göz .Söylendiğine göre bu masonluğun güçlü simgelerinden biri, bu numaraları ve desenleri tasarlayanların bir işareti.Kimileri için bu Illumınati tarikatı,kimileri için de saçmalık ya da başka bir şey."
Sayfa 37 - vikipediKitabı okudu
Bakı
'' Kendi bahçesinde dal olamayanın biri, Girmiş bahçeme ağaçlık taslayor."
Sayfa 32 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
"Sabahın altı buçuğunda bir çalar saatin sesine uyanıp yataktan firla, giyin, zorla bir şeyler atıştır, sıç, işe, diş fırçala, saç tara, başka birine büyük paralar kazandırmak ve sana tanınan fırsat için müteşekkir olmak için berbat bir trafiğin içine dal. Nasıl razı olunur böyle bir yaşama?"
Artık gözümü kırpmadan vurabilirim kendimi de ; vurabilirim kendimi bir usturanın katil çeliğiyle. ya da o paslı tüfekle 24. 00 sonrası... Bir namlunun ansızın dağıtacağı beynimi bırabilirim bulvarda aç gezinen itlere ; ardımdan kan... Kan koksun gece ! ( Bilirim cesedimin üstünde bir dal kılır, bir yaprak hışırdar yine; orda '' kime ne '' sin sen; alıp gidensin kendini kendinle...)
Sayfa 79
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.