Hayatta hiçbir şey umrunda ölmek için istenmez. Her şeyi yaşamamız için olmalıdır. Hatta biraz ileri gideyim, kendi yaşamamız için… Sen kafanın içindeki yokluğa o kadar saplanmışsın ki derhal uğrunda can feda edecek bir şey arayarak ikinci bir yokluğa dalmak istiyorsun! Yaşamak herkesten daha iyi, herkesten daha üstün yaşamak, insanlara hakim olarak, kuvvetli belki de biraz zalim olarak yaşamak… Dünyada bundan başka istenecek ne vardır? Hayatının bu gayeye vakfet, görürsün, nasıl birden bire canlanacaksın!
“Tuhaf. Çok Tuhaf. Bu güzelmiş” “Güzel olan ne?” “Bir başkasının hayatını düşünerek uykuya dalmak. Bu güzelmiş.”
Reklam
En sevdiğim saatler...
Uyumadan önce dilediğince kitap okumak, okumaktan yorulunca da öylece uykuya dalmak.
Sayfa 111 - Doğan KitapKitabı okuyor
En son gördüğün yüz Benim olsun En son benim uykumda uyu. Rüyaların sonu geliyor galiba Uyanılmaz uykulara dalmak istiyorum.
Everest
Kendini bilmek, hakikati görmektir, Derinliklere dalmak, iç sesi duymaktır. Bilinçli bir yolculuk, gizemleri çözmektir, Ruhun derinliklerinde huzur bulmaktır.
264 syf.
8/10 puan verdi
Bir kabusa dalmak - R. Ayça Kavraz #kitapyorumu Kitabımız erkek karakterin hödüklük yaptığı için lanetlenip anaerkil bir dünyaya uyanmasiyla başlıyor. Babasının evde gündüz kuşağını izlemesini, annesinin ve ablasının şirkette çalışmasını, onun çalışmasına izin verilmemesini, evden şoför olmadan çıkamamasını, istemediği biriyle zorla evlendirilmek istemesini okuyoruz. Kendi hayatında ise almadığı Bade'ye muhtaç kalıyor bu dünya da. Bade’nin şoförü oluyor evde kalıp temizlik ve yemek yapıyor. Tacize uğruyor, gece geç saatte dışarıda olduğu için suçlu oluyor. Kısacası bizim yaşadığımız her şeyi yaşıyor. Hor görülmemizi, erkek işini yapamayacağımızın düşünülmesini. Yazar her şeyi çok güzel işlemiş. Ben tek kitap olacağını düşündüğüm için bir sona bağlanır diye bekliyordum ama ikinci kitabı da çıkacakmış. Devrim ablasının annesinin Bade’nin neler yaşadığını anladı ama yine de "erkek" olduğu için işleri batırdı. Bu sefer de Bade ona inanmıyor. Bakalım kendi dünyasında onu neler bekliyor.
Bir Kabusa Dalmak
Bir Kabusa DalmakR. Ayça Kavraz · Artemis Yayınları · 2024121 okunma
Reklam
Yaşadıklarımızı fark etmiyoruz bile. Tattığımız acıya öyle çok alıştık ki o acının farkında bile değiliz.”
Sayfa 250
Karşımda kocaman bir konferans salonu vardı. Beyaz perdeye bir slayt gösterisi yansıtılmıştı ve ekranda kucağında bebek, yorgun yüzlü bir adam duruyordu. Hemen yanında, büyük harflerle “BÜTÜN ERKEKLER AĞAÇTIR” yazıyordu.
Sayfa 177
ahahahha sinirlerim bozuldu
Annem onaylayan bir ifadeyle başını salladı. “Haklısınız tabii. Devrim sosyeteye alışıktır, onu iyi yaşatabilir misin peki?” Şimdi kusacağım sofranın ortasına. îmdat, 112,110, 115,157,ne varsa imdat! Bade muzip bir şekilde güldü. “Gayet iyi bir gelirim olduğunu en iyi siz biliyorsunuz. Devrim gibi aileden zengin değilim ama gelecek için iyi planlarım olduğuna emin olabilirsiniz.”
Sayfa 162
Onun için işte bu kadar basitti. Ben olsam, benim için de böyle basit olurdu. Ama koruyucu tavrı, iyi hissettirmekten çok uzaktı. Biz de bir kadının önüne geçip kahramanlık yaptığımızı zannettiğimiz her anda, bu hisse mi sebebiyet veriyorduk?
Sayfa 157
Reklam
Birkaç dakikalığına, başka bir dünyada olduğumuzu unutmuştum. Tabii ki benim korumama ihtiyacı yoktu. Kadınları kendimizden ve hemcinslerimizden korumaya nasıl da alışmıştık. Oysa bu dünya, onun özgür olabildiği ve sokakta dilediği gibi yürüyebildiği bir dünyaydı. Bu herif, burada Bade’nin kılına bile zarar veremezdi. Biliyordum. Bunu, karakola götürüldüğüm o geceden beri biliyordum. Ne yazık ki zihnim, başka bir evrende bile toplumun öğrettiği alışkanlıklarından vazgeçemiyordu.
Sayfa 126
“Beni taciz etti!” diye bağırdım parmaklıkların arasından. “Duyuyor musunuz beni?” Polislerden biri gözlerini devirdi. Ellerini beline yerleştirip bana doğru yürüdü. “Ne olursa olsun bir kadına el kaldıramazsın. Dünyadan haberin yok mu senin?” “Ama o da yolumu kesti!” “Peki, senin o saatte dışarıda işin neydi?” Bu soruyu duymamla birlikte saçımı başımı yolma isteğim ciddi bir artış gösterdi. “Bunun konumuzla ne alakası var?” Benimle konuşan polis cevap vermek yerine masasına doğru yürümeye başladı ama diğer polislerden birinin diğerine, “O saatte dışarı çıktıysa belli ki aranıyordu,” diye fısıldadığını duydum. “Kim bilir kime zarar verecekti, kime saldıracaktı...”
Sayfa 103
Kalp kırıklığı. İnsanı güçsüzleştirir,bir harabeye çevirirdi. Anılarla yaşamaya çalışır, onlara sarılarak ayakta kalmaya çalışırsınız. Ağlayarak uykuya dalmak inanın günlerce uykusuz kalmaktan daha zor gelir insana. Daha tükenmiş hissettirir.
Adam dediğin gece oturacak evinde. Sonra neden gecenin bir vakti kadına şiddet... Kadına şiddet olur tabii, adama sahip çıkmazsan olur.”
Sayfa 103
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.