"Nadanla sohbet etmek akıllıya cehennem ateşinden beterdir!"
Hakk'ın huzuruna gidecek, dünya sıkıntısından kurtulacaktı...
Reklam
Bu bakışta sanki Azrail’in kanatlarından aksetmiş ölüm kıvılcımları tutuşuyordu.
48 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
“Dünyada zaten ne kalıcıydı? Hiç, hiç…” Diyor kitabında
Ömer Seyfettin
Ömer Seyfettin
Dama Taşları
Dama Taşları
Dama Taşları, Nadan, Kesik Bıyık, Tütün, Rüşvet, Yüz Akı isimli 6 kısa öyküden oluşmaktadır eser. Kısa sürede okunacak ve okuması keyifli bir kitap. Çok severek okudum. Herkese naçizane tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim. Arka Kapaktan Alıntı: ÖMER SEYFETTİN, 1884’te Balıkesir, Gönen’de doğdu. 1903’ te Mekteb-i Harbiye’den mezun oldu. İzmir’e atanmışken Makedonya’da başlayan isyanı bastırmak üzere Selanik’e ve Manastır’a gönderildi, bu bölgede görev yaptı. Buradaki görevinde gösterdiği başarılardan dolayı iki liyakat madalyasıyla ödüllendirildi. İsyanın bastırılmasının ardından Kuşadası’na döndü. 1909 başında Selanik’te teğmen olarak görev yaptı. 31 Mart Vakası esnasında Hareket Ordusu subayı olarak İstanbul’a geldi. 1911’de askerlik mesleğinden istifa ederek Selanik’e yerleşti. Balkan Savaşı başlayınca yeniden askere alındı. 20 Ocak 1913’te Kanlıtepe’de Yunan ordusuna esir düştü. Atina yakınlarındaki Naflion kasabasında on ay kadar süren esirlik hayatı bitince 17 Aralık 1913’te İstanbul’a döndü. 1914’te askerlikten ikinci defa istifa etti. 6 Mart 1920’de İstanbul’da vefat edene kadar Darülmuallimin’de ve Kabataş Sultanisi’nde öğretmenlik yaptı. Ömer Seyfettin, ilerleyen yıllarda “hikâyeci” olarak ünlenmesine rağmen edebiyat hayatına şiirleriyle girdi. Ali Canip Yöntem ve Ziya Gökalp’le birlikte 1911’de Genç Kalemler dergisinde ortaya konulan Yeni Lisan hareketinin önemli temsilcisi oldu. Yazı ve hikâyeleriyle Türk dilinin sadeleşmesi hususunda gayret gösterdi.
Dama Taşları
Dama TaşlarıÖmer Seyfettin · Can Yayınları · 2021426 okunma
Gel zaman git zaman bir gün gelecekti ki artık kimse kimseye inanmaz olacaktı.
Daima "yok oluş" uçurumuna giden "makam" yolunda hakikati unutmaz, gururlanmaz; para, servet, ihtişam, saltanat gibi şeylere de tenezzül bile etmezdi.
Reklam
İşte zırdeli, sevdiği adamı görünce akıllanıvermişti.
Dünyada zaten ne kalıcıydı? Hiç, hiç…
Ne vakit olsa, yüzlerce yıl yaşasa yine ölümden kurtuluş olmadığını bilen, bu hakikatı unutmayan ariflerdendi.
Nadan ile sohbet etmek güçtür bilene Çünkü nadan ne gelirse söyler diline
Sayfa 22 - AtasözüKitabı okudu
322 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.