Roman, tarihi belgelerle desteklenmesine rağmen kurguda suzidilara ile yusufun macerası çok ütopik geldi. Bazı yerler edebi zevk ve üsluptan yoksun. Üslûp zayıflığından dolayı yavan bir anlatım var. Osmanlı ve saray medeniyeti biraz yanlı ele alınmış. Kitabın ismindeki Mediha Sultan ve Damat Ferit ilişkisine romanın son bölümlerinde değinilmiş. Anlatım arkadaki resimlerle desteklenmiş. Sadullah Paşa, Namık Kemal ve Deli Fuat Paşa ile Yeni Osmanlaılara dair gün yüzüne çıkmayan hatıralar ele alınmış.
Yazar Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK gözükse çocukluk arkadaşı Nuri Conker'in yazar olarak eklendiği ve Nuri Conker'in Zabit ve kumandan kitabını birkaç günlük bir gecikmeyle okuduğu için ,suçlamayı hakediyorum diyerek başladığı kitapta tüm sayfalar bir eski Türkçe ve günümüz Türkçesi ile devam ediyor.
Giriş bölümünde harp tarihinin askerlere tecrübe kazandırdığı, harp oyunları ve tatbikatların savaşın birer taklidi olduğu asıl tecrübenin savaşla kazanıldığı, birçok komutanın savaşı bizzat yaşayarak tecrübe kazandığı, Alman ordusunun bu tecrübeyi kazanmak için savaşı bile göze aldığı, savaşın savaşta öğrenildiği, ülke ve orduların savaşa her an hazır olması gerektiği üzerinde durulurken devamında silah sistemlerinin nasıl olması vb bilgilerle ilerliyor.
İkinci Bölümde Nuri Conker'in yazılarıyla karşılaştığımız kitap 1914 yılında yazılsada Osmanlı’nın Birinci Dünya Savaşı’na girmesi nedeniyle Mustafa Kemal Atatürk tarafından basımı ertelendi ve 1918 yılında basımının ardından Damat Ferit tarafından toplatıldı. Kitap toplatılmasının ardından ikinci basıkısı 1956 yılında tekrar basılmış olup Hasan Âli Yücel tarafından İş Bankası Kültür Yayınları katkılarıyla tekrar basılmıştır.
Zabit ve Kumandan ile HasbihalMustafa Kemal Atatürk · İş Bankası Kültür Yayınları · 20061,563 okunma
1/10 puan verdi
Ingiliz Istihbarat Subayı Armstrong
Bu kitabı okumayı düşünüyordum, yaptığım araştırmalar sonucunda armstrong 1. Dünya savaşında Kut'ül Amare esir düşen ingiliz istihbarat subayı olduğunu öğrendim. Kitabın adıda bozkurt değil, orjinal adı Bozkurt Mustafa Kemal, Bir Diktatörün Hususi Hayatının Tetkiki'ydi. Şimdi bir ingilizin yazdığı hemde kanıt olmadan, bunlara nasıl inanacağız.? O tipte bir insan olsaydı halifeliği kaldırıp padisahligi neden bitirdi.?
Bir ingiliz Türk'ü övüyorsa kesin övdüğü kişiyi haine çevirmek için, bir kişiyi kötülüyorsa kesin kötülediği kişinin önünü kesmeye çalışıyordur.
Osmanlıyı yıkan, içten çürüten Sait Molla Damat Ferit veya Ali Kemal gibi devşirdiği kişiler hakkında tek laf etmeyen ingilizler neden sadece Atatürk'ü hedef alacak, Türk milleti önünde itibarsızlaştıracak bir kitap yazmış hiç düşündünüz mü.?
Arap, afrika ve avrupa kıtasında zayıf halkları sömüren ingiltere diktatör değil Atatürk diktatör.? Keza 2. Dünya savaşının baş aktörü Hitlere yol veren Ingiltere, diktatör olmasına rağmen sırf fransanın önünü kesebilmek için Hitlere yol verip 2 ülkeyi çapıştırmıştı.
Sahi ingilizler sudan çıkmış ak kaşık ama gel gelelim ingiliz istihbarat subayı, (elimizde esir olup zindan yatmış bir adam) çıkmış Atatürk dinsiz ve diktatör diyecek cürreti kendinde buluyor.
Ingilzlerin olmadığı bir dünya da dünya savaşları da yaşanmazdı.!
Sadece Düşman ile Mücadele Etmedik
Istanbul yönetiminin ve Damat Ferit, Sait Molla Gazeteci Ali Kemal ve daha nicelerinin Isgal kuvvetinlerine vatanı nasıl sattığını, istiklal mücadelesi veren Türk milletini yine Isgal kuvvetlerine nasıl sattığını ve Askerimizin ayağında çorabı silahında mermisi ve karnını doyuracak doğru dürüst yemeği olmadan bu ülkeyi düşmandan ve hainlerden nasıl temizlediğini öğrenmek istiyorsanız mutlaka okuyunuz. Ayrıca yunan askerlerinin milletimizin malını yağmalayıp kadınlarımızı ve kızlarımıza nasıl tecavüz ettiklerini de unutmayalım.. Her Türk'ün mutlaka okuması gereken bir kitap....
Okurken vatan duygusunu, sevgisini iliklerinize kadar hissedeceğiniz, bu zamanlara nasıl ve ne koşullar altında geldiğimizi, vatan uğruna ne canlar ne fedakarlıklar yapıldığını anlatan güzel bir kitaptı.
Tarihi kitap çok okumasam da bu kitabı okurken beni hiç yormadı aksine akıcı bir anlatımla, o zamanlarda yaşanan o duyguyu aktardı.
Mondros Ateşkes Anlaşması sonrası Osmanlı Devleti bitap düşmüş ve işgal edilmiştir. Devlet yönetimindekiler başta Damat Ferit Paşa olmak üzere işgalci devletlerin istekleri doğrultusunda hareket etmiş ve halk perişan halde kalmıştır. Fransa, İngiltere ve daha bir çok devlet topraklarımızı istila edip paylaşma yoluna gitmiştir. İşte o zamanlarda Halep ve Maraşta yaşanan olayları, hainlikleri, düşmanla bir olanları,arkamızdan pusu kuranları ama bu zor şartlara rağmen vatanı uğruna fedakarlık yapan, canını veren, cesur halkımızın hepsini geri püskürtmek için bir olup, beraber olup canla başla hareket etmesini, Mustafa Kemal önderliğinde de vatan topraklarını, şanlı bayrağımızın göklerde dalgalanmasını sağladıklarını anlatan destansı bir kitap.
Merhaba dostlar. Güzel bir Pazar gününde hepimize selamlar. Bugünün benim için ayrı bir önemi var ona da değineceğim sonlara doğru. Kitabımızda bizlere ne aktarılıyor? Bu sorunun cevabıyla ilerleyelim. 2 farklı konu görüyoruz temelde. Bunu Çerkes Ethem’in kaleme aldığı ANILARIM kitabında da göreceksiniz, eğer okursanız o kitabı da formatımıza
