Meryem, insanlara değil kendini görene ve bilene hâlini arz ederek huzur buluyordu. Huzura durduğu vakitler zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordu. Ne güzel şerefti kıyam. Ne eşsizdi rükû ve ne emsalsizdi secde. Saklı ikindilerin yorgun molalarında hayat, bir yudum soğuk su gibi ahenkle akarken huzurluydu. Gün boyu kendisiyle baş başa kaldığı için tefekkürü oldukça açıktı. Derin düşünceler, farklı ufuklar vardı ruhunda ve o, bundan çok büyük haz alıyordu.