"Ben buralarda dolaşırken İstanbul'da bir kadın şairi Boğaz'da, Pendik'te, Florya'da, Şişli'de hanımlarla röportaj yapıyordu:-
Atatürk'ün kadın konusundaki devrimleri gayesine erdi mi? diye soruyordu.Onlar da:- Evet, diyorlardı."
Dursun Akçam Cumhuriyet tarihinde ilk defa 1963 yılında Doğu (Ardahan-Kars-Ağrı..) illerinde köylü
Karıları da kendileri gibi ölümsüz... Sevişerek evleniyorlar. Öyleleri var ki, evlendikten sonra gözü başkalarında... Hovardalıkları yaygın! Erkek tanrıların çoğu karılarından yılıyor. Karıları dişli. Zeus'un bir Hera'sı var; düşman başına! Hiçbir iş ondan gizli kalmıyor. Zavallı Zeus, bir tazeye gönlünü kaptırdı mı, olmadık yollara başvuruyor. Dana kılığına giriyor. At oluyor, it oluyor. Yılan bile oluyor. Bu Zeus, eteğine çok düşkün!..
Bu hovardalıklar sadece kendi aralarında değil. İnsanlara da daklaşıyorlar. Bakıyorsun, biri gökte uçup giderken, yerde bir çoban görüyor, ona... Biri bir asker görüyor, ona... Biri, inek sağan bir kız görüyor, ona... Ik mık dinlemiyorlar, sırtladıkları gibi götürüyorlar. Zavallı kızlar, zavallı delikanlılar, bir daha dönmüyorlar!
Tanrılar, çeşit çeşit, boy boy... Yel üstüne, su üstüne, av üstüne; savaş, barış, bolluk, kıtlık üstüne; ölüm, doğum üstüne; güzellik üstüne; ayrı ayrı tanrılardı!...
Karıları da kendileri gibi ölümsüz. Sevişerek evleniyorlar. Öyleleri var ki, evlendikten sonra gözü başkalarında... Hovardalıkları yaygın! Erkek tanrıların çoğu karılarından yılıyor. Karıları dişli. Zeus'un bir Hera'sı var; düşman başına! Hiçbir iş ondan gizli kalmıyor. Zavallı Zeus, bir tazeye gönlünü kaptırdı mı, olmadık yollara başvuruyor. Dana kılığına giriyor. At oluyor, it oluyor. Yılan bile oluyor. Bu Zeus, eteğine çok düşkün!...
bozkurtların ölümü
Suğdaklar batı çevresinde küçük bir budundur. Batı kağanının buyruğundadırlar. Türk değildir ama Türk dilini bilirler
Hiç Çinlinin üstüne hızlı hızlı gidilir mi? ödü patlayıp kaçar. Belli ki canını almağa geliyorsun sandı...
Ulan hanginiz yalan söylüyorsa bildirsin gözünü patlatayım
Korunmak için en iyi yol
.............Kendimizi Tanımaya Çalışalım...........
1 / Kalp Diriliği
Kalp devamlı kendi vazifesini görmek, Rabb’ini zikretmek ister. Nefis de hep uyanıktır, hiç uyumaz ve sahibine kötülükleri emretmekten geri durmaz. Kul, Allah Teâlâ’nın emirlerine kulak verdi ise ne âlâ, aksi durumda o nefis ve şeytanı dinler. Hakk’ı işitme yolunu kapatan her
Kızıl Goncalar ve Kızzıl Kurtlar
Aynı tip senaryo, birbirinin kopyası hikayeler seyretmekten gına gelmiş midir bilmiyorum ama vakti çok, işi yok seyirci kitlesi için dizi dizi diziler, birbirini izler ve hayat böyle geçip gider.Hemen her dizide birbirinden kopuk aileler vardır. Hemen her dizide ya annesi, ya da babası bilinmeyen, evlatlık edilmiş
Sonsuz enginliği bir anda tarayan göze ne bir kuş ne de bir yelkenli sunan bu deniz, ..özellikle ölümü çağrıştıran boşluğu yüzünden katlanılmaz geldi. Çünkü parlak bir gökyüzünün altında tümüyle grimsi ve soluk bir beyazlıkta kalmasına karşın, yüzeyi çok düzgün bir biçimde kabarıktı.
İnsanın gözü, elinde olmadan kıvrımları izliyor, bakışlar karşı konulmaz bir biçimde, yalnızca korkunç ve boş akı görünen, iyice kabarmış yüzeyi insan ruhuna en dayanılmaz sorunları yönelten, gözbebeği geriye kaymış göz imgesini düşündürüyordu.
Sıvı öğe içinde koyun karmaşık kıvrımlarını pek az arayla izler gibi görünen ince beyaz çizgiler, zaman zaman sessizce kıyıya doğru ilerliyordu. O zaman insanın kulağı şaşkınlıkla su setinin yıkılmasına benzer korkunç bir çökmenin sesini algılıyor ve dana dili gibi serin, pürtüklü ve geniş sıvıdan oluşan bir dil kıyının kumlarını gıcırdatıyordu.
.
Yarım kilo buz gibi dana etini tencereye koyup kaynatmak, suyuna pilav pişirmek, etini sövüş olarak yemek varken, sen tut et suyu esansıyla oyalan! Paranın gözü kör olsun!
"Yarım kilo buz gibi dana etini tencereye koyup kaynatmak, suyuna pilav pişirmek, etini sövüş olarak yemek varken, sen tut et suyu esansıyla oyalan! Paranın gözü kör olsun! Çoluğun çocuğun nafakasıyla oynayanlar unmasın!"
LAKAP 😊
Babam, çalışmazdı ama ailecek bir zararını görmedik. Aksine yararını gördük. Anam, unutkan olduğu için bazı şeyleri ona hatırlatıyordu. “Gülenber, ekmekler fazla beklemedi mi, bir bak, yakarsın.” “Gülenber tavuklara yem ver, itin yalını unutma.”
Anam unutkan olsa iyi, en kötüsü takıntılı biriydi. Allah takıntı illetini dağıtırken
Yarım kilo buz gibi dana etini tencereye koyup kaynatmak, suyuna pilav pişirmek, etini sövüş olarak yemek varken, sen tut et suyu esansıyla oyalan! Paranın gözü kör olsun! Çoluğun çocuğun nafakasıyla oynayanlar unmasın!
Sayfa 81 - — “Unmasın” kelime anlamı olarak yok..Kitabı okudu