Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
164 syf.
10/10 puan verdi
Bir Köy Enstitülü daha..
"Ben buralarda dolaşırken İstanbul'da bir kadın şairi Boğaz'da, Pendik'te, Florya'da, Şişli'de hanımlarla röportaj yapıyordu:- Atatürk'ün kadın konusundaki devrimleri gayesine erdi mi? diye soruyordu.Onlar da:- Evet, diyorlardı." Dursun Akçam Cumhuriyet tarihinde ilk defa 1963 yılında Doğu (Ardahan-Kars-Ağrı..) illerinde köylü
Analar ve Çocuklar
Analar ve ÇocuklarDursun Akçam · Yeni Büyük Dağıtım Yayınları · 19728 okunma
Karıları da kendileri gibi ölümsüz... Sevişerek evleniyorlar. Öyleleri var ki, evlendikten sonra gözü başkalarında... Hovardalıkları yaygın! Erkek tanrıların çoğu karılarından yılıyor. Karıları dişli. Zeus'un bir Hera'sı var; düşman başına! Hiçbir iş ondan gizli kalmıyor. Zavallı Zeus, bir tazeye gönlünü kaptırdı mı, olmadık yollara başvuruyor. Dana kılığına giriyor. At oluyor, it oluyor. Yılan bile oluyor. Bu Zeus, eteğine çok düşkün!.. Bu hovardalıklar sadece kendi aralarında değil. İnsanlara da daklaşıyorlar. Bakıyorsun, biri gökte uçup giderken, yerde bir çoban görüyor, ona... Biri bir asker görüyor, ona... Biri, inek sağan bir kız görüyor, ona... Ik mık dinlemiyorlar, sırtladıkları gibi götürüyorlar. Zavallı kızlar, zavallı delikanlılar, bir daha dönmüyorlar!
Sayfa 159 - LİTERATÜR YAYINLARI 8. BASIMKitabı okudu
Reklam
Kızıl Goncalar ve Kızzıl Kurtlar Aynı tip senaryo, birbirinin kopyası hikayeler seyretmekten gına gelmiş midir bilmiyorum ama vakti çok, işi yok seyirci kitlesi için dizi dizi diziler, birbirini izler ve hayat böyle geçip gider.Hemen her dizide birbirinden kopuk aileler vardır. Hemen her dizide ya annesi, ya da babası bilinmeyen, evlatlık edilmiş
Sonsuz enginliği bir anda tarayan göze ne bir kuş ne de bir yelkenli sunan bu deniz, ..özellikle ölümü çağrıştıran boşluğu yüzünden katlanıl­maz geldi. Çünkü parlak bir gökyüzünün altında tümüyle grim­si ve soluk bir beyazlıkta kalmasına karşın, yüzeyi çok düzgün bir biçimde kabarıktı. İnsanın gözü, elinde olmadan kıvrımları izliyor, bakışlar karşı konulmaz bir biçimde, yalnızca korkunç ve boş akı görünen, iyice kabarmış yüzeyi insan ruhuna en daya­nılmaz sorunları yönelten, gözbebeği geriye kaymış göz imgesi­ni düşündürüyordu. Sıvı öğe içinde koyun karmaşık kıvrımlarını pek az arayla izler gibi görünen ince beyaz çizgiler, zaman zaman sessizce kıyıya doğru ilerliyordu. O zaman insanın kulağı şaşkınlıkla su setinin yıkılmasına benzer korkunç bir çökmenin sesini algılıyor ve dana dili gibi serin, pürtüklü ve geniş sıvıdan oluşan bir dil kıyının kumlarını gıcırdatıyordu. .
Sayfa 27 - YKYKitabı okudu
Tanrılar, çeşit çeşit, boy boy... Yel üstüne, su üstüne, av üstüne; savaş, barış, bolluk, kıtlık üstüne; ölüm, doğum üstüne; güzellik üstüne; ayrı ayrı tanrılardı!... Karıları da kendileri gibi ölümsüz. Sevişerek evleniyorlar. Öyleleri var ki, evlendikten sonra gözü başkalarında... Hovardalıkları yaygın! Erkek tanrıların çoğu karılarından yılıyor. Karıları dişli. Zeus'un bir Hera'sı var; düşman başına! Hiçbir iş ondan gizli kalmıyor. Zavallı Zeus, bir tazeye gönlünü kaptırdı mı, olmadık yollara başvuruyor. Dana kılığına giriyor. At oluyor, it oluyor. Yılan bile oluyor. Bu Zeus, eteğine çok düşkün!...
Sayfa 159 - Literatür YayınlarıKitabı okudu
Yarım kilo buz gibi dana etini tencereye koyup kaynatmak, suyuna pilav pişirmek, etini sövüş olarak yemek varken, sen tut et suyu esansıyla oyalan! Paranın gözü kör olsun!
YKY
Reklam
"Yarım kilo buz gibi dana etini tencereye koyup kaynatmak, suyuna pilav pişirmek, etini sövüş olarak yemek varken, sen tut et suyu esansıyla oyalan! Paranın gözü kör olsun! Çoluğun çocuğun nafakasıyla oynayanlar unmasın!"
Yarım kilo buz gibi dana etini tencereye ko­yup kaynatmak, suyuna pilav pişirmek, eti­ni sövüş olarak yemek varken, sen tut et suyu esansıyla oyalan! Paranın gözü kör ol­sun! Çoluğun çocuğun nafakasıyla oynayan­lar unmasın!
Sayfa 81 - — “Unmasın” kelime anlamı olarak yok..Kitabı okudu
MaşaAllah yok yok , kim bu yaa ;d
° , üfürüğe ,büyüye , düşlere , akla gelebilecek her çeşit fala inanırdı ; yarı deli ermişlere , ev perilerine , kötü rastlantılara , kem göze , kocakarı ilaçlarına , hafta başı perhizlerine , yakında dünyanın sonunun geleceğine inanırdı . Paskalya gecesi alayında taşınan mumlar sönmezse o yıl kara buğday ürünün iyi olacağını , insan gözü değerse mantarın büyümeyeceğine inanırdı ; fareden , karayılandan , kurbağadan , serçeden , sülükten , gök gürültüsünden, soğuk sudan , esintiden , atlardan , keçilerden , kızıl saçlı insanlardan ve kar kedilerden korkardı . Cırcır böceklerini , köpekleri murdar sayardı ; dana eti , güvercin , ıstakoz, peynir , kuşkonmaz , yerelması , tavşan , karpuz yemezdi . °
Sayfa 115 - Oscar YayınlarıKitabı okudu
.............Kendimizi Tanımaya Çalışalım........... 1 / Kalp Diriliği Kalp devamlı kendi vazifesini görmek, Rabb’ini zikretmek ister. Nefis de hep uyanıktır, hiç uyumaz ve sahibine kötülükleri emretmekten geri durmaz. Kul, Allah Teâlâ’nın emirlerine kulak verdi ise ne âlâ, aksi durumda o nefis ve şeytanı dinler. Hakk’ı işitme yolunu kapatan her
Reklam
BİRAZ DA GÜLEK. . 😂 BURÇLAR •Kova: En eğlenceli aşklar ve en güzel arkadaşlıklar Kova'yla yaşanır. Çünkü panayır maymunu gibidir len bunlar, her eve lazım bu palyaçolardan hahahaha. Midene dikkat et bu ara dana gerdanım. •Oğlak: Tanımadıklarına ya da ilk tanıştıklarına karşı mesafeli ve ciddi bir tutum sergiler bir Oğlak. Kendisi
Arina Vlasyevna, eski zamanlardan kalma gerçek bir Rus soylusuydu; iki yüz yıl kadar önce, eski Moskova zamanında yaşamalıydı. Çok dindar ve hassas bir insandı, her türlü alamete, fala, büyüye, rüyaya inanırdı; ermişlere, perilere, orman devlerine, kötü tesadüflere, büyü yüzünden olan rahatsızlıklara, kocakarı ilaçlarına, yakında dünyanın
İşkembe (gras double) , dil ve daha da şaşırtıcısı dana gözü Ortaçağ'ın tercih edilen yüksek gastronomik ürünleriydi.
80'li yıllar...
Günlük dilde “hırt” ya da zeolojik bir yaklaşımla “ayıoğluayı” diye nüfus kütükleri ile birlikte anılan sonradan zengin olmuş taşra politikacılarına, hür demokratik düzenimizde genellikle “kereste” denilmektedir. Keresteler, sarı mercedes kullanıp, parmaklarına şövalye yüzük takarlar; altın dişe çok düşkündürler; göğüslerine dana gözü gibi madalyon asıp yaz-kış gömlek düğmelerini açık tutarlar. “Umuma açık yerlerde burun karıştırmayı” ve viskiyi cacığa karıştırıp, pastırma eşliğinde mideye indirdikten sonra ayrıca “bastırsın" diye üstüne şöbiyet ya da baklava gibi “milli tatlı” yemeyi pek severler. Keresteler, demokrasimizin tabanda gelişmesine çok yardımcı olmuşlardır. Bu yüzden kerestesi olmayan bir demokrasi düşünülemez.
Sayfa 39 - UĞUR MUMCU ARAŞTIRMACI GAZETECİLİK VAKFIKitabı okudu
Arina Vlasyevna, eski zamanlardan kalma gerçek bir Rus soylusuydu; iki yüz yıl kadar önce, eski Moskova zamanında yaşamalıydı. Çok dindar ve hassas bir insandı, her türlü alamete, fala, büyüye, rüyaya inanırdı; ermişlere, perilere, orman devlerine, kötü tesadüflere, büyü yüzünden olan rahatsızlıklara, kocakarı ilaçlarına, yakında dünyanın sonunun
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.